İZMİR - Yaptığı konuşmada Türkiye'nin ABD ve AB arasında görüşmeleri devam eden TTIP konusunda Gümrük Birliği anlaşması kapsamında bazı sıkıntılar yaşadığını, Gümrük Birliği anlaşmasının detaylarına bakıldığında hiçbir egemen devletin imzalamaması gereken bir anlaşma olduğunu ancak ülke olarak bu anlaşmadan büyük fayda gördüklerini anlattı.

"Türkiye'nin, AB, GB ve TTIP dışında kalmak gibi bir şansı yok"

ABD ile AB arasında görüşmeleri devam eden TTIP'nin sıradan bir anlaşma olmadığını, dünya ticaretinin yüzde 50'sini yeniden şekillendirecek bu anlaşmanın siyasi ve ileriki dönemde kültürel etkilerinin de bulunacağını anlatan Zeybekci, şunları söyledi:

"TTIP'nin parasal değeri dünya ticaretinin yüzde 50'sinin üzerindedir. Meksika ve Kanada'nın da katılmasıyla biraz daha artabilir. Öte yanda ABD ile Japonya,Yeni Zelandaya kadar 15 ülkeyle de ortaklık görüşmeleri devam ediyor. İkisi gerçekleştiği zaman dünya ekonomisinin üçte ikisinden fazlasına ulaşıyor.

Türkiye'nin gerek AB gerek Gümrük Birliği, gerekse TTIP dışında kalmak gibi bir şansı yoktur. Böyle bir tercihi asla kabul edemeyiz, biz bu organizasyonun içindeyiz. AB ile Gümrük Birliği anlaşması olan tek ülkeyiz. Bunu kabul edemeyeceğimizi, içinde olmamız gerektiğini her şartta anlatıyoruz."

Zeybekci, TTIP'nin uygulamaya girmesi halinde ABD'nin AB üzerinde elde ettiği tüm hak ve imkanları Türkiye üzerinde de otomatik olarak elde edeceğini, Türkiye'nin ise ABD üzerinde bu haklarla ilgili hiçbir şey elde edemeyeceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sözüm belki ileri gitmiş olabilir ama iyi anlaşılsın diye söylüyorum. Bu, ticari ve ekonomik anlamda Türkiye üzerinde bir Amerikan istilası demektir, böyle bir şeye yol açar. İstila kelimesinin yanlış anlaşılmasını istemiyorum. Biz aynı takımın içinde yer almak istiyoruz, ABD'nin AB'den elde ettiği tüm hakları biz de otomatik olarak ABD üzerinde elde etmek istiyoruz, eşitlik istiyoruz, eşit rekabet imkanı istiyoruz. Onların bize gelmesine ABD ürünlerinin, ticaretinin ve hizmetlerinin bize gelmesine asla hayır demiyoruz, diyoruz ki 'biz de size gelelim', biz kendimize güveniyoruz, rekabet edebileceğimize inanıyoruz."

Türkiye'nin bu konudaki endişelerini çeşitli ortamlarda dile getirdiğini, AB ve ABD ile görüşmeler yapıldığını, ocak ayında Brüksel'de AB yetkilileriyle ilk görüşmede Gümrük Birliği ilişkisinin kabul edilemez noktalara geldiği konusunda uzlaştıklarını, onların da Gümrük Birliği'nin yenilenmesi, upgrade edilmesi gerektiği görüşünü ifade ettiğini anlatan Zeybekci, Türkiye'nin bu konuda iki önerisinin olduğunu kaydetti.

Gümrük Birliği karar mekanizması içinde olarak 3. ülkelerle imzalanan tüm anlaşmaların içinde olunması önerisine Türkiye'nin AB tam üyesi olmaması nedeniyle karar mekanizması içinde yer almasına çekince konulduğunu söyleyen Zeybekci, "O zaman şunu önerdik. Biz sizin 3. ülkelerle imzaladığınız serbest ticaret anlaşmalarına otomatik olarak taraf olalım ve biz orada olalım. Sizin yaptığınız tüm görüşmeleri kabul edelim, sonuçlarına katlanalım. Bu iki öneri üzerinde görüşüyoruz. En son yaptığımız görüşmelerde bu alanlarla, karar ve istişare mekanizmalarının geliştirilmesiyle ilgili bizim söylemlerimizle ilgili görüşmekte zorlanıyorlardı. Ama hepsi kabul edilerek liste halinde tutanaklara geçirilmesini sağladık" dedi.

"Türkiye'nin GB, AB tam üyelik müzakereleri sürecinin dışında olmasını asla kabul etmiyoruz"

Son olarak Avustralya'da yaptıkları görüşmede ABD'nin de içinde bulunduğu üçlü mekanizmayla görüşmelerin devam ettirilmesine karar verildiğini belirten Zeybekci, ABD tarafıyla yaptıkları görüşmede de "gerçekten müttefiksek dostsak, Türkiye'nin menfaatleri sizin için önemliyse bizim için TTIP'nin içinde olmak kaçınılmazdır" dediklerini ifade etti.

Zeybekci, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz asla Türkiye'nin GB, AB tam üyelik müzakereleri sürecinin dışında olmasını asla kabul etmiyoruz. Bizim böyle bir seçeneğimiz, alternatifimiz yok. Ama ola ki böyle bir şey olursa yani siz TTIP'yi bizsiz imzalarsanız ve yürürlüğe koyarsanız maalesef üzülerek söylüyoruz ki GB bizim için sürdürülemez hale gelir. Sürdüremeyiz. Kendimizi korumak zorunda olduğumuzu anlattık lisan-ı münasiple. Çok iyi anlaşıldığını da biliyoruz. Önümüzdeki dönemde bu tarzda topyekün, başta cumhurbaşkanımız olmak üzere başbakanımız ve tüm bakanlarımız bu yönde çok yoğun görüşmeler yapacağız. Bugün buradayız, pazartesi ABD'deyiz, dönünce Hollanda, Belçika, Romanya, ardından Sırbistan, Japonya ve Kore gibi geniş bir alanda çalışacağız."

Güney Kore ile imzaladıkları serbest ticaret anlaşmasına hizmetler ve tarımı da ekleyeceklerini, Japonya ile de 2015 sonuna doğru bir sonuca ulaşmayı hedeflediklerini anlattı.

Türkiye'nin bu ortamda boş duramayacağını ifade eden Zeybekci, "Türkiye kendi geleceğini, kendi dünyasını kurmak zorundadır. Türkiye tabi olacak, çaresizce bekleyecek bir genetik yapıya sahip değildir. Duramayız. İstesek de duramayız. Onun için biz Türkiye olarak bu dönemde bizim için bir stratejik hedef olan AB ile Gümrük Birliği'ni upgrade ederek, yenileyerek, bunu tekrar bize yakışan, egemen bir ülkeye yakışan bir hale getirerek kadim müttefikimiz ABD ile olan TTIP içinde mutlaka ve mutlaka yer alacağız. Bunun tersini asla ve asla kabul etmiyoruz"

Rusya ile görüşmeler

Türkiye'nin hiç bir ülkeyi, hiç bir komşusunu ihmal etmeyeceğini ifade eden Zeybekci, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Balkanlar'ın Türkiye için çok önemli pazarlar olduğunu ifade etti.

Zeybekci, önümüzdeki dönemde en yoğun ekonomik ilişkiler içinde olacakları ülkelerden birinin de Rusya olacağına dikkati çekerek, "Rusya Ekonomi Bakanlığı ile çok hızlı bir süreç yaşıyoruz. Rusya bizim için ihmal edilecek bir pazar değildir. Rusya bizim için o coğrafyanın anahtarıdır. Kendimize yeni bir yol izleyeceğiz. Herşeyi çok yakından takip ettiğimizi bilmenizi istiyoruz. Kadim müttefiklerimiz bizim için çok önemlidir. Ama dünyada bütün ilişkiler menfaatler üzerinedir. Benim ülkemin menfaati hiç birşeyin önüne geçemez. Ülkemin ve insanımızın menfaatleri için ne gerekiyorsa yapacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın" şeklinde konuştu.