NEW YORK / ANIL SURAL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika Birleşik Devletleri programı çok yoğun bir şekilde devam ediyor.

Birleşmiş Milletler’in 72. Genel Kurulu’nda Salı günü hitap eden Erdoğan, Çarşamba günü ise güne  Bloomberg Küresel İş Forumu etkinliğine konuşmacı olarak başladı.

Cumhurbaşkanı'nın Bloomberg forumundan açıklamalarından satırbaşları; 

“Demokrasiye İnanmış Bir Ülkenin, Terör Örgütüyle İşbirliği Yapmasını Anlayamıyorum”

"Yaklaşık 100 bin halk Türkiye'den tekrar topraklarına dönme imkanı buldu. Okullarda sağlık kuruluşlarında adımlar attık. Bütün destekleri sağlıyoruz. Avrupa Birliği bize verdiği sözü tuttu mu? Tutmadı. Bize gelen destek 820 milyar avro."

"Türkiye bir NATO ülkesi. Bırakın S-400 nükleer silahlara sahip ülkeler var. Gerçekleri kenara bırakmak mümkün değil. Kendim S-400 belki S-500 hatta S-600'e sahip olmak durumundayım. Bunlar bir yöneticinin ülkesini koruma görevidir. Biz İHA'ları NATO'dan istedik. Paramızla istediğimiz halde alamadık. Basit Sig Sauer'i silah alamadık. Terör örgütlerine para almadan veriyorlar. Bu ne ile izah edilir? Görüşmeler devam ediyor. "

"54 yıldır Türkiye Avrupa Birliğinin kapısında bekliyor. Türkiye'ye uygulanan siyasi bir ambargodur. Türkiye'nin kişiliğine saygısızılıktır. Bize yalan söylediler. En son az önce söyledim bize 3 milyar avro vereceğiz dediler mültecilere verecek. Gelen rakam 820 milyar avro. Dürüstlük nerede? Bir de fasılları aç kapayı bitirdiler sadece açıyorlar sonra kapatmıyorlar. 15 fasıl 35'e çıktı."

"16 Mayıs'ta buradaydım. Yanımdaki korumalar PKK teröristler gösteri yapıyor polis müdahale etmiyor. Büyükelçilik rezidansında da gösteri yapıyorlar. Yakın mesafedeler. Korumalarım müdahale etmek durumunda kaldı. Onlardan kimseyi içeri almadılar korumalarım hakkında soruşturma açtılar 4 tanesi olay mahallinde değil 2'si Amerika'da değil Trump ile görüştüm takipçisiyim dedi. Buradaki kararın yanlış olduğunu Başkan'a söyledim. Eyaletten kaynaklandığını söylediler."

"Batı'da insan hakları konusunda adalet aramayın. Almanya'ya 4500 dosya verdim. Amerika'ya 85 koli dosya gönderdim. Yargılama sürecinde olmasına rağmen bize gönderilmiyor. Ülkemde darbe girişiminde bulunacaklar. Devletimizi yıkmaya yönelecekler. Her şeyden önce hukuk içinde hareket etmek gerekiyor."

Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin New York şehrinde kaldığı Otel The Peninsula’da devlet başkanlarını kabul etti.

 Somali Başbakanı Hasan Ali Hayri, Moldova Başbakanı Pavel Filipi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Arnavutluk Başbakanı Edi Ramayı, Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksanda Vucici, Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko ve Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, global sanal ticaret sitesi ‘Alibaba.com’un Kurucusu ve Başkanı Jack Ma'yı da otelde ağırladı.

Yoğun görüşmelerin ardından  New York Mandarin otelde TURKEN Vakfı nı  Geleneksel Gala Yemeği’ne katıldı ve davetlilere hitap etti.

Sözlerine bir yıllık aranın ardından TÜRKEN ailesiyle tekrar bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Erdoğan, artık geleneksel hale gelen bu yemek vesilesiyle salonda bulunanları bir araya getirenlere teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vakıf geleneğinin New Yorktaki temsilcisi olarak gördüğü TÜRKENin her geçen yıl güçlendiğini, Türkiye ile ABD arasında sağlam bir köprüye dönüştüğünü görmenin bahtiyarlığı içinde olduğunu söyledi.

Özel davetin önemli satır başları:

"ŞU KARDEŞLİK TABLOSUNUN HERKESE ÖRNEK OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda bulunanlara, "Bu akşam davete icabet eden, teşrifleriyle bizleri onurlandıran tüm öğrenci kardeşlerime bir kez daha hoş geldiniz diyor, her birine en kalbi selamlarımı sunuyorum. Adeta bir Birleşmiş Milletler Genel Kurulu salonunu andıran şu kardeşlik tablosunun herkese örnek olmasını temenni ediyorum." diye seslendi.

"Sevgili gençler, biz çıkarların, menfaatlerin, kirli hesapların bir araya getirdiği insanlar değiliz. Biz muhabbetin, dayanışmanın, karşılıklı saygının buluşturduğu insanlarız. Biz birbirini Allah için seven, Peygamber Efendimizin tabiriyle, bir duvarın tuğlaları gibi diğerine kenetlenmiş, 1,7 milyarlık bir kardeşler topluluğunun temsilcileriyiz.

Bilhassa ayrımcılığın arttığı, kin ve nefret atmosferinin yaygınlaştığı zor bir dönemde sizlerin bu muhabbetinizle herkese örnek olduğunuza inanıyorum. Kişisel ve kurumsal networkünüzü genişleterek, yolunuzda ilerlemenizi temenni ediyorum. Burada edindiğiniz hasretler, kök salan dostluklar bir ömür boyu yolunuzu ve ufkunuzu aydınlatacaktır."

"SABIR, İNSANI MAKSADINA ULAŞTIRAN EN HIZLI KILAVUZDUR"

Erdoğan, gurbette tesis edilen dostlukların hasret, çile ve zorluklarla yoğrularak tıpkı "kor ateşle dövülen demir" gibi çelikleştiğini dile getirdi.

Salondaki gençlere, asla yaptıkları şeyleri ve kurdukları dostlukları küçümsememeleri, edindikleri tecrübeleri de asla hafife almamaları gerektiği çağrısında bulunan Erdoğan, "Bizim inancımızda ibadetin bile az da olsa düzenli, sürekli olanı makbuldür. Burada yapılan çalışmalar kimi zaman meyvelerini 10 yıl sonra, kimi zaman 20 yıl sonra, belki 50 sene sonra verecektir ama bugün sizlerin yaşadığı zorlukları sizlerin çocukları, torunları inşallah yaşamayacaktır." ifadelerini kullandı.

İhanetin kimsenin yanına kar kalmayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türk adaletinden firar ettiklerini düşünen korkaklar bir gün mutlaka döktükleri kanın hesabını vereceklerdir. Yıllarca dünyanın her köşesinde hizmet, himmet, diyalog diyerek örgütlenen bu ihanet şebekesinin foyası ortaya çıkmıştır. Birçok ülke kimi açıktan ve doğrudan, kimi de örtülü olarak Feto konusunda gerekli tedbirleri almaktadır. Elbette dost bildiğimiz kimi ülkelerin sırf Türkiyeye zarar vermek için örgütü kullanmaya devam ettiğini biz gayet iyi biliyoruz. Nerede, kim, neler yapıyor bunları gayet iyi biliyoruz ama öyle durum var ki sabretmek bizim için bir mecburiyet oluyor. Bugün kısa vadeli çıkarları için örgüte kol kanat gerenlerin yarın bu ihtiyaç ortadan kalktığında neler yapacağını hep birlikte göreceğiz. Çünkü herkes bilir ki akrebin karakteri sokmak, hainin karakteri de ihanet etmektir. Fetocular kimin eteğine yapışırsa yapışsınlar, dünyanın neresine kaçarsa kaçsınlar kullanılma sürelerinin ne zaman dolacağının endişesiyle daima korku içinde, zelil bir şekilde yaşayacaklardır."

Erdoğan, "Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşır." atasözünü hatırlattı.

Söz konusu terör örgütünün yalanlarına değinen Erdoğan, "Bugün birileri şahsıma, AK Partiye ve ülkemize düşmanlıkları hasebiyle Fetonun yalanlarının yayılmasına destek veriyor. Örgüt kara propaganda faaliyetlerine hem Amerikada hem de dünyanın farklı coğrafyalarında tüm hızıyla devam ediyor. Yalanın panzehiri elbette hakikattir. Hakikat güneşinin ışıklarına direnebilecek hiçbir karanlık yoktur." ifadelerini kullandı.

Salonda bulunan katılımcılara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sizlerden bir taraftan derslerinize, eğitiminize eğilirken diğer taraftan da ümmetin ve insanlığın geleceği için tehdit oluşturan bu ve bu tür yapılara karşı mücadele etmenizi özellikle rica ediyorum. Fetonun DEAŞtan veya PKKdan bir farkının olmadığını herkesin görmesi, anlaması gerekiyor. Fetö milletimize çektirdiği acılar yanında Amerikada birçok sahtekarlığa ve usulsüzlüğe de imza atıyor. İşte charter schoolları üzerinden yapılan vurgunun buz dağının sadece görülen yüzü olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Sadece bunu Amerikalı dostlarımız hala anlamadılar veya anlamak istemiyorlar. Bu okullarda yapılan hırsızlıkların da yavaş yavaş ifşa olmaya, basında ve kamuoyunda tartışılmaya başlandığını görüyoruz. Amerikalı dostlarımızın çok uzak olmayan bir gelecekte bu örgütü gerçek yüzüyle göreceklerine inanıyorum. Allahın yardımı, milletimizin desteği, sizlerin ve bizlerin ortak çabasıyla bu tehdidin de üstesinden hep birlikte inşallah geleceğiz."

Öğrencilere öğretim hayatı ve vakıf çalışmalarında başarı dileyen ve vakıfta emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, inşası başlayacak hizmet ve yurt binasının öğrenciler için eğitim ve öğretimde bir harekat merkezi olmasını temenni etti.