Son günlerde artan bir biçimde Türk’e, Türklüğe, Türkiye Cumhuriyeti’ne Bayrağımıza ve Cumhuriyetimizin kurucu lideri Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’e karşı utanç verici bir itibarsızlaştırma kampanyası sürdürülmektedir. 10 Kasımlar’da saat 09.05’te halkın büyük bir sevgi ve içtenlikle katıldığı ATATÜRK’e saygı duruşunun, bir kısım medya aracılığıyla malum çevreler ve aydın geçinen bazı dangalaklar tarafından eleştirilmeye başlanması son derece kasıtlı, art niyetli ve edepsizce kurgulamış psikolojik harp yöntemidir. Bunu yapanları esefle kınıyorum.  
Hükümetin uygulamaya koyduğu çözüm sürecine rağmen yaşanan gelişmeler giderek toplumsal birlik beraberlik duygusunu zedelerken, yarattığı çaresizlik ve umutsuzluk duygusuyla ciddi bir kırılma yaratmakta. Pkk terörünün yarattığı psikoloji bu ülkenin kanunlarına ve kamu düzenine saygılı, namuslu, onurlu ve toplumsal huzurun devamını isteyen sade vatandaşları üzerinde  çok olumsuz bir etki yapmakta ve BDP.liler tarafından dile getirilen “duygusal kopuş” asıl bu kesimde yaşanmaktadır. Amaç, bin yıllık kardeşliği bozmaksa eğer, bu konuda başarılı sayılabilirler. Bunca teröre rağmen Kürtlere karşı Türkler tarafından hiç bir zaman düşünülmeyen Kürt antipatisi, artık her ortamda sıkça duyulur olmaya başlamıştır. Bu husus başta Kürt kökenliler olmak üzere tüm siyasetçiler tarafından üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir gelişmedir.
Bölücü hainlerin terör eylemleriyle bozdukları kamu düzeni ile katlettikleri bunca insana ve başta okullar olmak üzere yakıp yıktıkları kamu binaları ve şantiyelerine rağmen BDP’lilerin mağdur edebiyatı yapmaları kabak insanlarda bunların gerçek niyetleri konusunda samimi olmadıkları duygusunu yarattı.
Mağdur edebiyatıyla her şeyi istismar eden Kürtler’in etnik kimliği, her zaman uluslararası çıkar çatışmalarının ve ideolojilerin etkisinde kalmıştır. Kürtleri, kendi milli çıkarları doğrultusunda istismar etmeyi hedefleyen devletler ve çıkar odakları, Kürt kimliğine bilimsel ölçütler içinde yaklaşmaya çalışan araştırmalara karşı ve etkili bir psikolojik savaş yürütmüşlerdir. Böylece kendi konjonktürel tezlerinin etkinlik kazanmasını sağlamışlardır.(1)
Prof.Dr.Ümit ÖZDAĞ’ın “Türk Sorunu”  kitabında yazdığı gibi, Pkk eksenli ve mafya bağlantılı Kürtlerin yaptıkları kanunsuzluklar normal insanları mağdur etmektedir. Kürt kökenli kişi ve grupların gerçekleştirdiği bölücü, şiddet yanlısı, mafyatik yapılanmalar ve en önemlisi terörü destekleyici söylemler karşısında takınılan duyarsızlık ve yeterince ciddi bir sorgulamaya tabi tutulmaması gözlerden kaçmamaktadır. Oluşturulan hava, Kürtler şiddet de dahil ne yaparsa yapsın hakıldır, görmezden gelinmelidir, demekle eş anlamlıdır... “Mağdur Kürtler” algısı bölücü, siyasi Kürtçülerin ve bunun yanında konuya ilgi duyan aydınların, sürekli etkisinde oldukları ve kullandıkları bir argümandır. Yanlış ve haksız bir empati hastalığı sorunu daha da derinleştirmektedir.
Türkiye’de birçok insan karamsarlık içinde, adalete inanç azaldı, çocuklarımız nasıl bir ülkede yaşayacak kaygısının yarattığı endişe ve geleceğe kuşku ile bakmakta olan ve hatta gelişmiş bir Batı ülkesine göç etmeyi düşünler çoğaldı. İsyan provalarıyla sokakları karıştıran, Bayrağımızı, Atatürk heykellerini, okulları bile yakan teröristlere ve yandaşlarına karşı sanki mağlup ve mahkummuşuz gibi sessiz kalınması ve kamu düzeninin sağlanmasında yaşanan sıkıntılar vatandaşı canından bezdirdi. Bu nedenle halk arasında duygusal bir kopuş süreci yaşanmakta.
Hemen güneyimizde yaşananlar herkesin ders alacağı ibretlik örneklerdir. Amerikan işgaliyle bunca cana malolan ve harabe haline gelen Irak’ta ve şimdi de Suriye’de yaşanan korkunç yıkıma rağmen kurgulanan bölünme süreçleri, farklı dinamiklerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Tüm dünyanın gözleri önünde adı geçen ülkelerin kan denizine dönüşmesi sadece kresel güçlerin silah sanayilerini beslemektedir. Milyonlarca insan yerlerini, yurtlarını ve ülkelerini terketmek zorunda kalmış, perişan bir vaziyettedir. Bu ve benzeri kaostan medet uman ihanet odaklarının da ödeyeceği bir bedel mutlaka olacaktır...Allah Türkiye’mizi ve Türk milletini beladan korusun...