Olumsuz duygular, bilinç altına itilen olaylar, söylenmeyen sözler kişiyi kanser yapıyor.

Korku ve gerginlik kellik, ülser hatta ayak ağrılarına da neden oluyor.

Her hastalığın bir psikolojik nedeni olduğunu belirten uzmanlar, kişilerin söylemek istedikleri sözleri dışa vurmadıklarında kansere sebep olduğunu savunuyor.

Söylenmek istenen sözler enerji olarak kişinin boğazına geliyor ve onu söz ile dışarı vurmadığında o enerji orada tıkanarak ileride ciddi rahatsızlıklar meydana gelmesine sebep oluyor.

Boğazdaki sorun karın bölgesine de yansıyor. Bu rahatsızlıklar zamanla kişide kansere neden oluyor.

Kişilerin içindeki bazı düşünceler, olumsuz davranışlar gösteren kişileri yaşamına çekiyor. Bu tür düşüncelerini değiştirdiği zaman, o tür kişiler de başka kapıya gidiyor. Artık o insanları hayatına çekmiyor.

Bu dört olumsuz duygu, fiziksel boyutta da ortaya çıkıyor. Kırgınlık (gücenme, darılma, öfke) uzun zaman içte tutulduğunda bedeni yemeye başlıyor ve kanser denen hastalığa sebep oluyor.

Sürekli kendini ya da başkalarını eleştirmek, yargılamak romatizmanın kaynağı. Suçluluk duygusu daima ceza arıyor ve bu ceza da ağrılar yaratıyor.

İçinde bulunduğumuz toplum çeşitli korkularla  dolu bir bilince sahiptir. Kişi kim olduğunu anlayıp, içindeki gücü açığa çıkarttığında, endişeler ve korkuları da uçup gidiyor. Kişi korkularını bırakması için, kendi değerini açığa çıkartması gerekiyor.

Kendi değerini açığa çıkartmak için de kendine güvenmesi ve inanması gerekiyor. Kişilerin öz güveni arttığında, korkuları da ortadan kalkıyor.

Kırgınlık (gücenme, darılma, öfke) duygusundan bağışlama yoluyla kurtulmak kanseri bile yeniyor.