TUNUS - Tunus'ta, devrik lider Zeynel Abidin Bin Ali’nin 2011 yılındaki Yasemin Devrimi ile görevden uzaklaştırılmasının ardından gerçekleşecek ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu pazar günü düzenlenecek.

Seçimlerde eski cumhurbaşkanları Habib Burgiba ve Zeynelabidin bin Ali dönemlerinde kazandığı siyasi tecrübeyle Nida Tunus Partisi'nin Genel Başkanı 88 yaşındaki Baci Kaid es-Sibsi ile meclis tarafından Cumhurbaşkanlığı görevine getirilen Muhammed Munsıf el-Merzuki yarışacak.

"Tunus'u 21. yüzyıla gerçek anlamda taşıyacak projelerim var" diyen Sibsi'ye ilişkin, "Bu seçimlerde geçen zamanın kendisinden çok şey alıp götürmediğini aksine tecrübesini artırdığını kanıtlamak istiyor" yorumları yapılıyor.

Fransa'da öğrenci olduğu sırada 1950'li yıllarda siyasete atılan Sibsi, Cumhurbaşkanı Habib Burgiba tarafından kurulan Yeni Düstur Partisi'nin aktivistleriyle birlikte sömürgecilere karşı mücadele etti. Tunus'a dönüşünü müteakiben ulusal hareketin lideri Burgiba ile yakınlaşan Sibsi, bu dönemde pek çok görevde bulundu. Ancak Sibsi'nin gerçek anlamda siyasi yaşamı 1967'de İçişleri Bakanlığına atanmasıyla başladı.

Sibsi'nin siyasi geçmişi

İçişleri Bakanlığının ardından Savunma Bakanlığı görevine getirilen Sibsi, bir süre sonra da Fransa'da büyükelçilik yaptı. Sibsi, bu süreçte dönemin iktidar partisiyle arasındaki anlaşmazlıklara rağmen siyasetten uzak kalmadı.

Sibsi, Muammer Kaddafi yönetimindeki Libya ile tırmanan gerginlik, 1982'de Filistin Kurtuluş Hareketi (FKÖ) milislerinin ülkede ağırlanması, İsrail'in 1985'te Tunus'taki FKÖ binasını bombalaması gibi kritik süreçlerde Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı. Birleşmiş Milletler'in (BM) İsrail'in bu saldırısını kınaması, Tunus diplomasisinin başındaki "Sibsi'nin siyasi başarısını taçlandıran olay" olarak değerlendirildi.

Uzun bir müddet siyaset sahnesinde görünmeyen Sibsi, devrim sonrasının karışık ortamında yeniden ve başbakan olarak göreve geldi. Sibsi'nin yeni görevi Tunusluların büyük bölümü için Burgiba yönetiminin geri gelmesi anlamını taşıyordu. "Devletin azametini" söylemlerinde ön plana çıkaran Sibsi'nin kişilik olarak "Tunusluların manevi babaları" olarak gördüğü Burgiba'ya benzediği yorumu yapıldı.

Muhalifleri Sibsi'yi, İçişleri Bakanı olduğu dönemde uyguladığı baskı, devrik Cumhurbaşkanı Zeynelabidin bin Ali döneminde aldığı görevler ve devrim sonrasında başbakanlığı süresince kötü yönetimiyle hatırlasa da bazıları onu "Tunus'u modern, adil bir devlet, Arap ve İslami kimliğiyle gurur duyan bir millet, güvenlik ve özgürlüklerin bekçisi bir hükümetin inşası görevine hazırlayan aday" olarak tanımlıyor.

Muhafazakarla iyi ilişkilere sahip "laik" aday : Merzuki

Seçimlerin diğer adayı ülkenin 4'üncü Cumhurbaşkanı Merzuki ise Tunus'ta muhafazakar kesimle çok iyi ilişkilere sahip "laik" biri olarak nitelendiriliyor.

Tunus'ta 1945 yılında dünyaya gelen Merzuki, hekimliğinin yanı sıra siyasi kişiliği ve insan hakları savunuculuğuyla adından söz ettiren figür olarak biliniyor.

Merzuki, 1961 yılında, Fransa'da çalışan babasının yanına gitti. Strasbourg Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi'nden mezun oldu. Fransa'da 15 yıl kaldıktan sonra ülkesine dönen Merzuki, Tunus Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı'nda yardımcı doçent olarak görev yaptı. O sırada birçok sosyal sorumluluk projesinde yer aldı. 1994 yılında tutuklanarak tek kişilik hücre hapsine alınan Merzuki, 4 aylık hapis süresinin ardından Güney Afrika'nın efsanevi lideri Nelson Mandela başta olmak üzere uluslararası tarafların dönemin yönetimine baskıları sonucu serbest bırakıldı. Merzuki, 2001 yılında sürgüne gönderildiği Fransa'dan 2011 yılında ülkesine döndü. Merzuki ,12 Aralık 2011'de yapılan seçimlerde geçiş sürecini yönetmek üzere Cumhurbaşkanı seçilmişti.

Verdiği röportajlarda muhafazakar kesimle olan diyaloğuna ilişkin Merzuki şu ifadeleri kullanıyor:

"Gençliğim 70'li yıllarda geçti. O dönemlerde ya solcu ya da milliyetçi oluyordunuz. Demokrasi yanlıları ya da İslami eğilimliler sahnede yoktu. Ben ise hem sol hem de milliyetçi görüşe sahiptim. Ancak daha sonra şunu farkettim ki, bu gruplar içinde bir kısım, İslami kesime saldırmaya hevesli hale geldi, onlar için sosyal tabakalaşma, fakirlik ve ötekileştirme ikincil dereceye düştü. Bu durum, 90'larda diktatörlerle iş birliğine kadar vardı. Bunu bir kayma olarak niteliyorum, benim solculuğum fakirlere ve ezilmiş tabakalara vefalı olmak anlamına gelir."

İkinci turda yarışacağı rakibi El-Baci Kaid es-Sibsi'nin "ülkeyi tıpkı eski rejim gibi yöneteceği ve özgürlükleri kısıtlayacağı"nı savunan Merzuki, yönetimde bulunduğu süre boyunca herhangi bir yasak uygulamaya koymadığına vurgu yapıyor.

Yönetimde olduğu dönemde, Arap coğrafyasında yaşanan olaylara karşı hassas tavrıyla dikkati çeken Merzuki, Suriye rejimi ve Mısır'daki darbe yönetiminin karşısında durmuştu.

Merzuki, 2011 yılında ülkede yaşanan şiddet olayları sebebiyle Suriye ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alarak büyükelçiyi sınırdışı etmiş, 26 Eylül 2013'te BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada da Mısır makamlarını darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi bir an önce serbest bırakmaya, Gazzelilerin sıkıntılarının hafifletilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açmaya çağırmıştı.