KAHİRE - Kahire Amerikan Üniversitesi Siyasi Bilimler Öğretim Üyesi Mustafa Kamil es-Seyyid, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Mısır'daki parçalanmışlık hali, gösteri çağrısında bulunan muhalefet partilerini özellikle son günlerde meydana gelen şiddet olaylarını kınamaktan alıkoydu. Muhalefetle hükümet arasındaki siyasi anlaşmazlık, şiddeti pekiştiren bir ortam hazırladı. Yürütme organlarının tepki vermemesi ve ülkede olanların gerçek yüzünü ortaya çıkarmaması bu şiddeti besleyen kaynaklardan biri oldu'' dedi.

Cumhurbaşkanlığı ile halk arasında ciddi bir diyalog kurulamamış olmasının şiddet halini körüklediğini ifade eden Seyyid, İslami eğilimli partilerin liderlerinin, muhalefeti hafife alan söylemleri sebebiyle şiddeti artırdıkları suçlamasında bulundu.

Eş-Şuruk Gazetesi Yayın Yönetmeni Vail Kandil ise ülkede hakim olan şiddet halinin sebeplerinden birinin ülkedeki siyasi elitin, insani temeller üzerinde sorunu çözmek yerine, halkı kullanarak siyasi çatışma halini daha da artırmasını gösterdi.

''Siyasi partilerin söylemlerini dinleyenler, devrimin hedeflerinin gerçekleştirilmesini talep etmek yerine şiddetten yana taraf olduklarını göreceklerdir'' diyen Kandil, İslami akımın kullandığı dilin diyaloğu daha beşikteyken öldürdüğünü iddia etti.

Şiddet olaylarında, güvenlik mekanizmasının acziyetinin de payı olduğunu savunan askeri uzman Hasan el-Vişahi de, gösterilerin bölgesel faktörlerin yanı sıra, Hüsnü Mübarek rejimine bağlı olup, eski yönetimin yeniden iş başına gelmesini isteyen kişilerce organize edildiğini öne sürdü.

Mübarek döneminde 'baltacı' olarak adlandırılan grupların türediğini ve bunların rejimi korumaya çalıştığını belirten Vişahi, güvenlik güçlerinin kontrolünde olan bu grupların halen faaliyette olduğunu kaydetti.

Strateji uzmanı Adil Süleyman ise şiddet olaylarının dozunun artması ve halkın olayların özünden haberdar olmamasının devletin azametine halel getirdiğini ve güvenlik güçlerinin acziyet içinde olduğunun herkes tarafından fark edildiğini dile getirdi.

Mısır'da devrimin ikinci yıl dönümünde ve Port Said davasında 21 sanık hakkında verilen idam kararının ardından başlayan şiddet olaylarında 50'den fazla kişi hayatını kaybetmiş, bin 500'ün üzerinde kişi de yaralanmıştı.