İsrail’in Haaretz gazetesinin haberine göre, Kudüs Belediyesi’nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun baskısıyla kadın ve erkek Yahudilerin Burak Duvarı’ndaki ortak ibadet sahasını genişletme kararı aldığı belirtildi.

Haberde, söz konusu genişletme planının özel bir yönetmelik çerçevesinde onaylandığı belirtilerek, belediyenin planı bu ay başında tartışmaya açtığı ve bir hafta önce planı onayladığına dikkat çekildi.

Kadın ve erkek Yahudilerin ayrı ayrı ibadet ettiği Burak Duvarı’ndaki karma ibadet alanına ise dindar Yahudiler karşı çıkıyor.

Öte yandan, Kudüs İslami Vakıflar İdaresi de Ağlama Duvarı alanının İslami vakıf olduğu ve Mescid-i Aksa’nın bir parçası olduğunu vurgulayarak, söz konusu alanın İsrail tarafından kontrol edilmesini reddediyor.

İsrail hükümeti birkaç yıl önce reformist Yahudiler için Burak Duvarı’nda, muhafazakâr Yahudilerin aksine kadın ve erkeklerin ortak ibadet edecekleri bir alan açtı.

 Burak (Ağlama) Duvarı

Müslümanlara göre, Mescid-i Aksa'nın batısında yer alan Burak Duvarı, Hazreti Muhammed'in İsra ve Mirac gecesi Burak adlı bineğini bağladığı yer olarak kabul ediliyor.

Burak Duvarı'nı "Ağlama Duvarı" olarak isimlendiren Yahudiler ise buranın sözde yıkılan ve Mescid-i Aksa'nın üzerinde bulunduğu alana yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyledikleri Süleyman Mabedi'nin tek kalıntısı olduğunu öne sürüyor.

Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor. Yahudiler ise içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa Külliyesi altında Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Harem-i Şerif'te kendilerinin de ibadet etme hakkı olduğunu savunuyor.

UNESCO Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim 2016'da Mescid-i Aksa'nın Musevilikle bağına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı oylamış ve tasarı, 6'ya karşılık 24 oyla kabul edilmişti. İsrail’in tepkiyle karşıladığı karar için Fransa çekimser oy kullanırken, ABD, Almanya ve İngiltere "hayır" oyu kullanan ülkeler arasında yer almıştı. Karar daha sonra UNESCO Yürütme Kurulu tarafından da onaylanmıştı.