SANA 

Yemen'de Suudi Arabistan'ın önderliğindeki koalisyonun başlattığı ''Kararlılık Fırtınası'' adı verilen hava operasyonu, bazı kilit noktaları üzerinde yoğunlaşıyor.

Sekiz Arap ülkesinin oluşturduğu (Suudi Arabistan'ın öncülüğünde Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Bahreyn, Ürdün, Sudan, Kuveyt ve Fas) koalisyonun Husilere yönelik hava operasyonu kararını almasında, Husilerle siyasi bir çözümden ümidin kesilmesi, bölgede DAEŞ tehdidi ve İran-ABD yakınlaşması gibi birçok nedenin etkili olduğu öngörülüyor.

Husilere olan güvenin sarsılması

Husilerin KİK ülkelerinin çabaları başta olmak üzere söz konusu anlaşmalara bağlı kalmamaları, süreç içerisinde takındıkları olumsuz tavır, Körfez ülkelerinde Husiler ile siyasi bir çözüme ulaşılamayacağı ve Husilerin arkasında İran'ın bulunduğu kanaatini oluşturdu. Husilere olan güvenleri sarsılan Körfez ülkeleri, Şii olan Husilerin ülkenin geri kalanında yayılmasını tehlike teşkil edeceğinden hareketle, ''Kararlılık Fırtınası'' adı verilen hava operasyonu düzenleyerek mevcut duruma "dur" demek istedi.

"DAEŞ güçlenir" korkusu

Öte yandan, Körfez ülkelerinin, çatışmaların yaşandığı ülkelerde istikrarsız ortamdan yararlanan DAEŞ'in Suudi Arabistan ile sınırı bulunan Yemen'de güçlenmesinden duyulan korku da operasyonun başlatılmasındaki önemli noktalardan biridir.

İran-ABD yakınlaşması endişesi

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper’ın bu yıl Senato’ya sunduğu yıllık güvenlik değerlendirme raporunda, İran ile Lübnan Hizbullah'ının, “terör tehditleri” listesinde yer almaması da Körfez ülkelerinde endişe verici bir adım olarak yorumlandı. İran ve Şiilerin, Körfez ülkeleri başta olmak üzere bölgede nüfuzunu arttırması korkusu operasyon kararını hızlandırdı.