NEW YORK - Amerikalı Prof. Andrew Bacevich mezhep çatışmasının şiddet yanlısı aşırı uçlar dışında hiç kimsenin menfaatine olmadığını belirterek, halifelik kurmayı arzulayan DAEŞ'in hırsının kapasitesini aştığını ifade etti.

AA muhabirine açıklamada bulunan Boston Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Bacevich, "DAEŞ, Ortadoğu’nun tamamını ya da çoğunu kapsayan yeni bir halifelik kurmayı arzuluyor. Ancak hırsı kapasitesini aşıyor" dedi.

Bacevich, DAEŞ tarafından devam ettirilen tehdidin 2003'ten beri güçsüzleşen Irak için ölümcül olabileceğini vurguladı.

"Irak etnik ve mezhepsel çizgilere ayrıldı"

Mezhep savaşının kimsenin faydasına olmayacağını belirten Prof Bacevich şunları kaydetti:

"Benim umudum, özellikle Suudi Arabistan ve İran’daki soğuk kanlı kimseler, bütün mezhep savaşlarının bu şiddet yanlısı aşırı uçlar dışında kimsenin yararına olmayacağının farkına varmaları. Bir çok kanıt gösteriyor ki Irak etnik ve mezhepsel çizgilere ayrıldı."

Temel ABD siyasetinin 11 Eylül'den ve hatta öncesinden bu yana yanlış yönetildiğini belirten Prof Bacevich, Obama yönetiminin de kayda değer bir stratejisinin olmadığı belirtti. Bacevich, "Olaylara verilen tepkiler, kötü durumların daha kötüye gitmesine engel olmayı ummaktan ibaret" dedi.

"Bağdat'taki Şii yönetiminin İran'a bağımlığını azaltması şüpheli"

Kentucky Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Robert Olson ise AA muhabirine yaptığı açıklamada "DAEŞ'in çok daha geniş bir alana yayılacağına dair bir öngörüm yok" dedi.

"Bana göre, Irak Savaşı  mezhep savaşı olarak başlamadı ama o yönde gelişti." diyen Ortadoğu uzmanı Prof. Olson, savaşlar sonucunda Irak'ın gücünü iyice kaybettiğini belirtti.

Prof Olson şöyle devam etti:

"Eğer Bağdat’taki Şii hükümet Irak’taki kontrol ettiği bölümde, varlığını bağımsız olarak sürdürebilen bir yönetim kurmak isterse, İran'a olan bağımlılığını azaltması şüpheli. Bu, ABD ve Irak’taki İran destekli Şii kuvvetler arasındaki işbirliğinden belli. Öyle görünüyor ki, Şiilik Ortadoğu'daki birçok kurum için zorlayıcı bir güç, buna Türkiye de dahil"

Ortadoğu'da ve Irak'ta mezhepçilik ve farklılıkların büyüyeceğini ileri süren Prof Olson, bu farklılıkların ve her rakip grubun propaganda retoriğinin, din ve ideoloji üzerine olacağını ifade etti.

"ABD, mezhep savaşını hayati endişe olarak görmüyor"

Prof Oslon açıklamasında, "ABD'de Irak'ta ve Ortadoğu'daki mezhep savaşını hayati endişe olarak görmüyor" diyerek şunları kaydetti:

 "ABD Ortadoğu'daki jeo-politikal ve jeo-ekonomik endişelerini yönetebilmek için yeterli istikrar arıyor. Böylece mümkün olduğu kadar bölgedeki küresel jeopolitik ve jeo-ekonomik kaygılarını en aza indirebilir"

Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi uzmanlarından Anthony Cordesman ise Ramadi'nin düşmesi ve DAEŞ'in toprak kazanması konusunda yaptığı açıklamada, Irak ordusunun savaşmaya uygun bir yapısının olmadığını belirtti.

Hafta içinde Irak'ın Anbar eyaletinin Ramadi kentinin DAEŞ tarafından ele geçirilmesinin ardından Irak hükumetinin, Şii milislerden kenti geri almak amacıyla yardım talebinde bulunduğu bildirilirken, DAEŞ'in 2006-2007’de Amerikan güçlerinin sert çatışmalar yaşadığı Sunni nüfusun hakim bölgeyi ele geçirmesi, Washington’a da bir "darbe" olarak değerlendirilmişti.