KİEV - Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, ülkenin doğusunda çatışma bölgesindeki askeri birliklerden birinde kendi oğlunun da bulunduğunu açıkladı.

Poroşenko, ülke gündemine ve doğuda devam eden krize ilişkin ulusal televizyon kanallarına açıklamalarda bulundu.

Çatışma bölgesinin ön sıralarında uzun süre bulunan askeri birliklerin rotasyonunu yaptıklarını açıklayan Poroşenko, "Bunu ilk defa söylemem gerekiyor. Rotasyonu yapılan askeri birliklerden birinde oğlum da bulunuyordu. Ben bunu söylemek istemezdim ama eğer oğlun savaştaysa sen de bu savaşı daha farklı kabul ediyorsun" ifadesini kullandı.

 "Bayrak varsa, kaynak da var"

Ukrayna bütçesinin sadece Ukrayna bayrağı altına dönecek bölgeleri finanse edeceğini vurgulayan Poroşenko, "Bayrak varsa, kaynak da vardır" dedi. Poroşenko, finans mekanizmasının çok basit olduğunu, bütçede özel fon oluşturulacağını, Donbas bölgesindeki altyapının yeniden onarılması için de bu fondan kaynak ayrılacağını açıkladı.

ABD ziyaretinin esas amaçlarından birinin de özel fonun oluşturulmasına ilişkin donörler konferansının hazırlıkları olduğuna işaret eden Poroşenko, Donbas'ta sadece "barış, Ukrayna hakimiyeti ve meşru seçilmiş yerel yönetimin" olduğu bölgeyi finanse edeceğini kaydetti.

Minsk'te kabul edilen protokolün önemine değinen Poroşenko, söz konusu dokümanın ateşkes mekanizmalarını belirleyeceğini ve silahlı çatışmanın durdurulması için bir taahhüt oluşturacağını ifade etti.

Poroşenko, doğuda özel statü alacak bazı bölgelerin çevresini Ukrayna sınır koruma birliklerinin kontrol edeceğini belirtti. Poroşenko, işgal edilen bölgelerde Ukrayna hakimiyetinin yeniden yerleştirilmesinin ardından bölgedeki her şahısın vatandaşlık meselesini netleştirmesi gerektiğini kaydederek, “Kim Rusya pasaportu almak isterse o onun kendi tercihi. Ukrayna yasaları çifte vatandaşlığa imkan vermiyor. Eğer, Rusya pasaportu alıyorsanız, Rusya vatandaşları gibi Ukrayna'da 90 gün kalabiliyorsunuz. Sonrası içinse oturma izni alınması gerekiyor. İşte o zaman oy kullanamazsınız, bu sizin hakkınız” ifadesini kullandı.

"Barış sürecine ilişkin görüş ayrılığı yok"

Poroşenko, Ukrayna hükümeti ve parlamentosu başkanları ile aralarında, doğudaki barış sürecinin uygulanmasına ilişkin herhangi bir görüş farklılığı olmadığını belirterek, "Barış planı ve olayların barışçıl yolla çözülmesine ilişkin hiçbir görüş farklılığı yoktur” dedi. Poroşenko, bu konuda tüm organlarının aynı yönde çalıştığını söyledi.

Sorunun çözümüne yönelik Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmenin önem arzettiğini kaydeden Poroşenko, bu görüşmelere ABD Devlet Başkanı Barack Obama'nın da dahil edilmesi gerektiğini ifade etti. Poroşenko, “Biz, (Putin'le) Minsk'te iki kez çok uzun görüşme yaptık. Genelde, böyle görüşmeler önem arzediyor. Böyle görüşmeler olmasaydı, şu anda gördüğümüz süreç de olmazdı” ifadesini kullandı.

Ukrayna'nın NATO üyesi olmayan ülkeler arasında ABD ile savunma alanında işbirliğinde en yüksek statüye sahip ülke olduğunu söyleyen Poroşenko, ABD'den ülke savunması için gereken ve ordunun verimliliğini 10 kat daha artıracak modern istihbarat, keşif ve diğer gözetleme cihazları aldıklarını kaydetti.

"Minsk'teki görüşmeler bir kandırmacadır"

Öte yandan, Eski Ukrayna Başbakanı ve Vatan Partisi lideri Yulia Timoşenko, ulusal televizyon kanalında yaptığı açıklamada, "Devlet Başkanı Poroşenko'nun Barış Planı'na güvenmiyorum, Minsk'teki üçlü görüşmeler, aslında orduyu silahsızlandırmak için bir kandırmacadır. Orduyu silahsızlandırılacak bir memorandum imzalamak yerine, harekete geçmek gerekir. Zafer ancak böyle kazanılır. Bunun yanı sıra reformların da yapılması gerekir” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in barışçıl anlaşmalar ile Ukrayna ordusunu silahsızlandırdığını ve ülke topraklarını işgal ettiğini ileri süren Timoşenko, “Putin'e güvenmemek gerek, çünkü bir yandan (çatışmalara) ara verip diğerlerinin eliyle bize barış planı sunarken diğer yandan da sınırlarda ve bizim topraklarımızda askeri varlığını güçlendiriyor. Putin'in stratejisi, sözde barış anlaşmaları ile elimizi bağlayarak, bu sırada adım adım topraklarımızı işgal etmek" ifadelerini kullandı.

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırgan tutumuna son vermek için geniş kapsamlı önlemler planı hazırlanması gerektiğini kaydeden Timoşenko, "Bu çerçevede ülkenin savunma gücünün arttırılması, Avrupa ve ABD'deki diplomatik temsilciliklerin güçlendirilmesi, Rusya ile görüşmelerde 'ABD-AB-Rusya-Ukrayna' formülünün uygulanması, AB ve diğer önemli ülkelerle enformasyon paylaşımı için özel sistemin hazırlanması ve devlet başkanının savunma sektörü de dahil tüm yönetim sistemini kontrol etmesi gerektiğini" vurguladı.

Ukrayna'nın ülkenin doğusundaki krizin çözümü için güçlü diplomasiye ihtiyacı olduğuna işaret eden Timoşenko, "Kabul edilen yasalar barış getirmedi. Savaş devam ediyor. Ne Minsk protokolü, ne kabul edilen aşağılayıcı yasalar maalesef savaşı durduramadı. Krizin çözümü için çok güçlü diplomatik bir yol bulunması gerekir" dedi.

"Özel statü" ve devlete karşı savaşanların cezalandırılmamasına ilişkin "af" yasalarının iptal edilmesi gerektiğini kaydeden Timoşenko, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu yasaları Moskova hazırladı. Bu yasalar, Ukrayna'nın Donbas bölgesinde ikinci Transdinyester'in oluşturulmasına yol açıyor. Ancak, bunun Ukrayna parlamentosunun onayı ile olması ise benzeri olmayan bir durum. Vatan Partisi, bu yasalara karşı çıkıyor. Bu yasaların iptal edilmesi lazım. Ukrayna'nın bölünmez bir bütün olması gerekir"