Avusturya’da İslam ve göçmen karşıtı aşırı sağcı Norbert Hofer'in cumhurbaşkanı seçilmesi ihtimali, Türkleri ve Müslümanları endişelendiriyor.

Avusturya'da 4 Aralık Pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde Yeşiller Partisi adayı Alexander Van der Bellen ile aşırı sağcıların adayı Norbert Hofer yarışacak. Son kamuoyu yoklamaları Hofer'in yüzde 52, Van der Bellen'in ise yüzde 48 oy alacağını gösteriyor. Türkiye, İslam ve göçmen karşıtı açıklamalarıyla gündeme gelen Hofer'in cumhurbaşkanı seçilme ihtimali, Türkleri kaygılandırıyor.

Kafalar karışık

Seçim atmosferinde oylarını artırmak için her iki adayın da Türkiye karşıtı ve ırkçı söylemlere yönelmesi, Türk seçmenlerin kafasını karıştırdı. Avusturya’da yaşayan Türkler ve Müslümanlar, yaptığı açıklamada, "bir adayın aşırı sağcı ve ırkçı, diğerinin terör örgütü PKK destekçisi olduğunu" belirterek kim cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin kendileri için iyi olmayacağını düşünüyor. Bazıları, daha az Türkiye ve Müslüman karşıtı olduğunu düşündüğü Van Der Bellen'e oy vereceğini ifade ederken, bazıları ise tepki olarak aşırı sağcı Norbert Hofer'e oy vermeyi bile düşünüyor. Bazı seçmenler seçimlere katılmayacağını, bazıları ise geçersiz olduğunu bildiği halde sandığa gidip Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vereceğini ifade ediyor.

"Türk ve Müslüman düşmanı bir partiye oy kullanmam"

Viyana’da 37 yıldır esnaf olarak çalışan Hasan Acır, cumhurbaşkanlığı seçiminde oyunu Van der Bellen'e vereceğini belirterek, "Aşırı sağcı partinin adayı, Türk ve Müslüman düşmanı. Türk ve Müslüman düşmanı bir partiye oy kullanmam" dedi. Acır, aşırı sağcı Norbert Hofer'in kazanması halinde ülkede yaşayan Türkler için şartların daha da zorlaşacağını dile getirdi.

"Hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz"

Restoran işletmecisi 52 yaşındaki Melahat Biçer, Hofer'in seçilmesi halinde ilk fırsatta aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) lideri Heinz Christian Strache’nin önünü açacağını ve aşırı sağcıların iktidar olacağını söyledi.

Biçer, 48 yıldır Avusturya’da yaşadığını ve her geçen gün yaşam koşullarının zorlaştığını ifade etti. Aşırı sağcı partinin hedefinde her zaman Türklerin olduğunu belirten Biçer, "Avusturya vatandaşı olsanız da olmasanız da bir şey değişmiyor, biz burada hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz. Çünkü çok iyi Almanca bilsek de, Avusturya pasaportumuz olsa da, ismimiz Maria, Hans değil bunun için biz her zaman ikinci sınıfız." ifadelerini kullandı.

Biçer, Avusturya’da yaşayan Türklere oy kullanın çağrısında bulunarak, Türklerin buradaki haklarını korumaları ve geleceklerini düşünerek siyasi tercihte bulunmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

"Göçmenler için zor günler demek"

Kuaför Nuray Başaran ise yabancı düşmanlığının gözle görülür şekilde arttığını, yapılan yabancı karşıtı propaganda ve politikaların sokaktaki insanları olumsuz etkilendiğini, bunun da ciddi bir yabancı düşmanlığına neden olduğunu söyledi. Başaran, "Hofer’in seçimi kazanması, ülkede yaşayan göçmenler için zor günler demek. Göçmenler, şu anda bile çok ciddi baskı altında. Aşırı sağcıların iktidara gelmesi halinde daha neler olur düşünemiyorum." dedi.

Kameralara konuşmak istemeyen fakat Hofer'e oy vereceğini belirten bir kişi ise "Yeşiller Partisi PKK destekçisidir. Ermeni tasarısını, İslam yasasını, Türkiye'ye ambargo uygulanmasını onlar getirdi. Teröristlere ve darbecilere destek verenlere oy vermektense aşırı sağcılara veririm daha iyi." değerlendirmesinde bulundu.