SERİPUL - Afganistan Cumhurbaşkanı Yardımcısı General Dostum Afganistan'da yaşanan sorunların temel sebebinin Pakistan olduğunu iddia etti.

Seripul merkez ile Kohistan arasında bir noktada, zırhlı aracının içerisinde AA muhabirine konuşan Afgan lider, Taliban ve DAEŞ'e karşı mücadeleye dair önemli açıklamalar yaparken, ülkesindeki sorunların temel kaynağının "Pakistan müdahalesi" olduğunu iddia etti. Binlerce asker ile birlikte yaklaşık 3 bin 500 metre yükseklikte ve sarp kayalıkların bulunduğu ilçeye ulaşmaya çalışan General Dostum'un konvoyu, arazinin engebeli olması nedeniyle, altı saatlik mesafede zaman zaman ara vermek zorunda kaldı.

DAEŞ, tüm dünyanın düşmanı

Afganistan'da etki alanını artıran DAEŞ tehlikesine dikkat çeken General Dostum, "Taliban da DAEŞ de sadece Afganistan için değil, Orta Asya için, dünya için büyük bir tehlike. DAEŞ dünyanın düşmanı. Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Kırgızistan hatta Kafkaslara kadar planları var. Suriye’de ve Irak’ta yaptıklarının aynısını burada da (Orta Asya) yapmak istiyorlar. Son bir ayda Kabil'de günahı olmayan ne kadar çok insanı, kadın ve çocuğu şehit ettiler. Faryab'da 12 asker ve komutanın başını kestiler. Birinin cesedine, diğerinin başını koydular. Bunlar Afganistan için çok büyük bir tehdit” dedi.

DAEŞ, Taliban ve El Kaide’den daha tehlikeli

Afgan lider, "DAEŞ, uzun vadede Taliban’dan daha tehlikeli hale gelebilir mi?" sorusunu ise, "Evet katılıyorum. Taliban da bizim için bir tehdit. 25 yıldır bizimle savaşıyor. El Kaide ve Taliban, Afganistan için hala bir tehdit. Usame ve diğer Taliban liderleri kötü işler yaptı. Okulları yaktılar, kadınların çalışmasına, kızların okumasına izin vermediler. Hatta insanları idam ettiler. Ama DAEŞ, Afganistan’da Taliban ve El Kaide’den çok daha tehlikeli" şeklinde yanıtladı.

Hepsinin arkasında Pakistan istihbaratı var

Hem DAEŞ hem El Kaide hem de Taliban’ın arkasında İslamabad yönetiminin olduğunu savunan Dostum, "Taliban’ın bir bölümü, şimdilerde siyah bayrak kullanıyor. Bir gün de beyaz bayrak taşıyorlar. Hepsi bir kaynaktan destek alıyor. İslamabad'dan ama özellikle Pakistan'ın istihbarat örgütü ISI'dan destek alıyorlar" iddiasında bulundu.

Molla Ömer’in öldüğünü söylediğimde kimse inanmadı

General Abdürreşit Dostum, Taliban lideri Molla Ömer’in öldüğü bilgisini neden kamuoyuyla paylaşmadıkları yönündeki soruya ise, "Bundan bir yıl önce onun ölümünden haberim vardı. Bakanlar kurulu toplantısında, güvenlik şurasında ve devletin her önemli görüşmesinde bunu dile getirdim. Her yerde söyledim. Benim de kendi adamlarım var, bunlar bize bu bilgiyi getiriyor. Yabancılarla da bilgi alışverişimiz var, ABD, İngiltere gibi. Bundan bir yıl önce ben bunu öğrenmiştim. Ben 'Molla Ömer öldü' dediğimde kimse inanmazdı. Her toplantıda 'Molla Ömer artık yok, sadece adı var' diyordum" yanıtını verdi.

Taliban ikiye bölünebilir

Molla Ömer'in ardından Taliban'ı nasıl bir gelecek beklediği konusuna da değinen Dostum, "Taliban'ın güçlü ya da zayıf olması Pakistan'a bağlı. Pakistan onlara çok para veriyor. Pakistan kaynağı keserse bunlar savaşamazlar. Molla Ömer'in kardeşi ile oğlu, Molla Mansur'a karşı. Taliban ikiye bölünebilir. Molla Ömer'in oğlu ile kardeşine bağlı militanlar bu tarafa, Mansur'a destek verenler de diğer tarafa gidebilir. Eğer Taliban ikiye bölünürse bu durumda daha da zayıflar" ifadelerini kullandı.

40 yıl daha savaşamayız

Afgan hükümetinin ve devlet başkanının artık daha fazla savaş istemediğini belirten Abdürreşit Dostum, "Savaş istemiyoruz. Zira ne biz kazanabiliriz ne de onlar kazanabilir. Ben 40 yıldır bu savaşların içerisindeyim. Bu dağları gördünüz, 22 yaşında bu dağlara çıkıp komutan olarak at sırtında savaştım. Pakistan 40 yıldır bizim topraklarımıza müdahale ediyor. 40 yılda 2,5 milyon insan şehit oldu. 40 yıldır savaşıyoruz, müzakere olmasa bir 40 yıl daha savaşırız ve kimse kazanamaz. Yine sonunda siyasi müzakereler olmalı ve oturup konuşmalıyız” diyerek asıl çözüm adresinin diyalog masası olduğunu işaret etti.

Askerlerimin önünde savaşıyorum

Kuzey vilayetlerinde operasyonları sürdüren General Dostum, Seripul'dan sonraki hedefini ise şöyle açıkladı: "Buraları artık Taliban gelemeyecek şekilde temizledim. Seripul, sonrasında ise Şibirgan'ın Süzme Kale ilçesi kırsalı var. Orada da Taliban mevcut. Onların temizlenmesi için oraya da gideceğim. Moralim çok iyi. Taliban benim gözümde bir sivilce kadar önemli değil. Askerlerimin önünde savaşıyorum. Faryab'da düşman bizim askerlere saldırdı, ben de Allah'tan bunu istiyordum. Zırhlı araçtan çıktım ve askerlerime saldırı emri verdim. Kaçtılar ama nereye kaçacaklar ki, askerlerimiz de peşlerindeydi. Biri Pakistanlı, biri de oradaki acımasız bir Taliban komutanını öldürdük ve ellerindeki mühimmatı da aldık."

Halka güven verdim

Kamuoyu araştırmalarına göre halktan büyük destek gören General Dostum, "Ben diğer siyasetçiler gibi yalan konuşmuyorum. Sadece seçim zamanı halkı hatırlamıyorum. Burada bazı siyasetçiler var ve seçim sonrası kendi işlerine bakıyorlar. Ben yapabileceğim şeylerin sözünü veriyorum ve abartmıyorum. Başkaları gibi para ile iş yapmıyorum. Elimdeki ekmeğimi milletimle paylaşıyorum. Bakın burada DAEŞ ve Taliban var, bu şekilde hangi siyasetçi gelip de savaşabilir? Burada bir patlama olsa, saldırı olsa, bu kadar kötü yollarda hangi lider buna katlanabilir? Ben bunu halkım için yapıyorum. Daha önce bir oy alıyorsam şimdi artık 5 oy alıyorum. Zira ben halkım için mücadele ediyorum. Ülkenin her yerinde artık vatandaşlar beni destekliyor. Artık halk benden talep ediyor, 'Gel bizi Taliban ve DAEŞ’ten kurtar' diyor. Ben halka güven verdim, onun için beni seviyorlar."

Türk halkının başı sağolsun

Cephe hattında verdiği röportajda, Türkiye’ye mesaj gönderirken, terörist saldırılarda şehit düşen Türk askerleri de hatırlatan General Dostum şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çok selam söylüyorum. Çok iyi işler yaptı. Ayrıca Başbakan Davutoğlu, diğer tüm bakan ve milletvekillerine selamlarımı iletiyorum. Basından takip ettiğim kadarıyla Türk askerine yönelik terör saldırıları oluyor. Şehitlerin ailelerini gözü yaşlı bırakıyorlar. Şehitlerin anne baba, eşlerine ve çocuklarına başsağlığı diliyorum. Cumhurbaşkanınız, Başbakanınız ve diğer yetkililere de başsağlığı diliyorum."

Özbekler ve Türkmenler sadece 'Türk' diye anılsın

Yıllardır Afganistan Türkleri için mücadele verdiğini vurgulayan General Dostum, kendilerini Türk addetmeleri nedeniyle sorun yaşadıklarını söyledi. 'Türk' sözünün Afganistan'da bazılarınca istenmediğini ifade eden Dostum, "Afganistan'da yaşayan Türkmenler ve Özbekler üst kimlik olarak Türk diye anılsın" önerisi ile Kabil hükumetine göndermede bulundu. Ülke genelinde ABD'nin işgalinin ardından başlayan yeniden imar çalışmaları kapsamında Türk bölgelerine yönelik ciddi bir projenin hayata geçirilmediğini de ifade etti. Abdürreşit Dostum, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve başbakandan isteğimiz, buraya okul ve hastane yapın. Bu gençler okusun. Afganistan Türkleri çok geri kalmış durumda. Bu taleplerimi Türk yetkililerle görüşürken onlara da söyledim. Bazı şehirlerimizde mektep yok. Türkiye’nin Afganistan Türklerine yardım etmesini istiyorum. TİKA'nın bazı projeleri var. Ben Şibirgan'da bir de üniversite açılmasını önerdim. Kendim için bir şey istemiyorum. Gençlerimiz eğitim alsın ki ben öldükten sonra da benim taşıdığım bayrak elden ele taşınsın, hiç yere düşmesin" şeklinde konuştu.

Kuzeye gelmeseydim hükumet düşerdi

"11 Eylül’de El Kaide'nin New York'a saldırmasının akabinde başlayan Amerikan müdahalesi sonrası yanıma 2 bin asker aldım ve 12 de Amerikan askeri bize katıldı. El Kaidecilerle ile savaştım. Kuzeyi kısa sürede El Kaide ve Taliban'dan temizledim. Ondan sonra sıcak savaşa girmedim" diyen Afgan lider, sözlerini şöyle sürdürdü: "DAEŞ ve Taliban bu bölgelerde çok güçlendi. Afgan güvenlik güçleri, Taliban ve DAEŞ'e karşı savaşı kazanamadı. Eğer ben gelmeseydim, Faryab'da 200 zırhlı araç ve on binlerce silah var. Bunlar Taliban’ın eline geçebilir, hatta Faryab, Şibirgan, Seripul, Mezarı Şerif kentleri düşerdi. Sonra ülke ne olurdu? Eğer kuzey düşse hükumet de düşerdi. Onun için geldim. Bir aydan fazla zamandır buradayım. Faryab’da uzun süre kaldım ve onları buradan temizledim. Operasyonlar sırasında Pakistanlı generallerden etkisiz hale getirdiklerimiz oldu. Birinin adı Şeyh Mevlana Kari idi. Aslında bu gerçek isimleri değil de Pakistan istihbaratı (ISI) onlara takma isim veriyor. Yine Faryab vilayetinin Bala Murgap ilçesinde Özbekistan Taliban Hareketi'nin liderlerinden Kari Zebi öldürüldü. Bir başka yabancı komutanı da esir aldık. Şimdi Faryab'da sorun kalmadı. Türkmenistan sınırındaki Akine'den Gurmaç’a kadar 352 km alanı temizledim. DAEŞ artık sınır boylarında hareket edemiyor. Önceden DAEŞ, silah, eroin ve mühimmatın satıldığı dükkanlar açmıştı. Onların hepsini kapattım, polis ve askerden müteşekkil kontrol noktaları oluşturdum. Binden fazla güvenlik görevlisini stratejik yerlere konuşlandırdım"