Çocukken serçe parmaklarımızı tokuşturarak küserdik biz.
Baş ve şahadet parmaklarımızı halka yapar, bu halkaları birbirine geçirir, sonrada çekerek bir birinden çıkarırdık. Bunun adı; “Barıştı”. Barışırdık böylece. Bugünün aklıyla, dünkü pencereden bu resme bakılırsa, zincirlenen düğümleri, çözerek barışırmışız meğer.
Parmaklarımızla oluşturduğumuz barış halkası yuvarlaktı; Dünyada yuvarlaktır ya! Yaaa işte; “Çocuk aklı” deyip geçmemek lazım! Gelin hep beraber, bu günkü penceren bakıp, dünkü çocuk aklımızla, bu kez parmaklarımızı Dünya barışı için halka yapalım… Ve bu halkalar Dünya kardeşliğimizin barışı için olsun... Olsun be Dünya kardeş, olsun.
Yanımızdaki arkadaşımızla ya da yalnızsak, iki elimizle yapalım bu halkaları.
İnanınız ki biz aynı mayadan olmayız; görünmez iplerin ağları ve çoğalan kefirindeyiz biz...
Bakınız; ülkenin birinde yüz tane maymunu bir deniz kenarına götürüyorlar…
Sonra patates soyup kumlara atıyorlar. Patatesler kumlu olduğu için maymunlar yiyemiyor; ellerine alıp bir müddet baktıktan sonra, tekrar kuma atıyorlar. Ancak maymunun biri alıp yıkadıktan sonra yiyor. Böylece ne oldu?  Ne oldu biliyor musunuz? Bir kopyalandı, iki oldu; bunu gören iki maymunda aynısını yapıyor. Ve derken iki kopyalandı, dört oldu. Dört maymunda aynısını yapıyor. Ve derken derken, dört kopyalandı, sekiz oldu…  Ve böyle böyle oradaki bütün maymunlar kopyala yapıştır dosyasına, aynısını yaparak yapıştırıyorlar işte.
İşin ilginç tarafı ne biliyor musunuz? Bu maya deneyinin devamı için, bir kaç gün sonra, başka bir ülkede maymunları, yine bir deniz kenarına götürüyorlar…
Ve yine patatesleri soyup kumların içine atıyorlar ve maymunların hepside aynı anda alıp yıkadıktan sonra yiyor. Peki, nedir bu? Nedir biliyor musunuz? Sırlar aleminin kopyalama sistemidir bu.
Demek ki neymiş?
Demek ki uzak olsalar da,  maya olayı varmış…
Bilmediğimiz göremediğimiz ipler var ya bizi bize bağlayan; görünmezlerde diğerine gördüren… Biri dört eden… Görünmezi kopyala yapıştır eden… Ha işte öyle! 
O halde o iplere tutunun ve barış halkaları oluşturun içinizde! “Şimdi sırası mı?” demeyin! Başımı penceremden uzatıp bakıyorum da; bence hep sırası!
Dünya kardeşleri olarak, bu iplere tutunarak barışı ve kardeşliği gönderelim birbirimize. 
Umarım bu bulaşıcı çoğaltma kefir, bu kez barıştan yana olur.
İnanınız ki bu aynalaşma matematiğinde katlama olayı vardır.
Dünya barışı için; iki halka; bir diğer yerde, dört halka bir başka yerde sekiz halka; böyle böyle bizi içine alan Dünya halkası belki de...
Dünya halkası odlumuydu, bu barış halkası; o vakit Dünya barış Dünyası olur. Naümitsiz görünse de!  
O halde hadi Dünya barışı için; “Küs” değil, “Barış” için!
“Nasrettin Hocanın gölü maya tuttu mu ki, buda tutsun?” demeyin.
 “Ya tutarsa!” Sevgilerimle