Fakir her zaman ki haliyle açmış elini dilenmekte, geçmekte olan bektaşi on para sadakayı fakirin eline iliştiriyor ama dua istemem diye de ekliyor. Sadaka için el açan fakir şaşırır, neden diye sorar.
Bektaşi’nin cevabı ilginçtir “senin DUA’n kabül görse üç paraya dilenmezdin” der. Yazımın konusu fakirler ya da sadaka uygulaması değil, ülkemizde 24 Kasım’da kutlanan ÖĞRETMENLER GÜNÜ. Daha seviyeli, ekonomik sıkıntılardan uzak, refah içinde yaşayan,görev almamış, yıllardır işsizlikle mücadelenin tam için de olan öğretmenlerimize DUA etsem mi, etmesem mi ?
Aileden sonra kişinin hayatına bilgiler katan, hayatlara yön veren önemli ve değerli bir meslek öğretmenlik. Dünya da ve ülkemizde kayıtsız, şartsız her bireyin hayatına etken olmuştur öğretmenler.
Bazılarımızın hayatında çok etkili, bazılarımızın hayatında daha az. Sıfıra yakın olsa da hiç okul görmemiş insanımız için dahi bir öğretmenin tavır ve davranışları önemli ve etkendir, izlemeye,örnek alınmaya değerdir. Tarihten günümüze ulaşan bir anı; ATATÜRK’e sorarlar “milletvekili maaşlarını ne kadar yapalım diye ? “cevap muazzamdır “gereken iyileştirmeyi yapın ama, öğretmen maaşını geçmesin” der. 2015 yılının sonunu yaşarken, Mustafa Kemal Atatürk, başöğretmen sıfatıyla nasıl bir strateji sahibi ki böyle bir tavır sergilemiş ? Günümüz şartların da kişi olarak etkenliğimiz madem az,ellerimizi açıp DUA etsek diye düşünürken de bektaşinin tavrı,tarzı düştü aklıma.
Ülkem de zenginlik ve bolca varlık var tabii, yaşayan tüm insanlara dağılmış halde mi? Dualarımız ne derece kabul görür bilemedim.
Öğretmenlerimizin hayatların da lüks ve şatafatlı bir halleri varsın olmasın.Hayatları boyunca da yaşamlarını mantıklı, makul bir halde sürdürmelerine dair bir endişeleri de olmasın, kalmasın. Kafasında her an geçim sıkıntısı, günü kurtarma endişeleri olan bir öğretmen nasıl bir nesil yetiştirir ki? Tüm dünyevi sıkıntılardan arınmış, bilim, sanat, kültür adamı olmak, her gelişmeyi olabildiğince takip etmek gerek. Öğretmenlerimiz ne kadar bilgili ve donanımlı olurlarsa olsunlar,tüm gelişmeleride atlamaksızın takip gerekir. Yetişen neslin önce kendisiyle sonra tüm yaşıtı rakipleriyle birlikte koşabilmesinin yolu budur. Sahip olduğumuz genç kuşak için bilim ve kültürel çalışmalar da ve sonuçları itibarıyla optimum seviyedeler tanımı dahi kendimizi aldatmaktır. Afrika ve ortadoğu ülkeleri kıstas olursa gereksiz bir sevince dahi kapılabiliriz. Söz konusu gelişmiş ülkeler ise durumumuz hiç iç açıcı değil,realite budur. Toplum olarak seviyemizi yükseltmek ve yeni nesilden umutlu geleceği bekleme hayallerine gark olmak için öğretmenlerimizin günübirlik sorun ve sıkıntılardan kurtulma gereği vardır. Ne kadar Dualarım tuttu bilemem ama yine de dileğim, temennim ve DUA’larım ÖĞRETMENLERİMİZ İçin..