Bir yılı aşkın bir süredir gündemde olan dört eski bakan hakkında, TBMM Soruşturma Komisyonunun, anılan bakanların Yüce Divan’a sevkine gerek olmadığına dair raporu, 20 Ocak 2015 günü TBMM’ne sunuldu.
TBMM görüşmeler sonunda dört eski bakanın da Yüce Divan’a sevkini reddetti. Ama iktidar için de, muhalefet için de konuya nokta konulmuş değil. Özellikle muhalefetin seçimlerde konuyu alabildiğine kullanacağından kimsenin şüphesi yok.
Olayın ateşi daha yaklaşanı yakarken; iktidar mensubu bazı milletvekilleri, AKP karşıtı oy kullanan AKP’li milletvekillerini “ihanet şebekesi” olarak değerlendirdi. Aynı konuyu AKP Genel Başkan Yardımcısı, eski TBMM Başkanlarından Mehmet Ali Şahin’de; 700 bin liralık saat alımı konusu ve Kuranı Kerim’in Bakara Suresi ile ilgili açıklamasıyla izaha çalıştı.
Ben bu konuda öne çıkan iki açıklamayı sundum. Aslında AKPnin meclis gücünün, bu oylamaya yansımadığı da ısrarla dile getiriliyor. Yapılan hesaplara göre AKP; Erdoğan Bayraktar oylamasında 15, Zafer Çağlayan oylamasında 38, Muammer Güler oylamasında 44, Egemen Bağış oylamasında da 48 fire vermiş. (*)
Muhalif oylar için de buna benzer hesaplar yapılmaktadır.
Anayasamız siyasi partilerde, meclis soruşturması ile ilgili konuda görüşme yapılmasını ve karar almasını yasaklamıştır. Buna rağmen yukarıda belirtilen durum hep fire olarak değerlendirile gelmektedir. Hatta kamuoyunda blok oy beklentisinin öne çıktığı anlaşılmaktadır.
Yine Anayasamıza göre Meclis Soruşturmasının TBMM’nin bir denetim yolu olduğu, yargılama için Yüce Divan’ın işaret edildiği malumlarıdır. Ancak şimdiye kadar Yüce Divan’a sevk edilmemek de hep aklanma olarak kabul edilegelmektedir.
Görüldüğü gibi anayasal kurallarla uygulamalar ve beklentiler arasında tam bir intibak sağlanamamış gibidir.
(*) Rakamlar, Güneri Civaoğlu’nun 22 Ocak 2015 günü Milliyet’te yayınlanan makalesinden alınmıştır.