Çeşitli ülkelerde değişik araştırmalara göre yeryüzünün kara alanının yaklaşık yüzde yedisinde çölleşme meydana geldi. Dünya bugün üzerinde yaşayan herkesi doyuracak kaynaklara sahip ama her gün 925 milyar insan aç kalıyor.

Yaşamın temeli olan doğanın her türlü zararlı etkilerden, tahriplerden veya yok edilmesinden korunması ve iyileştirilmesini kapsayan önlemler için henüz geç kalınmış değil. Doğayı koruma, çevreyi koruma üzerinde yaşayanların sorumluluğunda.

İnsanlar tarafından oluşturulan olumsuz etkiler doğadaki ekolojik dengeyi bozmakta tamir edilemez bir duruma getirmekte. Bozulan bu denge bütün canlıların varlığını tehlikeye sokuyor. Doğadan faydalanmanın sürdürülebilirliği sağlanması için genetiği oynanmış tohumlarla kirlenmesinin önüne geçilmesi hayati bir önem taşıyor.

Gelecek 20-30 yıl içinde dünyamızda 1 milyondan fazla bitki ve hayvan türünün insanların etkisi ile kaybedileceği tahmin ediliyor. Bu kayıp tahminlere göre doğal koşulların 1000 misli kadar. Bu da her bitki ve hayvanın aynı risk altında bulunmalarının göstergesi. 

Eko-sistemlerin, türlerin ve genlerin çeşitliliklerinin bir bütün olarak değerlendirildiği biyolojik çeşitliliğin kaybı, aynı oranda yer küremizin yaşamsal niteliğini yitirmesidir. Bu nedenle bugün için hiçbir ekonomik veya görsel değeri olmayan bir bitki veya hayvanın gerek gıda ve tıp, gerekse genetik açıdan çok önemli olabileceği anlaşılmasına rağmen biyolojik çeşitlilik korunmuyor. Doğa zamanla bozulan dengesini kendi de tamir edemiyor.
Yaban hayatı da kendi içerisinde kuralları olan dinamik bir yaşam birliğini oluşturuyor. Bu yaşam birliğinde flora ve faunanın (bitki ve hayvan) birbirleri ile olan rekabetleri veya daha doğrusu mücadeleleri doğal dengeyi oluşturuyor. Bu doğal dengeyi bozan ve haksız rekabeti yaratan ise insan faktöründen başkası değil. Bu nedenle yaban hayatı yönetiminde insan müdahalesinin en aza indirgenmesi ve faydalanmanın hasat yaklaşımı ile planlanması gerekiyor.

Anadolu'da ve pek çok yerde aşırı ve düzensiz yararlanmalar sonucunda doğanın dengesi bozuldu ve biyolojik çeşitlilikte azalma oldu. Buna karşın Türkiye hala dünyanın sayılı ve zengin floristik merkezlerinden biri olarak biliniyor.