Devrin Bakan’ı,  ama  ''Bakan''  değil, sadece bakan, bakan ama göremeyen biri Nazım Hikmet’in bulunduğu cezavini ziyaret eder.
Ve Şairi huzuruna çağırtır.
Amaç;
Bakan olmuştur ve Nazım’la alay edecektir.
Kısa konuşmaların ardından Nazım, Bakan ‘a derki;
En fazla on sene sonra unutulacaksın ama tarih beni unutmayacak

Bende bu yazıyı kaleme alırken Bakanın ismini hatırlamadım. Onu sadece fikrin değerini bilmeyen, siyasi liderlerin, yalaması olarak takdir ettim, araştırmadım da!

Ama Nazım Hikmet'i fikirlerinin peşinde mücadeleci karakter, olarak hatırlıyorum ve fikirlerimiz Nazım Hikmet ile uyuşmuyor.

Bir adamın adam olması için, fikri olmalı.
Nedenleri, niçin leri sorgulamalı.
Sürü adamı, olmamalı .
Koltuk adamı, olmamalı..

Bu gün gördük ki ;
Mısır devletinin sözde hukukcuları, darbecilerin şeyine göre karar verdiler.
 Kendilerini, onurlarını ayaklar altına almakla kalmayıp, gelecek nesillerinin onurlarını da ayaklar altına aldılar.
Gelecek yüzyıl o sözde hukukçuları, Mursi’nin idam kararını veren hakimler.
Onların çocuklarını da, Mursi’yi idama götüren hakimin çocukları diye anacak.
Dedenin yediği erik yine torunların dişini ekşitecek!

Bizim ülkenin demokratlarının tepkilerini, merakla bekliyorum.
Sevgili ülkemin demokrasi elçileri, tarih sizi de dilsiz şeytan diye anmasın!
Doğru yolda olana selam olsun!