Dünyada geçmişten günümüze en ilginç yasalar, totaliter rejimler tarafından uygulana gelmiştir. Totaliter rejimlerinin en önemli göstergeleri, gösteriş ve koyduğu yasalardır. Diktatörlerin alameti ise büyük gösterişli saraylar ve geniş bulvarlardır. 
Dikta rejimlerde liderler kendilerini güvende görmezler, bu yüzden korunaklı ve sert yasalar sayesinde güvenliklerini sağlayabileceklerini düşünürler. Lakin biriken, sessiz toplumsal tepki gün olur, tıpkı bir dip dalga misali sel olur önüne ne katarsa yıkabileceğini hiç düşünemezler. Hâlbuki kontrol altında tutulan suyun, olabilecek tehlikelere karşı alınan önlemler ve serbest akışını sağlamak ani felaketleri önleyebileceğini akıl dahi edemezler dikta özlemcileri.
Dünyada bugün 180 civarındaki irili ufaklı ülkeler, çeşitli rejimler ile yönetilmektedir. En makul olan ve insan onuruna yakışan ideal sistem olarak kabul edilen demokrasidir.  Ülkeden ülkeye çeşitlilik gösterse de dünyada kabul gören bir yönetim biçimidir. 
Az olmakla birlikte totaliter rejimler hala varlığını sürdürmektedir.
Totaliterizm, faşist, teokrasist ve bunun gibi katı sistemlerin belirgin tanımıdır. Totaliter rejim, halkın geleceği için yapılan bir şeydir. Bu nedenle totaliter rejimin korunması için her şey yapılabilir. Birey, yönetimin manipülasyonlarına açıktır. Düşünce ve ifade özgürlüğü bulunmaz. Yönetim aleyhine fikir öne sürülemez. Sadece totaliter görüşlü kişiler yönetime katılabilir.
Lider, tek güçtür, tanrısaldır, her şeyi bilir, her şeye hakkı vardır. Liderin ruhunu okşayan lütfuna mazhar olur, eleştiren hiçlikte kaybolur. Her şeye o karar verir, hukuk odur.
Totaliter rejimlerde lider sizin için her şeyi düşünür, en iyisini o bilir yani anlayacağınız. “on dönüm bostan yan gel osman” Tabi gerçek böyle değil, en büyük kötülüğü insanların girişimcilik ruhunu öldürmesi, kazanma zevkinden yoksun bırakması. Gayret ve çaba gibi insani vasıfların törpülenmesi ve yok edilmesidir acı olan. Hür düşünceye vurulan zincirler aslında insanların hayatları boyunca görünmez bir pranga ile yaşamlarını sürdürmesidir.
Bugün komünist kuzey Kore’de uygulanan yasaların bir kaçına bakınca ne demek istediğimi ve insanların nelerden mahrum olduklarını daha iyi kavrayabiliriz. 
Televizyon, devlet tekelindedir. Haber, kültür, sanat gibi sadece devletin izin verdiği ölçüde yayın yapabilirler. Zaten çoğunlukla devlet başkanının reklamını yapmak mecburiyetindedirler. Dünya yıkılsa, devlet izin vermediği sürece halkın dünyadan haber alma imkânı yoktur.
Yabancı sigara içmek yasak.
İnternetin yasak olması da bizleri şaşırtmıyor tabi. Halkın kullanamadığı, sadece devlet yetkililerinin kullanabildiği Kwangmyong adındaki ülke içi ağa bağlantı gerçekleştirilebiliyor. Sebebi ise diğer ülkelerde olan kötü şeyleri görüp, halkın onlara karşı olumsuz bir tavır içine girmesi ihtimali. Kulağa mantıklı geliyor!
Halkın %70’i ateist, az sayıda da Hristiyan vardır. İbadetlerini yapmalarına engeldir.
Saç modelleri kadınlar için 18, erkekler için 10 adet belirlenmiştir.
Yurt dışı seyahati, devlet büyükleri hariç herkese yasaktır.
Yurt dışı telefon görüşmesi yapmak yasaktır. 
Müzik dinlemek,  araç kullanımı gibi günlük sosyal faaliyetlerde bile kontrol vardır.
Velhasıl böyle bir ülkede yaşamak dış dünyadan kopuk bir halkla yaşamaktır. Kuzey Kore’de yaşayan halkın büyük bölümü dünyada açlık olduğunu, kendi ülkelerinde ise liderleri sayesinde açlık yaşamadığına inanan çok büyük bir kalabalık vardır. 
Bu yüzden dış dünyaya kapalı yaşayan halk, aksi bir görüş olmadığı için liderlerine karşı büyük bir saygıları vardır.
“Sağlığın kıymetini hasta olmadan, özgürlüğün kıymetini esir düşmeden anlamak lazım.”