Özet: Devlet Bahçeli’nin 29 Ağustos’ta yapılmasını önerdiği erken seçim, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından çok daha öne çekilerek bir baskın seçime dönüştürüldü. İki ay gibi kısa bir zaman sonra, Ramazan Bayramı’nın hemen ardından, 24 Haziran’da sandık başına gideceğiz. Hedefleri konusunda çok değişik değerlendirmeler yapılan 24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.

“Devlet Bahçeli, bir erken seçim zorlamasıyla neyi hedefliyor?” sorusunun yanıtı ülkemizin geleceği açısından çok önemlidir. 

Genel tabloya bakıldığında Bahçeli, cumhur ittifakıyla, Ak Parti’ye destek vermeyi konjonktürel bir zorunluluk sayıyor olabilir. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları sürecinde Ak Parti’ye güçlü destek vermesi, Bahçeli’nin, ülkemizin geleceğine ilişkin duyduğu kaygıların bir gereği de olabilir. 

Bir başka açıdan bakıldığında, MHP Lideri, Ak Parti’nin bugüne kadar izlediği ve pekçok aşamasını eleştirdiği Suriye politikasının olumsuz sonuçlarına ortak olmak istemiyor olabilir. Bahçeli, Ak Parti’yi, izlediği siyasi ve ekonomik politikaların olumsuz sonuçlarıyla başbaşa bırakmak istiyor da olabilir.

Suriye krizinin başladığı 2011’den bu yana Ak Parti’nin dış politikasına ciddi eleştiriler yönelten Bahçeli’nin erken seçim önerisinin arka planında çok ince hesapların yattığını söylemek de mümkündür.  

7 Ağustos 2015 tarihli yazımızda dediğimiz gibi, “Türkiye’nin kaderi Bahçeli’nin elinde.” 

Türkiye Cumhuriyeti’nin son çeyreğinde, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, aldığı radikal kararlarla, belirleyici rol oynadığı bir gerçektir. Özellikle 2002’den bu yana yaşanan siyasi gelişmelerde Bahçeli’nin izi net olarak bellidir. 

7 Ağustos 2015 tarihli ve “Türkiye’nin Kaderi Bahçeli’nin Elinde” başlıklı yazımızda bu konuyu ayrıntılarıyla irdelemiştik. 

Devlet Bahçeli, geçen gün yaptığı erken seçim çağrısıyla, siyasi tarihimizin akışına bir kez daha yön vermiş oldu. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, 2002’den bu yana, siyasi tarihimizin akışına yaptığı müdahalelerle Türkiye’nin geleceğini ne yönde, nasıl etkilediği başlı başına bir araştırma ve değerlendirme konusudur. Biz “Türkiye’nin Kaderi Bahçeli’nin Elinde” başlıklı yazımızda bir durum saptaması yapmaya çalışmıştık. Bahçeli’nin “sürpriz” olarak nitelenen geçen günkü erken seçim çağrısı,  söz konusu yazımızda ortaya koyduğumuz tablonun bir devamıdır; bir ‘Devlet Bahçeli Klasiği’ izlemekteyiz. 

2007 yaz aylarında TBMM’nin gündemini kilitleyen siyasi krizin nedeni, Anayasa Mahkemesi’nin 2007 Mayıs ayında aldığı, “Cumhurbaşkanı seçiminde Meclis salonunda 367 milletvekili bulunması” koşuluyla ilişkiliydi. Bu konudaki kilitlenme Ak Parti’nin erken seçim kararıyla aşılmaya çalışıldı. 

22 Temmuz 2007’de yapılan seçimde MHP, 2002’de olduğu gibi, bir baraj altında kalma sürprizi yaşamadı, ama Ak Parti hedeflediği 367 milletvekili çıkaramadı; 327’de kaldı.

Bu aşamada MHP Lideri tarihimizin akışını değiştiren trihi hamlelerinden birini dah yaptı. 20 Ağustos 2007 günü TBMM’de yapılan Genel Kurula tam kadro katılarak, Ak Parti’nin, Anayasa Mahkemesi’nin aradığı 367 eşiğini rahatça aşmasını ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamış oldu. TBMM’nin gündemini kilitleyen siyasi kriz Bahçeli’nin el vermesiyle aşılmış oldu. 

BAHÇELİ KLASİĞİ

MHP Lideri Bahçeli’nin 2019 Kası ayında yapılması planlanan Başkanlık ve TBMM seçimlerini 29 Ağustos Zafer Bayramı’yla birleştirme çağrısı, sürpriz bir karar değil, bir ‘Devlet Bahçeli Klasiği’ olarak değerlendirilmelidir. 

Bahçeli, geçen gün önerdiği erken seçim kararını aslında 2015’te açıklamıştı. Hatırlayın 7 Haziran 2015 seçimlerinin gecesinde söylediklerini; Ak Parti’nin tek başına iktidar olamayacağını gören Bahçeli ne demişti: “MHP koalisyon ortağı olmayacaktır. Ak Parti MHP’siz bir hükümet modeli üzerinde çalışmalıdır. Bunların hiçbirinden sonuç alınamıyorsa, en erken seçim ne zaman olacaksa, o zamanda seçim olur.”

O günlerde yaptığımız söz konusu değerlendirmede, siyasi ve ekonomik koşulların 2017 bir erken seçimi zorunlu kılacağını savunmuştuk. (Erken Seçim 2017’de mi- Önce VATAN 13.08.2015) 

7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında, Bahçeli’nin önermesiyle Ak Parti ile CHP arasında yapılan 32 günlük “istikşafi” görüşmeler sonrasında, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun, “Bize koalisyon önerilmedi” açıklaması milletin tepesini attırmıştı. İki büyük partinin yanyana gelerek güçlü bir hükümet kuracakları beklentisine giren vatandaşların uğradığı bu soğuk duşla bir erken seçimin kapıları ardına kadar açılmış oldu. 

Bahçeli’nin 7 Haziran 2015 seçimleri gecesinde yaptığı MHP’nin Ak Parti ile koalisyon yapmayacağına ilişkin kararı, 1 Kasım 2015’te bir erken seçim yapılması sonucunu doğurmuştu. 

1 Kasım 2015 seçimleri, seçimden çok Ak Parti’nin başkanlık sistemine geçiş konusunda yaptığı yoklamalar çerçevesinde yapılan bir referandumdu. Başkanlık sistemi Bahçeli’nin de sempatik baktığı bir sistem olmalı ki, 11 Ekim 2016’da Ak Partiye bir çağrı yaptı: “Ak Parti, üzerinde çalıştığı bir Anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan daha önceki maddeleri de ihtiva etmesi kaydıyla, TBMM’ye getirmelidir.”

Bahçeli, bu çağrısıyla, ‘2017’de bir erken genel seçim’ beklentisini geri plana itti ve başkanlık sistemini gündemimize taşımış oldu. 

1 Kasım 2015 seçimleri Ak Parti’ye, başkanlık sistemine ilişkin Anayasa değişikliğini halk oylamasına götürebilmesi için gerekli olan 330 milletvekili getirmemişti. Bahçeli bu aşamada da tarih sahnesine çıktı ve 317 milletvekili bulunan Ak Parti’ye verdiği destekle, 16 Nisan 2017’de yapılan halk oylaması sonucunda ülkenin başkanlık sistemine geçmesini sağlamış oldu. 

MHP Lideri, 17 Nisan 2018 günü yaptığı sürpriz bir çağrıyla ülkeyi 29 Ağustos 2018 günü sandık başına davet ediyordu. Nedeni ve olası sonuçlarıyla başlı başına bir araştırma konusu olan bu çağrı eşiğinde yeni bir Devlet Bahçeli Klasiği izlemekteyiz.

Siyasi tarihimizde 2002’den bu yana yaşanan gelişmelerdeki kronolojik olarak görmek için 7 Ağustos 2015 tarihli “Türkiye’nin Kaderi Bahçeli’nin Elinde” başlıklı yazımızı okumalısınız. 

SİYASİ TARİHİMİZDE MHP FAKTÖRÜ

Aldığı kararlar, her zaman arzulanan ve beklenen sonuçları vermemiş olsa da,  MHP, siyasi tarihimizde önemli roller oynamış bir partidir. Oy oranı yüksek olmasa da, siyasi tablonun oluşumunda ve gelişmelerin yön bulmasında her dönemde belirleyici bir ağırlığı olmuştur. Türkiye’yi ve halkının politik bilinç düzeyini bilenlerin her hükümet denkleminde MHP faktörünü dikkate almaları gerekir. MHP’nin, daha doğrusu MHP Lideri Bahçeli’nin Ak Parti ile ittifak kurması, 2002’de yaptığı gibi, sürpriz bir çıkışla erken seçim önermesi değişik yorumlar yapılmasına neden oluyor. Kafalar karışık, ama Bahçeli’nin Ak Parti ile ittifak kurmasının nedenleri o kadar da sır değil. 

MHP-AK PARTİ İTTİFAKI 7 HAZİRAN 2015 SEÇİMİ SONRASINDA BAŞLAMIŞTI

7 Haziran 2015 seçim sonuçlarını değerlendirdiğimiz “Sandıktan Çıkan Tehlikeler” (03.07.2015) başlıklı yazımızda, bu sonuçlar çerçevesinde siyaset pratiğinin Ak Parti ile MHP ortaklığını gündeme getirmesinin sürpriz olmayacağını belirterek şöyle demiştik: “Seçim sonuçları Türkiye’nin önüne çözümü çok zor, ama ertelenmesi, görmezden gelinmesi mümkün olmayan üç büyük problem koymuştur: ekonomik kriz, Kürt sorunu/çözüm süreci ve Suriye/Kürt Koridoru… Bunların bileşkesi de, güçlü hükümet sorunudur.” 

Yine aynı günlerde yazdığımız bir yazımızda da (Erken Seçim 2017’mi- 13.08.2015), 2017 yılında bir erken seçim yapılmasının kaçınılmaz olduğunu savunmuştuk. Sınırlarımızın hemen güneyinde yaşanan gelişmeler, Rus uçağının düşürülmesi nedeniyle oluşan kriz, 15 Temmuz darbe girişimi, 2017’de yapılmasını öngördüğümüz bir erken seçimin yedekte bekletilmesine neden olmuştu. 

ERKEN SEÇİM ÖNERİSİ BASKIN SEÇİMİ GETİRDİ

Devlet Bahçeli’nin 26 Ağustos’ta yapılmasını önerdiği erken seçim, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından çok daha öne çekilerek bir baskın seçime dönüştürüldü. İki ay gibi kısa bir zaman sonra, Ramazan Bayramı’nın hemen ardından, 24 Haziran’da sandık başına gideceğiz. Hedefleri konusunda çok değişik değerlendirmeler yapılan 24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti kurmaylarına erken seçim kararının gerekçelerini açıklarken, “Biz erken seçim istemiyoruz, ama Devlet Bey’in gerekçelerini dinlememiz lazım. Sağolsunlar, yeni sistemi onların desteği sayesinde getirdik. İttifaka zarar verecek hiçbir şeye izin vermeyiz” diyordu. 

Bahçeli’nin erken seçim önerisini İyi Parti’nin önünü kesme, seçimler girmesini engelleme stratejisi olarak değerlendirmek mümkündür. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Bahçeli’nin erken seçim önerisini çok daha erken bir tarihe çekmesinin nedeni de, siyaset ve ekonomi alanında yaşanabilecek olası olumsuz gelişmeleri yeni sistem araçlarıyla çözme hazırlığı olarak değerlendirilebilir.

24 Haziran’da, sınırlarımızın hemen güneyinde Cehennem kazanlarının kaynatıldığı bir süreçte sandık başına giderken, kullanacağımız oyun rengi ne olursa olsun, ülkemizin geleceği açısından oluşturacağı sonucu dikkate almak durumundayız. 

BAHÇELİ NEYİ HEDEFLİYOR?

“Devlet Bahçeli, bir erken seçim zorlamasıyla neyi hedefliyor?” sorusunun yanıtı ülkemizin geleceği açısından çok önemlidir. 

Genel tabloya bakıldığında Bahçeli, cumhur ittifakıyla, Ak Parti’ye destek vermeyi konjonktürel bir zorunluluk sayıyor olabilir. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları sürecinde Ak Parti’ye güçlü destek vermesi, Bahçeli’nin, ülkemizin geleceğine ilişkin duyduğu kaygıların bir gereği de olabilir. 

Bir başka açıdan bakıldığında, MHP Lideri, Ak Parti’nin bugüne kadar izlediği ve pekçok aşamasını eleştirdiği Suriye politikasının olumsuz sonuçlarına ortak olmak istemiyor olabilir. Bahçeli, Ak Parti’yi, izlediği siyasi ve ekonomik politikaların olumsuz sonuçlarıyla başbaşa bırakmak istiyor da olabilir.

Suriye krizinin başladığı 2011’den bu yana Ak Parti’nin dış politikasına ciddi eleştiriler yönelten Bahçeli’nin erken seçim önerisinin arka planında çok ince hesapların yattığını söylemek de mümkündür.  

7 Ağustos 2015 tarihli yazımızda dediğimiz gibi, “Türkiye’nin kaderi Bahçeli’nin elinde.”

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin siyasi tarihimizdeki rolünü ayrıntılı olarak irdelediğimiz “TÜRKİYE’NİN KADERİ BAHÇELİ’NİN ELİNDE” başlıklı yazımızı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:   

(http://www.oncevatan.com.tr/turkiyenin-kaderi-bahcelinin-elinde-ak-partinin-secimsiz-iktidar-formulu-mu-makale,33665.html).

Söz konusu yazımıza, QR barkodu cep telefonunuzdaki herhangi bir barkod okuyucusuna okutarak da ulaşabilirsiniz: