Eğer çok özel, ya da bir başka deyişle çok ekstra bir biçimde sinirli değilse, Fatih Terim’in kendisine sorulan her soruya çekinmeden yanıt verdiğini tanıyanlar bilir. Normal şartlarda herkesle ve her şekilde diyaloğa rahatlıkla giren bir insandır Fatih hoca. Kendisiyle defalarca söyleşiler yapan, zaman zaman çeşitli ortamlarda birlikte olmuş bir insan olarak, geçtiğimiz günlerde yaşanan hadiseye çok üzüldüğümün altını çizmek istiyorum.

İzmir-Alaçatı’da, Fatih Terim ve damatlarıyla kebapçı dükkanı çalışanları arasında çıkan kavga, farklı farklı gerekçe ve gelişmeler doğrultusunda değişik yorumlara neden oldu.

Dükkan çalışanlarının karakol ifadelerine bakılırsa, Terim’in yanında bulunan kişiler mekandaki sandalyeleri etrafa fırlatıp, çalışanları darp etmişler. Olayın çıkış gerekçesi olarak da kebap ocağının Terim’in evine yakın olması gösterilmiş. Daha önce iş yeri sahibi, Fatih hocanın isteği doğrultusunda bir tadilat yaparak ocağı geriye taşımış. Ancak aynı istek yinelenince malum kavga ortamı oluşmuş. 

Fatih Terim’in olaydan 3-5 gün sonra yaptığı basın toplantısında anlatılarına göre ise, hadisenin oluşum nedeni, damadının ablasına yönelik bir çirkinliğin söz konusu oluşu. Yani olayın taraflarının ortaya koydukları gerekçeler birbirinden tamamen farklı. 

Kamuoyunun kime inandığı, hangi tarafın haklı olduğunu düşündüğünü bilemem. Ancak bir gazeteci dürtüsüyle, yaptığım araştırmada, o gece tamamen bir tesadüf eseri orada yani o mekanda bulunan, sözüne de birebir inandığım genç bir üniversite öğretim görevlisi ve de sıkı bir Galatasaraylı olan arkadaşımın anlattıkları doğrultusunda her iki tarafın da ‘görece’ doğru söylediklerini anladım.. 

Hemen kısaca olayın içyüzünü aktarayım… Bu arada, aşağıda aktaracaklarım, tarafların birbirine fiziki müdahalede bulunurken birbirlerine bağırıp çağırırken sarf ettikleri sözlerden çıkarım. Evet Fatih hoca, ocağın geri alınmasını istemiş. Kebapçı da isteneni yapmış. Ancak, Fatih hocanın istediği ya da gösterdiği yer olmamış. Fatih hoca buna çok sinirlenmiş ve ocağın bir kez daha tadil edilerek, istediği yere getirilmesini istemiş Maliyetin fazla olması nedeniyle bu fikre karşı çıkmış kebapçı. Bu arada gerçekten, Fatih hocanın damadının ablası bu işe nereden karışmış burasını bilemiyoruz. Çünkü o bağırtı çağırtıda buna dair bir laf söz yok. Ancak kebapçının kendisi ya da yakınları damadın ablası için ağza alınmayacak sözler sarf etmişler. Olayın bu boyutlara ulaşması tarafları iyiden iyiye sinirlendirmiş ve bahse konu olan fiziki temas ortaya çıkmış.

İşte hadisenin cereyan edişi ve olaya 7-8 metre uzaktan tanık olan kulakların canlı olarak duyduklarının özü ve özeti bu. Yukarıda vurgulamaya çalıştığım gibi, kimin kimi haklı gördüğüyle kesinlikle ilgilenmiyorum. Ancak iki tarafın da farklı anlamlarda haklı ve tabi ki bir şekilde de haksız olduğunu düşünüyorum.

Sözün özü; Hiç mi hiç hoş olmayan bu durumun daha fazla uzamadan taraflarca tatlıya bağlanacağını umuyor, kimsenin de konunun detaylarını bilmeden ahkam keserek kişileri zor durumda bırakmamasını diliyorum.

Hoşçakalın…