15 Temmuz Cuma akşamı Türkiye Cumhuriyeti büyük bir badire atlattı. Ülke yönetimini ele geçirmek isteyen FETÖ’cü yani PDY mensupları sivil, polis ve asker ayrımı yapmadan halkın üzerine kurşun yağdırdı. Önce bu olayı yapanları lanetliyorum. Milletime ve devletime büyük bir zarar verdiler. Ama en sevindirici olan ise sağcısıyla, solcusuyla, ülkücüsüyle, sosyal demokratı ile topyekûn tek yürek tek yumruk olarak darbecilere karşı durduk. İktidarı ile muhalefetiyle beraber olarak darbecilere karşı durdu. Burada en büyük takdir ve teşekkür Türk Milleti’ne olmalıdır. Seçilmiş hükümete ve dolaysıyla devletine sahip çıkarak gazi ve onlarca şehit vermiştir. Allah onların mekânını cennet eylesin. Türk tarihinden maalesef bu gibi darbeci kişilere bilhassa Osmanlı döneminde sıkça rastlamak mümkündür. İşte onlardan bazıları;

Defterdar Softa Mustafa Paşa, Hüseyin Avni Paşa, Şeyhülislam Seyit Naci Feyzullah Efendi, Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Kara Ahmet Paşa, Defterdarzade Ahmet Paşa, Halıcıoğlu Mehmet Paşa, Kırım Hanı Mahmut Giray, Kara Murat Paşa, Nasuh Paşa, Orhan Çelebi, Yeğen Osman Paşa, Patrona Halil, Raif İsmail Paşa, Dadaş Rüştü Paşa, Damat Salih Paşa, Abaza Siyavuş Paşa, Çerkez Ethem, Kabakçı Mustafa, Şeyh Sait, Şeyh Seyit Rıza. 

FETHULLAH GÜLEN: Fethullah Gülen'in amacı; devletin tüm sistemlerine İslam hükümlerini egemen kılarak, teokratik bir İslam diktatörlüğünü kurmaktır. Bu amacına ulaşabilmek için de topluma, Hoşgörü ve Barış mesajları vermeye yönelik ılımlı bir cemaat lideri portresi çizmeye özen göstermektedir. Fethullah Gülen, hiçbir kuvvet tarafından geri adım atmaya zorlanamayacağı bir duruma ulaştığında, Atatürk ilke ve inkılaplarını ortadan kaldırmayı, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkarak, şeriat esaslarına dayalı bir rejim kurma amacını bu ılımlı görünüm altında gizlemektedir. Çünkü Fethullah Gülen ilk etapta devlete karşı savaş vererek hedeflerine ulaşmanın yıpratıcı olduğunu tespit ederek, kurulu sisteme ters düşme yerine, onunla barışık, ama onu içten içe ele geçirici bir politikayı yeğlemektedir. Bu sebeple, birinci hedef olarak; asker, sivil ve emniyet teşkilatında örgütlenmek esas alınmıştır.

Bu ihanet şebekesinin başı olan Fethullah Gülen’i hepimiz gayet iyi biliyoruz ama onunun ikiyüzlü ve ne kadar kötü niyetli olduğunu birçok kişi anlatmıştır. İşte bu anlatımı en iyi yapanlardan birisi de uzun yıllar onun yanında olan Nurettin VEREN şöyle diyor; ''Fethullahçılar İhanet Şebekesidir'' ”Cumhuriyet savcılarının anlatacaklarımı ihbar kabul etmesini istiyorum. Bu davanın tanığı da sanığı da olmaya hazırım” dedi. Fethullah Gülen ‘in 25 yıl boyunca başyaverliği ve kuryeliğini yaptığını belirten Nurettin Veren, ”gizli bir örgüt” olarak nitelendirdiği ”Fethullahçılar” ın içyüzünü anlattı. Veren, ”Biz 12 kişi hayır için yola çıktık ancak örgütlenmenin devleti içten ele geçirme planı olduğunu anlayınca aforoz edildim. Gülen beni öldürtmek istedi” dedi. Nurettin Veren devam ediyor;

Biz 1970 yılında 12 insan yoksul öğrencilerin okutulması ve hayır işleri için yemin ederek yola çıktık. Yıllar boyunca bu dava uğruna hasır üzerinde oturdum. Küçük hayırlarla büyük finanslar elde ettik. Kaydı olmayan yardımlar Fethullah’a teslim edildi. Büyük ekonomik güce ulaşınca 1993′te harekete geçildi. Bir cami nasıl milletin parasıyla yapıldıysa Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonu da aynen öyle yapıldı. Ancak Zaman gazetesi 20 yıl boyunca banka reklamı almadı. Çünkü Fethullah banka reklamı gibi, kola içmeyi, kot giymeyi de haram kılmıştı. Sonradan Asya Finans’ı kurdum. Gazetesine banka reklamı almayan Gülen daha sonra Bank Asya’yı kurdurdu. Gülen Müslümanlara takiyye yapıyor.”

Nurettin Veren, Fethullahçı örgütlenmenin 7,5 milyar dolarlık ekonomik güce ulaştığını, Türkiye’de dershaneye giden 4 çocuktan üçünün tarikatın eline düştüğüne dikkat çekti. Veren, ailelere, ”Çocuklarınızı terörden kurtarmak isterken Fethullah örgütüne teslim ediyorsunuz. Uyanın, gerçeği görün” diye uyarıda bulundu. Gülen’in bütün şirketlerinin adını kendisinin koyduğunu belirten Veren, ”Ama bunun belgesini bulamazsınız. Çünkü hiçbir illegal örgütün belgesi olmaz” dedi.

Gülen’in kendisini insanüstü, ileriyi gören, her şeyi önceden bilen bir canlı olarak tanıttığını belirten Veren, ”Kendisi 1941 doğumlu olmasına karşın Atatürk öldükten sonra, 1938′de doğduğunu söyler ve kurtarıcı olduğunu ima etmeye çalışırdı. Ancak tasavvuf ve gönül adamı, bir Mevlana ve Yunus Emre gibi takdim edilen bir insanın bugün Irak’ta 400 bin Müslümanın ölümüne yol açan Amerika’da ne işi var? Siz hiç 137 dönümlük arazide 8 villa içinde 100 hizmetkârla yaşayan bir Yunus Emre gördünüz mü” diye sordu.

Veren şöyle konuştu: ”1995′te fikren ve kalben koptuk. Hayır, için yola çıkmıştık ama örgüt çatısı içinde kullanıldık. Gördük ki çatal bıçak için kurulan bir fabrika, silah fabrikasına dönüşüyor. Devleti içten ele geçirecek bir plan olduğunu sonradan anladık. Tepki koyduk, ikaz edilince dış görevlere gönderildik. ABD’de 30 gün birlikte kaldık. 50 kişinin önünde beni öldürtmeye kalktı. Bu hücum ve cinnet karşısında canımı zor kurtardım. Gülen, ‘FBI ve CIA’yı arayın, bu adamı öldürtün’ dedi. Sonra Türk devletinin görevlendirdiği polise ‘Silahını çek vur bunu’ diye bağırdı. İnsanlar itaat etmeyince şömine demiriyle üzerime hücum etti. Sonra New York’ta gece yarısı sokağa atıldım.” Gülen’in gerçek amacının dünyayı yönetmek olduğunu ve ”hastalık yalanıyla ABD’ye kaçtığını” belirten Veren, sözlerini ağlayarak ve Atatürk’e övgüler dizerek şöyle tamamladı: ”Gülen, Türkiye’deki örgütlenmesinin 2000 yılında kendini amorti ettiğini söyledi. Yetiştirdiği vali, emniyet müdürü, kaymakam, savcı, hakim ve komutanlar var. Evet, bu örgütlenme bir işgaldir, ihanet şebekesidir.

Yukardaki isimlerin tamamı bu milletin ekmeğini yemiş bu toprakların suyu içmiş zaman zaman halk tarafından değer verilmiştir. Fakat kendirlerinin ne kadar değersiz ve haşin oldukları yine kendilerinin yaptıkları icraatlarsa ortaya çıkmıştır.

Uzun sözün kısası; Kimse karizmasına güvenmesin karizmayı halk verir. Karizmasına güvenen lider kaybeder. 15 Temmuz 2016’da şunu gördük ki Cumhuriyet döneminin en zalim en vicdansız, en ahlaksız darbeci çetebaşısı Fethullah Gülen olmuştur. Çok şükür bu darbe de asil Türk Milleti tarafından hüsrana uğratılmıştır. Kim ne derse desin, “darbeciler ve darbe heveslileri bilsin ki, darbelerin ömrünü halk belirler.” Allah bir daha böyle kara günler göstermesin.