Bizi yönetenler sayesinde, kindar bir kuşak olmaktan dindar bir nesil yetiştirmeyi başardık, hamdolsun. Son günlerde yapılan dini hizmetlere bakınca insan daha iyi anlayabiliyoruz. 
Mesela sağolsun; Üsküdar Belediyemiz hizmeti ayağımıza kadar getirmiş bulunmaktadır. Fayans ve kalebodurdan yapma Kâbe maketi bizleri beklemektedir. Ha derseniz ki, sadece Kâbe maketi ile olur mu tabi ki olmaz.
Onu da düşünmüş büyüklerimiz. Hemen yanında…
Hıra mağarası var. 
Zemzem kuyusu var. Suyu yok, ama olsun onun yerine zemzem suyunu plastik bardakta tadıyorsunuz.
Muallâk taşı tıpkısının aynısı.
Devenin de heykeli var. Sanki canlı gibi duruyor mübarek.
Yani anlayacağınız Üsküdar Belediyesinin kurmuş olduğu standımı diyelim, adı her neyse ziyaret etmeniz halinde çeyrek hacı olmuş gibi manevi bir duyguyla ayrılıyorsunuz. 
Üsküdar yapar da, Tuzla Belediyesi durur mu nede olsa vatandaşa dini duyguları tattırma yarışı başladı bir kere.
Üsküdar’dan sonra Tuzla Belediyesi ’de bir adım öteye gidiyor ve  “Hicret Parkuru”  yapıyor 436 km yol temsili olarak yarım saat gibi bir süre ile geziyorsunuz. Tabi yolda kaybolma ihtimaline karşı ücretsiz rehber tahsis edilmiş gerçi yol çöl değil, ama olsun.
Merve tepesi, ümmi mabet çadırında dinleniyorsunuz ikramlar eşliğinde.
Medeniyeti ve modernliği islamla harmanlıyoruz altımıza kot, başımızda başörtüsü dinimizi istediğimiz gibi yaşıyoruz. 
Bir devlet büyüğümüz yolsuzluklara karşı eleştirilere verdiği cevap şu şekilde oldu:“Allah insanlara günah işleme özgürlüğü vermiştir” beyanıyla artık her türlü özgürlüğü elde ettik sayelerinde.
Toplum daha dindar olurken yaşam tarzımıza da yansımaktadır. Eskiden olsa Kuran okuyanı irticacı diye damgalarken günümüz Türkiye’sinde. Daha hür bir şekilde yaşamaktayız.
Kuran-ı Kerim motifli pasta yapıp, kesip kesip yiyoruz. Kâbe şeklinde pastalara ilgi artmıştır.
Tabi bunların yanında, Suriye topraklarında Süleyman Şah Türbesini sınırımıza kadar taşıdık, bir gece yarısı operasyonuyla. Neden millet, pasaport vs. gibi formaliteyle uğraşmasın. Hem koruması daha kolay. Ayağa gelen bir hizmet tabi takdire şayandır. 
Yalnız, naçizane fikrim dışarıdaki öbür devlet büyüklerimizin mezarlarını da taşısak diyorum Yemen’de, Balkanlar’da, Orta Asya’da kim varsa. Hz. Ali falan diyeceğim ama o alevi olmaz yerinde kalsın daha iyi. 
Bakarsınız ilerde Kâbe, türbe ne varsa malum Anadolu halkı fakir bir tırın üstüne konulabilir şehir, şehir, kasaba, kasaba dolaştırsak daha mı iyi olurdu acaba.
Son on yılda kadına şiddet, hırsızlık, yolsuzluk, alım gücü düşmüş. 20 milyon yoksulumuz olmuş.  Sürekli namaz kılanlar % 40’lardan % 18’lere düşmüş yapılan bir araştırmaya göre. Lakin olsun önemli değil.
Başörtüsü serbest oldu. Yol yaptık. Güçlü Türkiye olduk. İleri demokrasiye geçtik.
Son basamak yeni Türkiye artık. Elin Avrupalısı yüzyıllardır devletlerini değiştiremediler eskide takılı kaldılar zavallılar.
Gördüğünüz gibi artık daha bir dindarız. Yaklaşan seçimlerde oy kullanacağız. Yapacağımız oylamada vereceğimiz kararda, etkenlerden bir taneside daha çok dindarlığa devam mı, tamam mı olacak karar sizin gayri.
İyi seçimler dilerim.
Çanakkale’de destan yazarak, geçilmez yapan bu cennet vatanı canları pahasına bizlere emanet eden, tüm şehit ve gazilerimizi minnetle anarken, Çanakkale destanının devamında, Türk milletini haritadan silmek için yola çıkan Haçlı ordularının başlatmış olduğu cihan harbinde, yedi düvele meydan okuyarak destanın  adıdır; 1920…
Geçtiğimiz hafta kutladığımız özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızın kazandığımız 23 Nisan 1920’de ilk TBMM Meclisi açılışını yaptığımız günü Ulu Önder çocuklara bu günü armağan etmiştir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlarken başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve gazilerimiz bir kez daha rahmetle anıyorum.