Söylemek isteyip de söyleyemedikleri var mıydı?

Yakında öğreneceğiz. 

Dabağyan’ın vasiyeti, ilim çevrelerince yakından tanınan Kubbealtı Fotokopi Sahibi Hanifi Kayan’ın kasasında. Yakında açıklanacak. Leon Ağabey vasiyetinde  söyleyemeyip içinde tuttuklarını açık açık dile getirmişse, uzun soluklu bir tartışma başlayacak demektir. 

"Ermeni kökenli Türk milliyetçisi" olarak anılan ve kendini “Osmanlı milliyetçisi” olarak tanımlayan tarihçi, araştırmacı yazar Levon Panos Dabağyan Ağabey'imizi Yeşilköy Surp Stephanos Ermeni Kilisesi'nde yapılan dini törenin ardından ebediyete uğurladık. Allah taksiratını affetsin. 

Gelenektir, yaşlılarımız vefatlarında yakınlarına yük olmamak amacıyla, yastık altlarında, sandıklarında ya da ancak yakınlarının bildikleri bir köşelerinde "kefen parası" saklarlar. Levon Ağabey, bu dünyadan göçtüğünde, tabutuna Türk bayrağı örtülmesini vasiyet etmişti. Dini tören sonrasında kilise bahçesinde tabutunun üstüne büyük boy bir Türk bayrağı örtülerek vasiyeti yerine getirildi. Tabutuna örtülen bu bayrak, Levon Ağabey'in sağlığında, kendi parasıyla alarak kütüphanesinde sakladığı bayraktı..  Ermeni kökenli bir vatandaşın milliyetçiliğini sorgulayanlar, bu duygusal gerçeği de değerlendirmelidirler. 

Yeşilköy Surp Stephanos Ermeni Kilisesi'nde yapılan dini tören sonrasında Şişli Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verilen Levon Panos Dabağyan’ın cenaze törenine yakınları, sevenleri, O’nu “Osmanlı Milliyetçisi” olarak sevip sayan “Leon Amca” olarak anan ülkücüler, İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, Deniz Güzelay, Bakırköy MHP Teşkilatı, MHP eski Milletvekili Nazif Okumuş, Alpaslan Türkeş’in eşi Seval Türkeş, Rumeli Balkan Türkleri Federasyonu eski Başkanı Süheyl Çobanoğlu, Avrasya Bir Vakfı temsilcileri ve 

“ÖLÜLERİNİZİ HAYIRLA ANIN”

Levon Ağabey'in vefat haberinin ardından Müslüman dostlarının samimiyetle yaptıkları "Allah rahmet eylesin" dilekleri, "Gayrimüslimlere rahmet dilenmez" gerekçesiyle eleştiriye uğradı. Bu eleştirilerin, kandillerimizi, dini bayramlarımızı Müslüman dostlarımızdan önce kutlayan Levon Ağabey'in ruhunu ve ailesini incittiğine inanıyoruz. Her konuda olduğu gibi, bu konuda da son sözü uzmanlar söyleyecektir. Biz dinimizin, "Ölülerinizi hayırla anın" emrine uyarak Levon Ağabeyimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Doğrusunu, elbette Yüce Rabb'im bilir.

“VATANIN HALİNE AĞLARKEN…”

Levon Panos Dabağyan yazdığı makaleler ve kitaplarla Türk tarihinin karanlık sayfalarına ışık tutmaya çalışmıştı. “Ermeni meselesi”nin bir emperyalist kurgusu olduğuna inanmış ve bu ülkenin insanlarının, Osmanlı’nın son dönemlerinde olduğu gibi,  bilimsel olarak kurgulanmış bir plan çerçevesinde birbirine düşman edilmek istendiğini savunmuştu. Kendini 'Osmanlı Ermenisi' olarak tanımlayan ve MHP camiasında 'Levon Amca' olarak da bilinen Dabağyan, Osmanlı’da Şer Hareketleri ve II. Abdülhamit Han adlı kitabını tanıtırken şöyle diyordu: 

“Osmanlı Devleti'nin özellikle madden zayıflaması başta olmak üzere, çeşitli gaileler içinde Anadolu toprakları ile daha titiz bir şekilde ilgilenememesi, Osmanlı Devleti'ni "bölüp parçalamaya" çalışan şer güçleri nasıl bir taktik uygulamışlar ise, günümüzde de aynı taktiği uygulamaya devam etmektedirler... Çünkü değişen hiçbir şey olmamış, aynı batıl zihniyet dün olduğu gibi günümüzde de varlığını sürdürmüş ve de sürdürmektedir.

İbret alınsın diye bunları yazıyorum; bana düşman olanların, kimlerin dostu olduğu iyice bilinsin diye!.. Vatanın bugünkü haline ağlarken, bunları düşünmek beni kahrediyor!.. Onlar Abdülhamid'i yıkmadılar. Hayır! Onlar, işte Osmanlı Devleti'ni böylece yıkmış oldular...”

“LEVON AMCA”NIN MİRASI

Kendisini “Osmanlı Ermenisi” olarak  tanımlayan Levon Panos Dabağyan bizlere geniş hacimli 20’ye yakın kitap ve yüzlerce makale bıraktı. Bunlar, günlük heyecanların etkisiyle çalakalem yazılan yazılar değildir, kapsamlı araştırmaların ürünleridir. 

Ermenice’yi çokiyi okuyup yazabilen Dabağyan, kitaplarını yazarken çok çeşitli kaynaklardan yararlanmıştır. Bu araştırmaların sayesinde, tarihimize çok değişik açılardan bakabilmiştir. Tarihe değişik açılardan bakabilmek, gerçeklerin daha kolay görülmesine yardımcı olabilir. 

Osmanlı’nın çöküş sürecine sürüklenmesini irdelerken, “Ermeni meselesi”nin ne zaman, kümler tarafından kurgulandığını araştırırken, 24 Nisanlarda, “ABD başkanı bu yıl ‘soykırım’ diyecek mi?” kaygısı yaşarken, Dabağyan’ın bu konudaki kitaplarını da okumak gerekmez mi?

Dabağyan’ın, emperyalistlerin ısrarla “Kızıl Sultan” olarak andıkları II. Abdülhamit hakkında yazdığı “Bilinmeyen II. Abdülhamit- Osmanlı Ermenileri ve Bir Dönemin Anatomisi” ve “Osmanlı’da Şer Hareketleri ve II. Abdülhamit Han” adlı eserleri bize çok şey kazandıracak ve Osmanlı’nın çözülme sürecinden günümüze uzanan zaman dilimine ilişkin çok önemli bilgiler kazandıracaktır.   

“Başbuğ Türkeş ve Milliyetçilik- Siyasi Hayatım ve Düşüncelerim”de Dabağyan, yakın dönem siyasi hayatımızın bilinmeyenlerini anlatıyor. 

“Türkiye Ermenileri Tarihi”, “Tarih Işığında Ermeni Meselesi 1915 Kaosu”, “Sultan Abdulhamit ve Ermeniler”, “Emperyalist Kıskacında Ermeni Tehciri”, “Geçmişten Günümüze Millet-i Sadıka”, “Türk Cihan Hakimiyetine Açılan Yol: Malazgirt Meydan Muharebesi”, “Zaman Tunelinde Şehri İstanbul’un Seyir Defteri”, “Azınlık Gözüyle Atatürk”, Türk Denizcilik Tarihi ve Ertuğrul Fırkateyni”, “100 Yorum 100 Makale”… tarihimize değişik açılardan bakan Dabağyan’dan bize miras kalan eserler.. 

DABAĞYAN’IN VASİYETİ

Leon Panos Dabağyan, kendi doğrularının savunucusuydu. Yazılarında, kitaplarında kendi doğrularını savundu. “Biz Anadolu’ya ilk gelen Türklerdeniz” derdi; “Bizim bir kulağımızda çan sesi varsa, bir kulağımızda da ezan sesi var” derdi. Bu konudaki ısrarlı duruşundan dolayı da çeşitli kesimlerden eleştiriler aldı, acılar çekti.  

Söylemek isteyip de söyleyemedikleri var mıydı?

Yakında öğreneceğiz. 

Dabağyan’ın vasiyeti, ilim çevrelerince yakından tanınan Kubbealtı Fotokopi Sahibi Hanifi Kayan’ın kasasında. Yakında açıklanacak. Leon Ağabey vasiyetinde  söyleyemeyip içinde tuttuklarını açık açık dile getirmişse, uzun soluklu bir tartışma başlayacak demektir. 

Levon Ağabey’i bir kez daha rahmet ve saygıyla anıyoruz.