Geçtiğimiz hafta yapılan Türkiye Futbol Vakfı’nın (TFV) 2017 Yılının En İyileri Ödül Töreni’ne son iki yılın şampiyonu Beşiktaş damgasını vurdu. Futbol dünyasının bir araya toplandığı gecede, En İyi Kaleci Ödülü Fabri’ye, En iyi defans Oyuncusu Dusko Tosic’e, En İyi Forvet Ödülü Vagner Love’a ve En İyi Teknik Direktör Ödülü de Şenol Güneş’e verildi. Yani dört ödülü Kartal kapıp götürdü. Diğer ödüller En İyi Orta Saha Emre Belözoğlu’na, En İyi Hakem Ödülü Fırat Aydınus’a ve Jüri Özel Ödülü de Ampute Milli Takımımıza gitti.

Öncelikle bu özel geceyi organize eden TFV’ye başkanı sevgili Engin Verel’le birlikte, emeği geçen tüm herkesi kutlamak gerek. Kelimenin tam anlamıyla mükemmel bir futbol gecesiydi.

Lakin, bu muhteşem gecenin de ötesine geçen bir olay vardı. Ödül almak için sahneye çağrılan Şenol Güneş, müthiş bir jeste imza attı. Güneş, ‘Yılın En İyi Teknik Direktörü’ ödülünü almak için sahneye geldiğinde, mikrofonu eline aldı ve ödülü, salonda konuklar arasında yer alan, Medipol Başakşehir’in hocası Abdullah Avcı ile paylaşacağını söyledi. Abdullah Avcı’yı sahneye davet eden Şenol Güneş, meslektaşını ilk kutlayan isim oldu. Bu jestin etkisiyle, salonda alkışın koptuğu anda, Türk Futbol Vakfı Başkanı Engin Verel, bu anlamlı davranıştan duyduğu mutluluğu dile getirerek, bir ödül de Avcı’ya sundu. İki teknik adam da aldıkları ödülle, kamera ve objektiflere poz verdi.

Bu anlamlı jeste, teşekkür ederek yanıt veren Abdullah Avcı, daha çok çalışıp, bu ödülü almak için elinden geleni yapacağını ve bu ödüle layık görülmesi halinde de, kendisinin de aynı şekilde bu ödülü paylaşacağını söyledi. 

Milletin birbirini yediği, herkesin birbirinin ayağının altına muz kabuğu koyup aşağıya çekmek istediği bu ortamda, Şenol hocanın yaptığı bu davranış, Abdullah Avcı’nın cevaben söylemi de müthiş önemli bence.

Bu davranışı önemli kılan unsurların başında, geçtiğimiz iki yılda da zirveye ulaşma adına kıyasıya yarışan, iki rakip takımın başarılı teknik adamlarının, rekabetin, neredeyse düşmanlıkla karıştırıldığı şu ortamda ortaya koydukları tablodur.

İyi ki siz ve sizler gibiler var. Çölde rastlanan bir vaha misali, sergilediğiniz tavır, verdiğiniz mesaj ve oluşturduğunuz örnek davranış, umarım futbol ailesi başta olmak üzere, tüm topluma bir örnek oluşturur. Sonsuz teşekkürler ikinize de. Eğer Türk futbolu bir gün tam anlamıyla istenen seviyeye ulaşacaksa, herkes bilsin ve inansın ki, bu iş sizin gibilerle olacaktır.

Bu arada unutmadın bir iki söz de, Türk Futbol Vakfı’nın değerli başkanı, sevgili dostum Engin Verel’e etmek istiyorum. Vakfı, sınırlı sayılabilecek olanaklarla yönetmeye çalıştığını, geceni gündüzüne katarak, yerine göre bir tükenmez kalemin peşine düşerek sorumlu yöneticilik portresi çizdiğini ifade etmeliyim. Sana da, o muhteşem geceyi yapıp, kocaman futbol ailesini bir araya getirdiğin için bir teşekkür borçluyum. Ben de borcumu ödüyor ve içten teşekkürler ediyorum.

Hoşçakalın…