Mensubu olmaktan onur ve gurur duyduğum TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN bir ferdi olarak, Türk milletinin iradesine, demokrasimize ve anayasal düzene karşı yapılan fethullahçı darbe girişimini kınıyarak yazıma başlayacağım. Malesef yapılan bu yanlışla büyük itibar kaybeden Ordumuzun moral ve motivasyonu çökmüş, başta PKK ve IŞİD olmak üzere Türk Devletinin ve Türk Milletinin düşmanlarına hizmet edilmiştir. Çok yazık oldu çok....

15 Temmuz akşamı gelişmeleri TV.den izlerken telefonum bir dakika boş kalmaksızın sürekli eş-dost tarafından aranıyor ve merakla herkes aynı soruyu soruyordu... Kimdiler, kime bağlıydılar, bütün ordu bu işin içindemiydi vs.vs..... İlk tepkilerimde muhtemelen fethullahçı örgüt mensuplarıdır dedim, yanılmamışım.  Çünkü medyada yer alan haberlerde askeri şurada 1500 kişinin tasfiye edileceğinden bahsedliyordu. Bunlar sonlarının geldiğini görünce son bir umutla adeta kamikaze vuruşu yaparak bu çılgınlığa kalkıştılar. Acı olan ise Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefli üniformasına sürdükleri lekedir.

 “İcabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve canımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim" diyerek göreve başlanılan ve peygamber ocağı olarak görülen Ordumuz içinde sinsice yuvalanan bir kısım personel meğer amir ve komutanlarına değil de biat ettikleri imamlarına bağlılarmış. Devlete bağlı olması gereken asker-polis-vali-kaymakam-hakim-savcı-öğretmen-memur-teknisyen gibi görevliler cemaat-tarikat gibi yapılardan emir alırlarmış!!! Vah ki ne vah...

Fethullah Hocanın adamı olup sonradan yön değiştiren gazeteci Hüseyin Gülerce; bunların Gülen’i “seçilmiş kurtarıcı”, “beklenen salih zat” kabul ettiklerini, Gülen’in “peygamber efendimizle  istişare ettiğine” inandıklarını, dolayısıyla ondan gelen her talimatı yerine getirmekte asla tereddüt etmeyeceklerini” söylemekte. (1)

Balyoz, Ergenekon, askeri casusluk  vs. gibi yalan ve iftiralarla kurgulanmış kumpas davalarıyla manevi şahsiyeti büyük ölçüde etkilenen KAHRAMAN TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ, tam bunlardan kurtulmuştu ki 15 Temmuz darbe girişimiyle çok daha ağır bir yara aldı. Bu yanlışın zararları tahmin edilenin de ötesinde olup telafisi uzun yıllar alacaktır. Gerçekten çok yazık oldu çok...

Halen yaygın şekilde konuşulan ve gazetelerde bile yer alan bakanlıklardaki kadro ve görev dağılımlarının tarikatlar arasında paylaşıldığı iddiası da geleceğimiz için başka bir endişe kaynağıdır. Devlet kadrolarını cemaat-tarikat bağlantılarına göre doldurmanın yarattığı bu vahim tablodan mutlaka ders çıkarılmalıdır. Ahmet Hakan Hürriyetteki yazısında “Alnı secde görüyor diye getirdiğiniz adamlar size darbe yaparken, Kemalist diye tasfiye ettiğiniz adamlar size sahip çıktı... Demek ki neymiş? Alnı ve secdeyi değil, liyakati esas alacakmışsınız...” diye yazarak önemli bir hususa parmak basmış.

Dün itibariyle işten el çektirilen kamu görevlilerinin sayısını 50 bin olarak açıklamışlardı. Bu kadrolar boş kalmayacağına göre yeni görevlendirilecek olanlarda mutlaka “liyakat” esas alınmalıdır. Hiç bir dini yapının kadrolaşmasına fırsat verilmemelidir. Bunca can kaybına ve yaralıya malolan kalkışmadan ders çıkarılacaksa eğer en önemlisi budur. Devlet, iyi eğitimli, yetenekli, ATATÜRK ilkelerine bağlı, dürüst ve sağlam karakterli ve bürokratlarıyla güçlü olabilir. Dün Fethullah’ın yarın da başka imamın kuyruğuna takılarak, yasa dışı heves ve hayaller peşinde koşarak varabileceğimiz yer Ortaçağın karanlıklarından başkası olamaz.

Son olarak; darbeye karışan askerlerin linç edilerek vahşice öldürülmesi, TV.lere yansıyan işkence görüntüleri  devlet geleneği, adalet ve hukuk anlayışı olmayan ülkelerde yaşanacak görüntülerdir. Bu görüntüler düşmanlarımıza keyif verirken, Türk Ordusuna duyulan güveni sarsmış, samimiyetle darbeye tepki gösteren milletimizi üzmüştür.

Fırsattan istifade etme hevesiyle bir takım alçakların masum insanları “fethullahçı” iftirasıyla hedef göstermesine fırsat vermeden gerçek suçluları ayıklayalım.

Halkımız olay karşısında tek yürek olarak milletleşme adına çok iyi bir sınav vermiştir. Etnisite ve mezhepler üzerinden kışkırtıcılık yapanlara hep birlikte karşı duralım, bu ülkede yaşayan herkesi kucaklayarak, bizdendir veya değil diye dışlamadan, ötekileştirmeden birleşmek için değerlendirelim.

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.V.

 

K A Y N A K..............;

(1)    Yalçın BAYER.......... Hürriyet Gazetesi (İnsanlık Dışı Yapı)