Çocuk olmak, dünyanın en sevimli, en güzel nimetlerindendir. Çocukluk yılları, çocukluk anıları ve tatları hiç unutulmaz, üzerinden yıllar geçse bile… Yıllar beklemez tabii ki geçer gider ama o çocuk kalbi, çocuk yüreği hep durur, hep çarpar bi yerlerde.
Şimdiki çocuklar, yarının gençleri, büyükleri elbette! Ama zamaneler çok farklı, maşallahları var. Biz anneler içtik tabii folik asitleri, sonuç ortada. Yaratıcı güçleri, elektronik araç ve gereç kullanma becerileri, motor takmış motor yetenekleri, sportif, sanatsal yönleri, bir de bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri “Çocuk değil bunlar ecinni!” dedirtiyor bizlere! Büyümüş de küçülmüş bu akıllı bıdıklar. Karakterleri var, direnmeleri var, idare etme, yönlendirme becerileri var, var da var… Hal böyle olunca bizlere daha da çok iş düşüyor elbet! 
Amaaaan çocuk bu, öyle de böyle de büyür gider işte zihniyetiyle yetiştirilmedik şükürler olsun ki. Hep değer verildi bizlere, bizlerin düşünceleri önemli oldu, karar anlarında “Çocuk bu, ne anlar?” denilmedi, fikirlerimiz alındı, kontenjanımız hep var oldu aile meclislerinde. İşte tam da bu yüzden, biz daha çok ne verebiliriz  çocuklarımıza, onlar için daha iyi neler yapabilirizin peşine düştük.  Tuzumuz kuruyken, rahatımız keyfimiz yerindeyken gurbet yolculuğuna çıktık onlara daha iyi eğitim imkanları sunabilmek adına. Eğitim, spor, sanat yaşamlarına destek verdik, onların içlerindeki yeteneklerin bir bir çıkmasına şahit olmak ve bu ölümsüz anların tadına doya doya varmak için…
Her çocuk bir birey! Atamızın hitap ettiği gibi “Çocuk!” Geleceğin şekillendiricisi, bugünün neşesi, varoluş sebebi, yarının güvencesi, her emeğe, her fedakarlığa değeni.  Genetik kodlarımızın bir üst sürümü, daha mükemmeli, daha güzeli! Herşey senin için çok güzel olsun çocuk, hakettiğin gibi! 23 Nisan senindir, senin kalacak çocuk! Ulusal egemenlik ve çocuk bayramın kutlu olsun…