‘Çocuk suçluluğu sosyal bir sorundur’

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı da, ‘çocuk suçluluğu’nu, çocukların kendilerine, ailelerine, hasımlarına ve topluma zarar veren çok boyutlu sosyal bir sorun olarak tanımladı. ‘Türkiye’de Çocuk Suçluluğu Profili’ adlı bir çalışma yapan Hancı, küçük yaşlarda hemen hemen tüm çocukların birtakım suçlar işlediğini belirtti. Hancı, "Ancak bu onların ileride de suç işleyecekleri anlamına gelmez. Zihinsel, fiziksel ve ruhsal yönden tam bir olgunluğa erişmemiş, toplumsal rol ve görevlerini öğrenmekte olan, doğal dürtüleri ile çelişen kurallara sebep uyulacağını yeterince anlamayan ve henüz asosyal olan küçük, gelişim süreci içerisinde toplumsallaşır ve çevreye uyum sağlar." değerlendirmesini yaptı.

Çocuk mahkemelerinde 1] yaşını doldurup 15 yaşını bitirmeyen çocuklarla ilgili davalara bakılıyor. Suçu işlediği anda 11 yaşını bitirmiş olup 15 yaşını bitirmeyen ve cezanın çektirilme-sine başlandığı anda 18 yaşını doldurmayan küçükler, cezalarını çocuk ıslahevlerinde çekiyor. Ankara'da iki, İstanbul, İzmir ve Elazığ’da 1'er olmak üzere toplam 5 tane çocuk ıslahevi bulunuyor.

Cezaevleri Genel Müdürlüğü, ıslahevlerinde 11-15 yaş grubu 247, 15-18 yaş grubu 2 bin 51 çocuk kaldığı bilgisini verdi. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verilerine göre ise, ıslahevlerin-deki hükümlü çocukların yüzde 98,5'ini erkek, yüzde 1,5'ini kızlar oluşturuyor. Hükümlü çocukların yüzde 48,21'inin ilkokul, yüzde 6,2'sinin ortaokul, yüzde 0,91'inin lise mezunu olduğu belirlendi. Yüzde 28,6'smın eğitimlerini yarıda bıraktığı, yüzde 6,4'ünün okuma-yazma bilmediği, yüzde 5,8'inin halen (iğrenci olduğu, yüzde 3,1'inin ise hiçbir eğitim almadığı ancak okuma-yazma bildiği saptandı.

Çocuklar suçu en fazla 15-17 yaş grubunda işliyor. Suçlar arasında yüzde 39,7 oranı ile hırsızlık başta geliyor. Ayrıca suçların yüzde 74,5'inin kentsel, 25,5'inin de kırsal alanda işlendiği göze çarpıyor.

Çocuğunuzu kendi haline bırakmayın

Çocuk Akıl Sağlığı ve Rehberliği Demeği Genel Sekreteri, Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Uzmanı Osman Abalı, kendi halinde bırakılan ve çok fazla uyan almayan çocuklarda, geç konuşma ve iletişim sorunları olabileceğini söyledi.

Abalı, konuşma ve dil gelişiminin, iletişim ile sosyal hayatın en önemli öğesi olduğunu belirterek, "Kişi, iletişim araçlarıyla kendini ifade eder ve hayatını devam ettirir. Konuşma ve iletişimin eksik kaldığı bir hayatta birçok sıkıntının gelişmesi açısından zemin hazırlanmış olur" dedi.

Çocuğun zamanında konuşmasının, psikososyal gelişimin aşamalarının düzenli olması, çocuğun sosyal ilişkilerinin ve gelişiminin normal olması, zeka ve Öğrenme kapasitesinin normal seviyeye gelmesi için gerekli olduğuna dikkati çeken Abalı, "Eğer çocukta anatomik ve psikiyatrik bir sorun yoksa, genelde ilk 6 ayında yavaş yavaş heceler çıkmaya başlar. 12. aydan itibaren kelimeler çıkaran çocuk, 18. aydan itibaren de cümle kurmaya başlar" diye konuştu.

Hastalık ve bedensel bir sorunu olmadığı halde işitme sorunu yaşayan çocuğun konuşma ve iletişim yönünde gelişimini hızlandırmak için ailelere büyük görevler düştüğünü dile getiren Abalı, anne-babalara şu önerilerde bulundu:

"Çocuğa sevgi ve huzur dolu bir aile ortamı hazırlayın ve yaşı ne olursa olsun onunla sık sık konuşun. Çocukla birlikte vakit geçirin ve yaşına uygun oyunlar oynayın. Onun kendi haline kalmasına izin vermeyerek, mümkün olduğunca yaşıtlarıyla birlikte oyun oynamasını, sosyal ortamlarda bulunmasını sağlayın."

Çevrenize baktığınızda kendine güvenemeyen pek çok insan görürsünüz. Bu insanlar belki doktor, belki öğretmen belki de yan komşunuzun çocuğu. Siz de bundan şikayetçisiniz ve çocuğunuzu kendine güvenen bir birey olarak yetiştirmeyi arzuluyorsunuz.

Düşünüyorsunuz ve kendinize sordunuz. Çocuğumun kendine olan güvenini sağlamakta acaba benim rolüm var mı? Annesiniz ve buna hayır demek mümkün değil...

Çocuğunuzun kendine güvenini geliştirecek bazı öneriler: 

Çocuğunuzun başarabileceğine inandığınız durumlar oluşturun. Kolaylıkla yapabileceğini bildiğiniz bir işle başlayın ve bunu çok yavaş bir şekilde giderek zorlaştırın. Çocuğunuzu yinelenen başarısızlıklardan koruyun.

Çocuğunuza karşı "senden ümidim yok", "sana güvenim yok", "yapamayacağını biliyordum" gibi olumsuz ifadeler kullanmayın. Çocuğunuza ulaşamayacağı yüksek standartlar koymayın. Çocuğunuza güvendiğinizi gösterin ve bunu da belirtin. Ona karşı sevgi cümleleri kurun. Başarılarını mutlaka övün. Çocuğunuzun yanında arkadaşlarınıza onun başarılarından ne denli mutlu olduğunuzu belirtin.

Ona sorumluluklar verin. Çocuğunuzun kıskançlık duygusunu gidermeye çalışın. Çünkü bu duygu güvensizlikle yakından ilgilidir, Onunla konuşun ve saygı duyduğunuzu ifade edin. Tutarlı ve şefkatli bir yaklaşım ve belli bir disiplin çocuğunuzun özgüvenini koruyacak, güven duygusunun gelişmesine sebep olacaktır.

On Altın Öğüt

1. Düşünmeye vakit ayır; Düşünce güç için kaynaktır.

2. Eğlenceye vakit ayır; Eğlence gençliğin sırrıdır.

3. Okumaya vakit ayır; Okuma bilginin pınarıdır.

4. Duaya vakit ayır; Dua, güç anlarda direnmenin desteğidir.

5. Sevmeye vakit ayır; Sevme yaşamı tatlı kılandır.

6. Anlaşmaya vakit ayır; Anlaşma hoşgörünün anahtarıdır.

7. Gülmeye vakit ayır; Gülme ruhun müziğidir.

8. Vermeye vakit ayır; Verme günün aydınlığıdır.

9. İşini yapmaya vakit ayır; İş, huzurun kaynağıdır.

10. Teşekküre vakit ayır; Teşekkür, yaşam pastasının kremasıdır.

İdare edilecek 3 şey: Dilimiz, huyumuz, hareketlerimiz. 

Sevilecek 3 şey: Cesaret, nezaket, yardım.

Nefret edilecek 3 şey: Kin, kibir, nankörlük.

İstenen 3 şey: Sağlık, dostluk, huzur.

Düşünülecek 3 şey: Hayat, ölüm, sonsuzluk.

Dünyada yıllık ayrılan paylar 

Silahlanmaya 1 trilyon dolar

Uyuşturucuya yarım trilyon dolar

İçkiye 300 milyar dolar

Sağlık diğerlerine 13 milyar dolar

Eğitime 6 milyar dolar