Kitap Dünyası

Cinayetin Peşinde


Başarılı yazar Erdoğan Eyrik’in Cinayetin Peşinde adlı polisiye Hiç Yayıncılık’tan çıktı. Romanı Her satırında ayrı bir aksiyon, merak, gerilim ve hüznün yaşanacağı “Cinayetin Peşinde” okurları ile buluştu.
Elinize aldığınız andan itibaren bırakmak istemeyeceğiniz, nefesinizi tutarak okuyacağınız, zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınız, yer yer heyecandan kalbinizin atacağı gizemli roman, bir yandan da Türkiye’nin siyasi tarihindeki acılarına dokunuyor.
Akıcı kalemiyle sürüklediği macerada; okuruna gerilim dolu anların duygusal yoğunluğunu olduğu gibi aktarabilen, her satırıyla bir sonraki bölüme koşturan yazar Erdoğan EYRİK,  polisiye kurgusu ile yazdığı yeni romanında okurlarına buz dağının görünen yüzü olan seri cinayetlerin,  SIR PERDESİ’ni aralatıyor.
Geçmişin intikamını almaya çalışan acımasız BİR SERİ KATİL, gazete patronunu öldürmekle suçlanan ve cezaevinden tutuksuz yargılanmak üzere çıktığı ilk gün kendini bir dizi seri cinayetin zanlısı olarak bulan, suçsuzluğunu ispat etmeden yakalanmak istemeyen GENÇ GAZETECİ ve başarılı BAŞKOMİSER üçgeninde; NEFES KESEN, GERİLİM YÜKLÜ AMANSIZ BİR TAKİP ve KAÇIŞ HİKÂYESİ…
“Aniden sesi kesildi. Tüm çabasına rağmen bir şey konuşmasına engel oluyordu. Tekrar yutkunmaya çalıştı fakat başaramadı. Afallamıştı ve nefes alamıyordu. Boğazında hissettiği soğukluğun ne olduğunu anlamak için elini boynuna götürdü. Can havliyle parmaklarını boğazı ile telin arasına geçirip tüm gücüyle asıldı ama arkasındaki her kimse ondan çok daha güçlüydü. Çelik telin parmaklarını kestiğini hissedebiliyordu. Bütün derdi ve çabası tek bir nefes daha alabilmekti.”

Erdoğan EYRİK Kimdir

1977 İstanbul doğumlu.  İlk, orta ve Lise eğitimini İstanbul'da tamamladıktan sonra 2009 senesinde Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Akademisinden mezun oldu ve 2012 senesinde Mali Müşavir lisansı aldı.  Lise ve üniversite yıllarında yazdığı çeşitli deneme ve hikâyelerden sonra, arka planda; medeniyetlerin beşiği olan İstanbul’un gizli kalmış tarihi mekânlarının anlatıldığı ilk romanı Dehliz, 2010  senesinde yayınlandı.  Genç bir gazetecinin başından geçen olaylar çerçevesinde gelişen ve 1980 öncesi yaşanılan olayların günümüzdeki yansımaları üzerine kurgulanan son kitabı Cinayetin Peşinde (Sır Perdesi)  ise Nisan -2016  'da yayınlandı.

Kariyerine Ruh Kat


Tuti Kitap “Kariyerine Ruh Kat” ile iş ve ruh kariyerinin eşzamanlı olarak nasıl yürütüleceğini anlatıyor…
Kariyerine Ruh Kat Tuti Kitap’tan çıktı..
Ömer Güçlü’nün Tuti Kitap’tan çıkarttığı Kariyerine Ruh Kat isimli çalışması herkesin kendi kariyerine farklı bir gözle bakmasını sağlayacak nitelikte bir kitap. Yazar kitabında, iş ve ruh kariyerinin birlikte nasıl yürütüleceğinin ipuçları veriyor.
Kariyerine Ruh Kat; ruhumuzun da bir kariyeri olduğunu hatırlatarak hayatın anlamı, ruhunu kaybeden dünya, başarının formülü ve altın kuralları, motivasyon, zihin yönetme sanatı, tembellik ve erteleme sanatı gibi pek çok konuyu ele alarak ruh kariyerini anlatıyor.
Kariyerine Ruh Kat, beş ana başlıktan oluşmatadır. Bunlar; Allah kullarından kariyer yapmasını ister mi, kariyerimizde asıl referans kendi isimlerimizdir, ruh kariyeri, ömrünü ruhunla güzelleştir.

Uzman Psikolojik Danışman Ömer Güçlü Kimdir ?

1986 yılında, altı kardeşli bir ailenin yedinci ve son çocuğu olarak Kayseri’de dünyaya geldi. Eğitim hayatının tamamı Ankara’da geçti. Hacettepe Üniversitesi’nde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık tahsilini 2009’da tamamladı. Masterını otizmli ailelerle çalışarak bitirdi.  Çeşitli özel kurumlarda ve sivil toplum kuruluşlarında psikolojik danışmanlık yaptı ve farklı görevler üstlendi. Birçok kurumda binlerce insana “Hedef ve Motivasyon Yönetimi” “Ruh Kariyeri” “Kariyerine Ruh Kat” “Doğal Mutluluk” gibi seminerler ve eğitimler verdi. “Mutlu Olma Dertli Ol” isimli tasavvuf psikolojisi üzerine yayınlanmış bir eseri bulunmaktadır. Halen Selahaddin Eyyubi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmakta ve psikolojik danışmanlık görevini ifa etmektedir.

Osmanlı Lakapları


Erol Çağlar’ın “Osmanlı Lakapları” isimli çalışması  Tuti Kitap’tan Çıktı.. Erol Çağlar Osmanlı Lakapları’nda okuru geçmişteki kısa hayat hikâyelerine götürerek kişilerin lakaplarını nereden aldıklarını anlatıyor… Erol Çağlar Tuti Kitap’tan çıkan “Osmanlı Lakapları” isimli çalışmasında Osmanlı Devleti’nde görev almış isimlerinin lakaplarının hikâyelerini anlatıyor. Yazar, kimi zaman kişiyi öven, kimi zaman da kötüleyen lakapların Osmanlı Devlet adamlarına hangi özelliklerinden dolayı layık görüldüğünü kısa hayat hikâyeleri ile okura sunuyor.  Kitabın önsözünde Çağlar “Osmanlı Lakapları”nı şu şekilde özetlemekte; “Bu çalışmamızda Osmanlı Dönemi’nde kullanılan lakapları, bu lakapların kaynağını, yani neden konulduklarını anlatacağız. Bunların yanı sıra lakabı olan devlet adamlarının kısa hayat hikâyelerinden bahsedeceğiz. Ayrıca Osmanlı’nın liyakat sistemini, yani bir makama layık olan insanların o makama getirilmesi esnasında nelere dikkat edildiğini, nelerin ise göz ardı edildiğini anlatmaya çalışacağız.”
Tuti Kitap’tan çıkan Osmanlı Lakapları okuru geçmişe götürerek o dönemdeki devlet adamlarının hiç duyulmadık lakaplarının hikâyelerini anlatıyor.

Erol Çağlar Kimdir?

Tarihçi ve Ebru Sanatçısı Erol Çağlar, 07/11/1973 İstanbul Nişantaşı doğumludur. Kağıthane İmam-Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü bitirmiştir.  İstanbul Üniversitesi Yakınçağ Osmanlı Tarihi Bilim Dalında “Seyyid Mehmet Emin Vahid Efendi’nin Fransa Sefareti ve Kal’a-i Sultaniye Muahedesine Dair Takriri” konulu tez çalışması ile yüksek lisans programından mezun olmuştur. “4 Çatışma 4 Toplum” isimli MEDA`nın desteklediği Avrupa Birliği projesiyle Gümülcine, Kavala, İskeçe, Atina, Filistin, Tel Aviv, Yafa, Kudüs, Beytüllahim ve Jeriho`ya gitti. Bir kamu kurumunda Sosyal Bilgiler öğretmenliği yapan Erol Çağlar’ın Geleneksel Türk el sanatlarına ilgisi hat meşkiyle başlamış, yaklaşık 2 yıl Hattat Efdaluddin Kılıç Hoca ile rik`a hattı meşk etmiştir. Caferağa Medresesi’nde Ayla Makas ile başladığı Ebru derslerine Eyüp Cafer Paşa Medresesi’nde İsmail Dündar hoca ile devam etmiş,  İlk eserlerini de aynı medresede sergileme fırsatı bulmuştur. Ebru İcazetnamesini 2005 yılında İstanbul Beyoğlu’ndaki Yeminli Mali Müşavirler Odası Sanat Galerisi’ndeki sergi açılışında hocası İsmail Dündar’dan aldı. 
Tarihi, genç dimağlara sevdirmeyi ilke edinen yazar, bu konuda Osmanlı, İslam coğrafyası ve Avrupa’da gezmeyi, gezip gördüklerini sanat ve tarih içerikli yazılarında anlatmayı tercih etmektedir. Değişik gazete ve dergilerde İslam sanatları ve kültürel mirasa dair yazılar kaleme alan Erol Çağlar, Kendisine ait Abıhayat Ebru Atölyesi’nde bir yandan ebru talebesi yetiştirirken bir yandan da sanat ve tarih içerikli yazı çalışmalarına devam etmektedir.

Aşkın Büyülü Rüyası


Kendi deyimi ile “Kırık Kalem Şairi” Aziz Karataş’ın ilk eseri Aşkın Büyülü Rüyası Regulus Yayınevi’nden çıktı. Aslında Aşkın Büyülü Rüyası, efsanevi, derin bir aşkın hikâyesi. Ama Aziz Karataş bu efsanevi aşkı şiir dili ile ilmek ilmek okuyucuların yüreklerine nakşediyor. Kendi ifadesiyle Aşkın hazin öyküsü ancak şiir dili ile ifade edilebilir. Aşk, sitem, acı, hasret ve isyan bayraklarının çekildiği şiirlerde aslında gerçek aşkın, büyülü bir rüya gibi olduğunu dile getiriyor. Bu derin ve büyük aşkın yüreklere oturan büyülü rüyası yeryüzünde yaşanmış büyük sevdaların nadir örneklerinden. Şiirlerin içinde birçok gizli kavram ve çok farklı imgeler yer alıyor. Aziz Karataş bunu yaparak okuyucuda geniş manalar bırakmak istemiş. Siz de Aşkın Büyülü Rüyası’nı mutlaka okuyun.

Medya Dünyası


Aslı Eren ile Ege Haber


Başarılı ve güzel spiker  Aslı Eren hafta içi her gün 15.00 ve 16.00 bültenleriyle Pazar günleri ise tüm gün saat 10.00’dan 17.00’a saat başı haberlerle izleyicileriyle buluşuyor. Ege Tv’de Ege Finans programını da sunan Eren kendine özgü haberciliğiyle izleyenlerin büyük beğenisini topluyor. Ege Haber , Haber sunumlarının yanı sıra canlı telefon bağlantıları ve konuklarıyla da detaylandırılıyor. Siz de Aslı Eren ile  Ege Haber’i mutlaka izleyin.



Çiğdem Korkmaz ile Medya Sohbeti


Öncelikle bize kendinizden bahsedebilir misiniz ?
Çiğdem Korkmaz 35 yaşında, Çanakkale doğumlu kökenleri Trakya’ya dayanan 2 çocuk sahibi işine aşık ve biraz hırslı bir kadın diyebiliriz. Babam Kırşehirli. Annem Çanakkale. Mücadeleci (bazen kendimi savaşçı gibi hissettiğim doğrudur) Doğal samimi bir kadındır.

En sevdiğiniz programınız hangisi ?
Olsa da yesek  Yemek yapmak benim için bir tutku çünkü. Mutfakta kendimi kaybediyorum. farklı ve kendime özgü  lezzetler yaratmayı çok seviyorum. Yemek yarışmalarında derecelerim var. Bunu programa taşımam benim için mucize. Hem konuklarımla sohbet edip hem de yemek yapıyorum. Yemeklerimi ilk tattıklarındaki yüzlerindeki ifadeyi gözlemlerim hep O an muhteşemdir benim için

Yapmayı en sevdiğiniz yemek hangisi ?
Özel soslu bir makarnam var. Kendi special’im. Kime yapsam hep 2. Tabağı istemiştir. Hem yapmayı hem de ikram etmeyi çok seviyorum. Yaptığım yemekleri ayıramam tabi ki ama o benim için ayrı bir lezzet

Neden medya televizyon nasıl başladı ?
Ticaret lisesi mezunuyum. Lisede ailemin imkanları yetersiz olduğu için dershaneye gönderemedi. Ben de bölümümle alakalı Edirne Trakya Üniversitesi Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümünü kazanabildim. Üniversitenin ilk yılında Radyo tv’de okuyan öğrenci bir arkadaşım benim bu işi yapmam gerektiğini söyledi. Bir kaç derse bile misafir oldum. Doğru söylüyordu. O sene hem okudum hem de tekrar sınavlara çalıştım  Yine Edirne yine Trakya Üniversitesi Radyo tv kazandım. Sonrası zaten AŞK. O zamandan beri bitmeyen her geçen gün artarak büyüyen mesleğime olan büyük aşk

İlk Çalışma yaşamı nasıl başladı ?
Staj gördüğüm Edirne ETV’de malum her stajyer gibi her işe koşup işin ayrıntılarını öğreniyordum. Ana haber spikeri o gün rahatsızlandı ve işe gelemedi. Genel yayın yönetmeni ve haber müdürü bana yapabilir misin dediler. Yaparım dedim. O zamanlar prompter yok.  İlkel şartlarda haber sunuyorlardı. Ama ilk canlı yayın deneyimimi hiç yanlış yapmadan tamamlayınca ; Etv’nin yeni spikeri oluverdim bir anda sonra Muğla şah tv den güzel bir teklif aldım. Son senemde Staj bittikten sonra Muğla’ya yerleştim. Daha profesyonel şartlarda hizmet veren bir kanaldı. İşte orda haber spikeri olduğumu idrak ettim. Sabahları maça kızı diye bir radyo programım vardı. Deliyim ben biraz ( Gülüyor)  Kendi kimliğimi gizleyerek o radyo programını yapıyordum. Akşamları da haber…

Radyo ile Tv’nin farkı ne ikisini de yapmış bir isim  olarak ?
İkisi de farklı karakterler olduğu için kimliğimi saklamak zorundaydım. İçimde deli bir kız var
Radyoda insanların kalbine sesinle dokunursun Tv de mimiklerinle. Radyo dinleyicisi, her zaman vefakardır.
Muğla’daki çalışmalar neden bitti ?
Memleket meselesi , Memleket aşkı özlemi  Kanal 17 de haber spikerliği yaparak tekrar başladım göreve

Kanal 17 de neler yaptınız ?
Haberleri sundum ama mutlu değildim. Daha ben olabildiğim Rengarenk’e başladım. Araya yemek programlarını soktum. Ton tv ve kanal 17 aynı kişiye ait.  Dardanel medya bünyesinde ikisi de Başkanımız Dardanel ton markasının imtiyaz sahibi Niyazi Önen uydudan yayın yapmaya karar verince Birinden birini seçmek zorunda kaldı Ton tv yi uydudan yayın yaptırma kararı alınca kanal 17 den bir kaç personelini de oraya transfer etti. Ben de onlardan biriydim

Türkiye’nin Maç Çekimi yapan ilk ve tek Bayan Kameramanısınız. Kameramanlık nasıl başladı ?
Mecburiyetten diyelim.. merak da vardı tabi... Önce stüdyo içinde ufak ufak geçmeye başladım kameraya Sonra bir gün maç yayınında kameraman eksikliği olunca az çok da deneyimli kim var diye baktıklarında ben kalıyordum tek seçenek Öyle başladı İnanılmaz bir deneyimdi.  İlk maçta çok hatalar yaptım tabi Ofsayt nedir bilmem,  köşe atışı  Korner çizgisi Ceza sahası gibi terimleri sadece derbi maçlarında spikerin ağzından duyardım  O gün reji yönetmenim sevgili arkadaşım Murat Karaca sayesinde bir çoğunu öğrendim. Biraz sert bir dille anlatmış olsa da..(Gülüyor) Sonraki maçlarda gönüllü olarak geçtim kameraya Ben detay kameramanıyım Yani yakın çekim pozisyonları yakalamam lazım 3. Maçımda artık ofsaytı biliyordum  Şimdi de öğrendim ki, Türkiye’nin ilk bayan Maç kameramanıymışım.

Spikerlik sunuculuk medya için eğitim şart mı ?
Tabiki eğitim çok önemli İşin tekniğini orada öğreniyorsunuz. Ama pratik çok çok daha önemli Bu meslek gerçekten zor bir meslek Dışardan bakıldığında çok gözde gibi görünebilir Ancak canlı yayın stresi, yüz ifade mimiklerini doğru haberde yerinde kullanma, sunduğun her habere hakim olabilme, habere kendinden tarafsız bir şekilde yorum katabilme, hitap yeteneğini etkin kullanabilme eğitimle falan olabilecek bir durum değil Önce yetenek sonra da pratik gerektirir. Ben bu mesleği yapmak isteyen genç arkadaşlarıma gerçekten Yeteneklilerse ve yürekten istiyorlarsa bu mesleği önerebilirim İnsan sevdiği işi yapınca başarılı olabiliyor çünkü Ne yaparsan yap aşk ile yap diye boşuna dememiş Kenan Doğulu ( Gülüyor)

Son donemde spikerlik kursları da moda yine diksiyon kursları bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben o kursları dans kurslarına benzetiyorum. Salsa, Tango öğrenmek isteyenler de kurslara gidiyor. Dans sertifikasını eline alıp da o yolda ilerleyen görmedim. Spikerlik kurslarında da eğer yeteneğiniz yoksa o sertifika sadece makyaj dolabınızın bir çekmecesinde yer kaplar Yetenekliysen gerçekten istiyorsan her akşam farklı bültenleri izleyerek de bu işi öğrenebilirsin. Teknik kısmında belki yardım alınabilir. Keman çalmak isteyen birisine işin tekniğini öğretebilirsiniz, ama ondan sonrası o kişinin yeteneği ve o kemanla neler çalmak istediği ile alakalı. Spikerlik kursları da öyle.
Artık  Tv yayıncılığı da farklı şimdilerde her tv izleyicisi internet kullanıcısı daha interaktif bir donem sizce bu tv yayıncılığını nereye götürecek
Sanal yaşama Ayak uydurmak zorunda olduğumuz bir teknolojik çağ var Mecburiyetten  Bundan 10 yıl sonrasını ben de kestiremiyorum. İzleyip göreceğiz.

Siz yayınlarınızda internet ve sosyal medyayı nasıl kullanıyorsunuz ?
Android uygulamalarımız var. Mobil izlemek isteyenler için. Her gün güncellenen bir Web sitemiz var. Yayın akışı, program tekrarları, güncel haberlerin yer aldığı Web sitemizden ayrıca canlı yayınlarımız takip edilebiliyor.  Bir de Youtube kanalımız var tabiki Resmi Facebook ve Twitter hesaplarımız da mevcut.  Olması gereken bütün interaktif seçenekleri kullanıyoruz

Siz ayni zamanda kanalınızın program müdürüsünüz genelde medya ve tvler eleştirilirken halkın isteklerinin dikkate alınmadığı ya da halkın önünde eğitici vizyonel programların tercih edilmediği söylenir siz program seçerken oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz ?
Kamuoyu ne istiyorsa onu koyarım Anketörler yardımıyla yaptığım bir kamuoyu araştırmasında ton tv de ne izlemek istersiniz sorusunun cevapları şimdiki yayın akışını oluşturmaktadır
Bu anketleri de hesaba katarak sizce su sıralar Türk halkı ne tarz programlar izlemek istiyor
Halk siyasetten bıkmış durumda Genci yaşlısı daha eğlenceli programlar izlemek istiyor

Televizyonda siz neler izliyorsunuz beğendiğiniz programlar neler ?
Genelde belgesel izlerim Eski Yeşilçam Filmleri de ilk sıralarda gelir ve tabiki yemek ve gezi programları

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neyi değiştirirdiniz ?
Evlilik programlarını yayından kaldırırdım Biri bizi gözetliyor tarzı programları da.. Bu iyi değil
Bu topluma farklı bir bilinç enjekte ediyor Bu hiç iyi değil. Bazı şeyler insanlara sıradan gösterilmeye çalışılıyor Dedikodu, ihanet, çoklu ilişkiler, kişiliğe değil maddiyata değer gibi…İzleyici bunu normalleştirip gerçek hayatında da uygulamaya başlıyor Sonuç? Kimseye güvenmeyen, aldatan, maddiyata önem veren bir toplum  Bu kötü. hem de çok kotu.

Unutamadığınız bir yayın anınız var mı ?
 Evet , Beğendili kuzu incik yapıyordum O gün fırının azizliğine uğradım Olsa da yesek isimli yemek programım da belediye başkanımız konuğumdu Maalesef ayarladığım sıcaklıkta pişmeyince kuzu incik birden panik oldum. Pişirme Süresi 45 dakika iken 1.5 saat sürmüştü Neyse ki başkanımız anlayışlı birisiydi ve sorun etmedi

Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz ?
Boş zamanım pek kalmıyor maalesef  2. Mesaim evde başlıyor 2 tane kızım var biri 13 diğeri 2 yaşında Büyük olan pelin Küçük olan elif naz. Eve gelir gelmez onlarla ilgilendiğim için ona da mesai olarak bakıyorum İkisi de uyuduktan sonra kahvemi yapıp kitabımla geçirdiğim zamanlar dinlenebildiğim tek zaman  dilimi
Hayatımın kitabı ya da filmi diyebileceğiniz bir kitap ya da film var mı
Piyanist ,  Ve Apocalipto Hayat mücadelesini konu aldığı için en sevdiğim filmlerden Tekrar tekrar izleyebilirim Kitap olarak da sefiller ve yeşil deniz kabuğu isimli kitapları çok severek okudum.

Sizce ekranda olmak için güzellik şart mı ?
Kesinlikle hayır. Güzellik şart olsaydı Cem Özer yıllarca en çok seyredilen show  programının sunucusu olmazdı
Gelecek planlarınız neler ?
Gelen tekliflere göre şekillenecek hayatım. Şimdilik bu şekilde devam ediyorum. Ama bana bundan 20 sene sonrasını sorarsanız kesinlikle küçük bir kasabada az ve samimi insanların yaşadığı küçük bir kasabada Kendi bahçemde yetiştirdiğim domates biber ile kahvaltı yapıp, dostlarıma enfes aksam yemeği sofraları hazırladığım bir hayatım olacağını biliyorum

Kırmızı Türk hakkında neler söylersiniz ?
Kırmızı Türk Spiker dünyası Araştırmacı, objektif Realist bir yapıya sahip bence Gerekli bir açığı kapatan sosyal bir kurum.

Röportaj : Cengizhan KAYA