Kılıçdaroğlu’nun, kurultayda yaptığı konuşmasında değişim ve yenileşme konularına değinmemesi, İstanbul il başkanlığında yapılan değişimin parti tabanında oluşturduğu tepkiyle ilişkili olabilir. Çünkü, siyasi tarihimizin en köklü partilerinden biri olan CHP, bu dönemde, tarihi sorumluluklarının bilincinde olarak hareket etmeye özen gösterirken kalesine öyle bir gol attı ki, parti tabanında bile büyük tepkiler oluşmasına neden oldu. 

CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı’na getirdiği Canan Kaftancıoğlu’nun tweet dosyası, 2019 seçimlerinin en çok konuşulan konusu olacak ve bu dosya, CHP’nin başını pişmanlık boyutunda ağrıtacak gibi görünüyor.

Cumartesi günü yapılan kurultay, CHP’yi 2019 seçimlerine taşıyacak kadroları belirleyecek olması açısından önemliydi; Hem delegeler hem de partililer açısından heyecan ve beklenti oldukça yüksekti. Kurultayı değerlendiren deneyimli yorumcular, “Heyecan ve beklenti yüksekti, ama coşku yoktu” diyorlar. Değerlendirmeleri yanyana koyduğumuzda, şöyle bir özet çıkarmak mümkün: Heyecan ve beklenti Kılıçdaroğlu’nun liderliği ile ilgiliydi; karşısına güçlü bir başkan adayı çıkabilecek miydi? Coşku yokluğu ise Kılıçdaroğlu’nun konuşmasıyla ilgiliydi; Kılıçdaroğlu halkın temel sorunlarını dile getirmiş, geleceğe ilişkin vaadlerini sıralamıştı. Konuşmasında geniş kesimleri ayağa kaldıracak “dinamit sloganlar” yoktu..

Kılıçdaroğlu’nun, konuşmasında, 2019 seçimlerine ilişkin net bir hedef ortaya koymaması, CHP’nin cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleyeceği konusuna açıklık getirmemesi kafalarda soru işaretlerinin oluşmasına neden oldu..

KILIÇDAROĞLU DEĞİŞİM VE YENİLEŞME KONULARINA NEDEN DEĞİNMEDİ?

Kılıçdaroğlu’nun, kurultayda yaptığı konuşmasında değişim ve yenileşme konularına değinmemesi, İstanbul il başkanlığında yapılan değişimin parti tabanında oluşturduğu tepkiyle ilişkili olabilir. Çünkü, siyasi tarihimizin en köklü partilerinden biri olan CHP, bu dönemde, tarihi sorumluluklarının bilincinde olarak hareket etmeye özen gösterirken kalesine öyle bir gol attı ki, parti tabanında bile büyük tepkiler oluşmasına neden oldu. 

CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı’na getirdiği Canan Kaftancıoğlu’nun tweet dosyası, 2019 seçimlerinin en çok konuşulan konusu olacak ve bu dosya, CHP’nin başını pişmanlık boyutunda ağrıtacak gibi görünüyor.

Zeytin Dalı operasyonu adım adım ilerlerken, partiler arasında ortaklık arayışları da giderek derinleşiyor.

Bu arada, ortaklık arayışları paralelinde, partiler arasındaki mücadele de giderek şiddetleniyor.

Ak Parti’nin Devlet Bahçeli ile oluşturduğu cephe karşısındaki en önemli parti CHP.

Canan Kaftancıoğlu’nun İstanbul İl Başkanlığı’nı kazanması, “CHP’de özgürlükçü sol kanadın zaferi” olarak sunulmak istenmişti. İnanmak isteyen inanabilir de, parti içinde ve parti dışından yapılan değerlendirmelerde çok başka gerçekler dile getiriliyor. Kaftancıoğlu’nun İstanbul İl Başkanlığı’na taşınmasını, “CHP’yi sandığa gömme operasyonu” olarak değerlendirenler de var..

KAFTANCIOĞLU’NUN TWEET DOSYASI 

Sözü dolandırmadan söyleyelim, Kaftancıoğlu’nun İstanbul İl Başkanlığı’na taşınması, Kılıçdaroğlu’nun da engel olamadığı bir “CHP’yi bitirme operasyonu” olarak değerlendirenlerin sayısı hiç de az değil. Bu noktada yanıtı bulunması gereken sorular şunlardır: İstanbul İl Başkanlığı değişimi üzerinden CHP’nin sırtına kolay taşıyamayacağı bir tweet dosyası mı yüklenmiştir? İstanbul vitrininde yapılan bu imaj değişikliği ile CHP, Kürt seçmene ve HDP’ye göz kırpayım derken, İstanbul gibi çok önemli bir metropolü Ak Parti’ye armağan mı etmiş oluyor? Çünkü, siyaset sahnesine İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan girmiş olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bunca yıllık deneyimi ile, Kaftancıoğlu’nun tweet dosyası üzerinden CHP’yi sallaması zor olmayacaktır. 

Kişi olarak Kaftancıoğlu’nun görüşleri kendisini bağlar; istediği “gerçeğe” inanabilir. Fakat, kamuoyuna yansıttığı görüş, düşünce ve inanç sistematiği ile CHP’nin İstanbul İl Başkanı olamaz. Kaftancıoğlu, bu kimlik birikimiyle CHP’yi, özlediği seçim zaferine taşıyamaz. 

Bu gerçeği herkes görüyor, kabul ediyor, ama kongre öncesinde kimse dillendirmek istemiyor. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere, Kaftancıoğlu’nu savunmaya çalışmalarının nedeni, CHP’nin kucağına bırakılan saatli bombanın çok geç farkedilmiş olmasıdır.

CHP kurmay heyetinin İstanbul İl Başkanlığı üzerinden partiyi bitirmeye yönelik tuzağı göremeyecek kadar derin bir rehavet içinde oldukları anlaşılıyor. CHP kurmayları partilerinin Canan Kaftancıoğlu gibi marjinal bir kişiliği taşıyamayacağını elbette görüyorlar. Fakat, “Partiye bu tuzak hazırlanırken sen neredeydin?” sorusuna henüz inandırıcı bir yanıt bulamadıkları için, şimdilik susma haklarını kullanıyorlar. Bu suskunluk halinin sürmesi durumunda, CHP’nin nasıl bir bedel ödemek zorunda kalacağını bilindiğinden, parti yönetiminde, “hele bir kongreyi atlatalım” soluklanması yaşanıyordu. Kurultay bitti. Parti tabanından yükselen tepki nasıl bir açıklamayla yatıştırılabilir, daha doğrusu yatıştırılabilir mi? 

İstanbul İl Başkanlığı için, aday seçiminde gereken özenin gösterilmemesinden dolayı parti tabanından gelen, “AK Parti’ye büyük bir koz verdiniz” şeklinde özetlenebilecek  tepkiler, “Kılıçdaroğlu adaylar konusunda tarafsız kaldı” açıklamasıyla yatıştırılabilir mi? 

PEKÇOK SOLCU SİYASETÇİ GÖRDÜK, AMA…

Siyaset sahnemizden pekçok sol görüşlü siyasetçi geldi geçti, ama hepsi insanlarımız manevi değerlerine saygılı oldular. Bunların hiçbiri söylemlerinde, yazılarında “Sizin inandığınız Allah…” gibi bir aydınlıkçı saygısızlık sergilemediler. Kendi iç dünyanızda istediğiniz inancı benimseyebilirsiniz, ama aydın olma adına karşınızdaki insanların inançlarına saygısızlık yapamazsınız. Bu, herşeyden önce, bir aydın kişi olma gereğidir. Kuzey Afrika’da, Ortadoğu’da, Afganistan’da milyonlarca masum insan emperyalist devletlerin çıkarları uğruna katledilmesini görmezden gelerek, kendi devletinin savunma refleksini “Katil devlet, hem de seri katil” şeklinde değerlendirmek, insaf ölçüleriyle ne derece uyuşur, bilemiyoruz.. 

CHP kurmayları Cumhuriyet tarihimizin en eski partisine kurulan bir tuzağı çok geç farketmiştir ve yangını küllendirme çabasındadırlar. Fakat, halkın baştacı ettiği değerlere açık açık saygısızlık etmede bir sakınca görmeyen bir kişiliğin, CHP’nin en önemli kalelerinden birinde komutanlık yapmasını parti tabanı  ne ölçüde hazmedilecektir? 

CHP İstanbul İl Başkanlığı koltuğuna taşınan Kaftancıoğlu’nun sosyal medyada paylaştığı tweetlerin içeriği, yalnız CHP’lileri değil, milli ve manevi değerleri baş tacı eden bütün insanlarımızı üzmüştür, yaralamıştır. Bu üzüntünün, bu düş kırıklığının seçim sandıklarında elbette bir karşılığı olacaktır. 

Görüldüğü gibi, CHP kurultayı sonrasında bile konumuz, Kaftancıoğlu’nun tweet dosyası..