Cengiz Aytmatov’un eserlerini yalnızca Kırgız edebiyatının ürünleri olarak değerlendiremeyiz. O muhteşem eserler, Türk Dünyası’nın kültür birikimlerinden oluşturulmuş özgün eserlerdir. Cengiz Aytmatov’un edebiyatımız açısından önemi gerektiği kadar araştırılmamıştır.  Dolayısıyla genç kuşaklar tarafından yeterince tanındığı söylenemez. Cengiz Aytmatov’u tanıyabilmek ve gençlerimize yeterince tanıtabilmek için onu daha geniş çaplı etkinliklerle daha çok anmalı ve anlamalıyız. Cengiz Aytmatov’un eserleri hem tarihimiz hem de kültürümüz açısından çok önemli eserlerdir. Cengiz Aytmatov bizi bize en iyi anlatan yazarlarımızdan biridir.

M. KEMAL SALLI

Ünlü Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov'un doğumunun 90. Yılı dolayısıyla, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Türk Ocakları İstanbul Şubesi tarafından İBB Ali Emiri Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir etkinlikle anıldı.

Cengiz Aytmatov’un 90. Doğum Yılı programına Kırgızistan Ankara Büyükelçisi İbrahim Junusov başta olmak üzere çok sayıda davetli ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Programda, ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un edebi kiliğini anlatan konuşmaların ardından, Aytmatov'un Toprak Ana, Elveda Gülsarı, Kızıl Elma, Mankurt ve Cemile gibi unutulmaz eserler Kırgız Cumhuriyeti Devlet tiyatro sanatçıları tarafından muhteşem bir şekilde canlandırıldı.

Cengiz Aytmatov’u anma programında Türk Ocakları İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Cezmi Bayram, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş, Prof. Dr. Orhan Söylemez (Türkiye), Akmatilov Abdyldazhan  (Kızgızistan Cumhuriyeti Bilimler akademisi Başkan Yrd.),  Eski Bakan ve Cengiz Aytmatov’un Oğlu Askar Aytmatov ünlü Kırgız yazarını çeşitli yönleriyle anlatan konuşmalar yaptılar.

KIRGIZİSTAN TÜRKİYE BÜYÜKELÇİSİ JUNUSOV: “AYTMATOV BİR DÜNYA YAZARIDIR”

“Cengiz Aytmatov 90 Yaşında” bağlamında İstanbul’da, Ali Emiri Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma programında konuşan Ocakları İstanbul Şubesi Başkanı Prof. Dr. Cezmi Bayram, TÜRKSOY Genelsekreter Yardımcısı Fırat Purtaş, Prof. Dr. Orhan Söylemez ve Kırgızistan Bilimler Akademisi Başkan Yardımcısı Akmatilov Addyldazhan Cengiz Aytmatov’un edebiyatımız, tarhimiz ve kültürümüz açısından önemini belirten konuşmalar yaptılar.

Kırgızistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Prof. Dr. İbrahim Junusov da, Kırgızistan’da ilk büyükelçilik açan ülkenin Türkiye olduğunu; buna karşılık Kırgızistan’ın da ilk elçiliğini Türkiye’de açtığını hatırlatarak, “Kırgız yazar Aytmatov’u bu derece seven kardeş ülke Türkiye’ye ve Türk Milletine,  Cengiz Aytmatov’a gösterdiği ilgi ve onun tanıtılmasına verdiği destekten dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.

Büyükelçi Junusov, Aytmatov’un, Kırgızistan’ın Şeker isimli küçük bir köyünde doğduğunu, ancak şöhretinin bütün dünyaya yayıldığını belirterek, “Aytmatov, Kırgız adını, tarihini ve dilini bütün dünyaya tanıtarak, Kırgız kültürüne çok büyük hizmet etmiştir. Aytmatov, sadece bir Kırgız ya da Türk yazar olarak değil, bir dünya yazarı olarak bilinmektedir” dedi.

Aytmatov’un, “Seni tanıyan insanlar yaşadığı müddetçe sen de var olacaksın” dediğini hatırlatan Junusov, sanatçıların iki ömürleri olduğunu, birisinin hayattaki ömürleri, diğerinin de vefatından sonra eserleriyle yaşadığı ömürleri olduğunu belirterek, “Aytmatov’u seven bu kadar insanın varlığı, Aytmatov’un hâlâ yaşadığının bir göstergesidir. Biz şu an, Aytmatov’un ikinci ömrünü ne kadar güzel yaşadığını ve ne kadar uzun yaşayacağını görmekteyiz” dedi.

Kırgızların kültürünün iki önemli değerinden birinin Manas destanı, diğerinin de Cengiz Aytmatov olduğunu belirten Junusov, Manas Destanı’nın Kırgızların geçmişini, Aytmatov’un ise bugününü ve geleceğini anlattığını söyledi.

Mevlânâ’nın “İnsanı güzelleştiren ne yüzüdür, ne gözüdür. İnsanı güzelleştiren dilidir” sözünü de hatırlatan Junusov, Kırgızların ve Türklerin aynı dille konuştuklarını belirterek, Türk ve Kırgız kardeşliğinin sonsuza kadar yaşamasını dilediğini ifade etti.

ASKAR AYTMATOV: “BENİ DE TÜRKİYE’YE GÖTÜR” DEDİM

Cengiz Aytmatv’un oğlu Askar Aytmatov, babası ile anılarını anlattığı  konuşmasında, “Sene 1975'te ben halen öğrenciydim. Babama Türkiye'deki bir yayınevinden bir davet geldi. Sovyetler Birliği totaliter bir ülkeydi. Kapitalist bir ülkeye çıkmak ise aya gitmekten çok daha zordu.

Babam birgün bana, 'Türkiye'ye gidiyorum' dedi. Ben de ona, 'Beni de götür' dedim. Bir sürü soruşturmadan sonra babamla birlikte gitmeme müsaade edildi. Bu Türkiye ziyareti hem benim için hem de babam için çok büyük bir tecrübeydi. Türkiye'ye geldiğimizde kendimiz gibi insanlarla karşılaştık ve çok yakın bir alaka gördük. Bu karşılaşma benim kaderim için bir dönüm noktası oldu. Annem doktordu, ben de doktor olmak istiyordum.

Ama Türkiye gezisi benim doktorluk planlarımı tamamen değiştirdi. Siyasete atıldım, ülkem için ve Türk dünyası için çalışmaya karar verdim" dedi.

AYTMATOV’U NOBEL’SİZ UĞURLADIK

Cengiz Aytmatov’u “Türk Dünyası’nın en önemli yazarlarından biri” yapan, onun edebiyata, yazara bakış açısıdır. Aytmatov, milletinin tarih boyunca imbiklediği kültür birikimini maddi ve manevi zenginliği ile eserlerine aktarabilmiştir. Yaşadığı coğrafyanın sosyokültürel yapısını, kahramanlarını, yaşadığı zorlukları, her konudaki kültürel birikimini eserlerine yansıtıp ölümsüzleştirmiştir.

Cengiz Aytmatov, bir yazar olarak, eserlerindeki temel görüşü şöyle anlatıyor:  “Her yazar bir milletin çocuğudur ve o milletin hayatını anlatmak, eserlerini milli gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleştirmek zorundadır. Benim yaptığım önce bu, yani kendi milletimin geleneklerini ve hayatını anlatıyorum. Fakat, orada kaldığımız takdirde, bir yere varamayız. Edebiyatın milli hayatı, ve gelenekleri anlatmanın ötesinde de hedefleri vardır. Yazar, ufkunu milli olanın ötesine doğru genişletmek ve ‘evrensel’ olana ulaşmak için gayret göstermek durumundadır.”

PROF.DR. KORKMAZ: “ONUN ESERLERİNDEKİ TEMEL MOTİVASYON SEVGİDİR”

Türkiye’de Cengiz Aytmatov üzerine çalışmaları ile bilinen Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Cengiz Aytmatov’un eserlerindeki insan olmak şuurunu nasıl ortaya koyduğunu şöyle anlatır:"Daha 9 yaşında bir çocukken Cengiz Aytmatov'un babası gözlerinin önünde kurşuna diziliyor. Yazar Sovyet rejimi altında daha başka birçok travmatik hadise yaşıyor. Ama yine de o, Stalin'e bile kin tutmuyor. Onun eserlerindeki temel motivasyon kin değil, insan sevgisi."

AYTMATOV’UN ESERLERİ SAHNEDE CANLANDI

Cengiz Aytmatov’un eserlerini yalnızca Kırgız edebiyatının ürünleri olarak değerlendiremeyiz. O muhteşem eserler, Türk Dünyası’nın kültür birikimlerinden oluşturulmuş özgün eserlerdir.
Cengiz Aytmatov’un edebiyatımız açısından önemi gerektiği kadar araştırılmamıştır.  Dolayısıyla genç kuşaklar tarafından yeterince tanındığı söylenemez.
Cengiz Aytmatov’u tanıyabilmek ve gençlerimize yeterince tanıtabilmek için onu daha geniş çaplı etkinliklerle daha çok anmalı ve anlamalıyız.
Cengiz Aytmatov’un eserleri hem tarihimiz hem de kültürümüz açısından çok önemli eserlerdir. Cengiz Aytmatov bizi bize en iyi anlatan yazarlarımızdan biridir.
Konuşmalar sonrasında Kırgızistan Millî Dram Tiyatrosu Sanatçıları, Cengiz Aytmatov’un eserlerinden oluşan bir oyun sahnelediler.