Son dönemde bizi Rusya’dan S-400 füze sistemi almaya mecbur bırakan “dostlarımızın” uyguladıkları silah ambargoları, savunma sanayimizin kurucusu Nuri Paşa’yı bir kez daha haklı çıkarmıştır.
Enver Paşa’nın kardeşi, Kafkas İslam Orduları Komutanı, Bakü Fatihi ve milli savunma sanayimizin kurucusu Nuri Paşa’nın fabrikası silah ve mühimmat ihraç etmeye başlayınca, bugün bile aydınlatılamayan bir sabotaj sonucunda, kendisi ve işçileriyle birlikte havaya uçurulmuştu. Nuri Paşa’nın naşı, “cesedinin tamamı bulunamadı” gerekçesiyle, cenaze namazını bile kılınmadan defnedilmiş, mezarı unutulup gitmişti.
Mezarı, Azebaycan Milletvekili Ganire Paşayeva’nın çabalarıyla geçen yıl bulunup anıtlaştırılan Kafkas İslam Orduları Komutanı Nuri Paşa’nın cenaze namazı, ancak 67 yıl sonra kılınabilmişti. Nuri Paşa bu yıl Avrasya Bir Vakfı'nın düzenlediği törenlerle anıldı.
"Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felâh;
Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh."
Ziya Paşa’nın bu beyti, tarihte yaşanmış acı deneyimleri özetleyen bir öğüttür. Vatan savunmasında bir başkasına bağımlı olmanın getireceği pişmanlıkların işe yaramadığını haykıran bir feryattır; barış istiyorsan savaşa hazır olacaksın..
Son dönemde bizi Rusya’dan S-400 füze sistemi almaya mecbur bırakan “dostlarımızın” uyguladıkları silah ambargoları, ülkemizin birliğini, bütünlüğünü hedefleyen terör örgütlerini ordulaştırma çalışmaları Ziya Paşa’nın da, milli savunma sanayimizin kurucusu Kafkas İslam Orduları Komutanı Nuri Paşa’nın da ne kadar haklı olduğunu bir kez daha doğrulamıştır; barış istiyorsan, savaşa hazır olacaksın!
Vatanın konusunda bir takım hesapları olanları olanların hayal kurmalarını engelleyebilecek bağımsız bir savunma gücün olacak.. Bir ülkeyi küresel aktör yapan en önemli etkenlerden biri de, savunma gücüdür. Son günlerde yaşadığımız silah ambargoları, tarih boyunca geçerli olan bu doğrunun bugün de geçerli olduğunu bir kez daha ispatlamış oldu.
Üyesi olmak için 50 yıldır kapısında beklediğimiz, tek taraflı Gümrük Birliği anlaşması yaptığımız AB bize silah ambargosu uyguluyor. NATO şemsiyesi altında kader ortaklığı yaptığımız ABD, F-16 pilotu yetiştirmek için Pakistan’da eğitmen getirmemize izin vermiyor! AB de, ABD de dostumuz müttefikimiz, hatta stratejik ortağımız! Ne biçim dostluk bu?
BAKÜ FATİHİ NURİ PAŞA NEYİ HEDEFLEMİŞTİ?
Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde çok önemli görevlerde bulunan Nuri Paşa (Killigil), Enver Paşa’nın kardeşiydi. Tarihimiz onu “Bakü Fatihi” olarak anar; Azerbaycan’da Nuri adının çok olması, ona olan sevgi ve saygının bir göstergesidir.
Osmanlı’nın son döneminde yaşananlardan ders çıkaran Nuri Paşa, Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşayabilmesi için, bağımsız bir savunma sanayine sahip olması gerektiğine inanıyordu. Cumhuriyet’in ilk yıllarında siyasetten uzak kalan Nuri Paşa, işadamı olmayı tercih etmişti. İstanbul Sütlüce’de bir “soba fabrikası” kurmuştu. Osmanlı’nın çok önemli görevler üstlenmiş paşalarından biri olan, Enver Paşa’nın kardeşi, Kafkas İslam Orduları Komutanı, Bakü Fatihi Nuri Paşa’nın, kurduğu fabrikada soba üretmeyeceğini herkes biliyordu.
Nuri Paşa, Sütlüce’de kurduğu “soba fabrikasında” modellerini kendisinin çizdiği tabancalar üreterek işe başladı. İlerleyen yıllarda ordumuz için gerekli olan diğer silah ve mühimmat üretilmeye başlandı. Nuri Paşa’nın Sütlüce’deki fabrikasının giderek büyümesi, yalnız Türkiye’nin değil, pekçok İslam ülkesinin silah ve mühimmat ihtiyacını karşılayacak hale gelmesi birilerini rahatsız etti. Fabrikanın kapatılması yönündeki baskılar işe yaramayınca ajanlar devreye girdi ve fabrika bir gün Nuri Paşa ve çalışanlarıyla birlikte havaya uçuruldu. “Cesedinin büyük bir kısmı bulunamadı” gerekçesiyle Nuri Paşa, cenaze namazı kılınmadan defnedildi. Mezarının yeri unutuldu, gitti..
67 YIL SONRA KILINAN CENAZE NAMAZI
Geçtiğimiz yıl Nuri Paşa’yı, Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva’nın girişimi ile Edirnekapı’da bulunan ve anıtlaştırılan mezarı başında dualarla anmış ve cenaze namazını ancak 67 yıl sonra kılabilmiştik. Bugün hala, her yönüyle milli olan bir savunma sanayi kurma çabasında olduğumuzu anımsatarak sormak isteriz; Nuri Paşa bu vatana ne gibi bir kötülük yaptı ki, onu bir idam mahkumu gibi, cenaze namazı bile kılmadan defnettik ve mezar yerini unutup gittik?
Enver Paşa’nın kardeşi, Kafkas İslam Orduları Komutanı, Bakü Fatihi, milli savunma sanayimizin kurucusu Nuri Paşa’nın cenaze namazının 67 yıl sonra kılınabilmesinin ardındaki gerçekler nelerdi?.
Bugün hala milli savunma sanayi kurma çabasında olduğumuzu anımsatarak sormak isteriz; Nuri Paşa bu vatana ne gibi bir kötülük yaptı ki, onu bir idam mahkumu gibi, cenaze namazı bile kılmadan defnettik ve mezar yerini bile unutup gittik?
ATİLLA ORAL’IN KİTABI VE GANİRE PAŞAYEVA’NIN ÇABALARIYLA ANITLAŞAN MEZAR
Atilla Oral, yazdığı Nuri Killigil kitabını kendisine takdim ettiğinde, Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva’ya çok heyecanlanmış ve Nuri Paşa’nın mezarını ziyaret etmek istemişti. Her Azerbaycanlı Türk gibi, Nuri Paşa’nın hayranı olan Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşaye’va, Nuri Paşa’nın mezarını ilk aradığında yaşadığı üzüntüyü gözyaşları içinde anlatmıştı. Edirnekapı mezarlığındaki ilgililerin, Cennetmekan Nuri Paşa’nın kaydını uzun süre bulamamalarına bir anlam verememişti.
Enver Paşa’nın kardeşi olan Nuri Paşa’nın hayatı, Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşadığı çalkantıların içinde geçmişti; hem Saray içinde olmuş, hem de cepheden cepheye koşmuştu. Nuri Paşa, Osmanlı’nın en büyük zaafının, savunma sanayi konusunda dışa bağımlı hale gelmesi olduğunu yaşayarak görmüştü. I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı bittiğinde silah ve mühimmat üretme konusuna yönelmesinin nedeni buydu. Fabrikasıyla birlikte uçurdular Nuri Paşa’mızı.
NURİ PAŞA BU VEFASIZLIĞI HAKETMEMİŞTİ
Kimdi Nuri Paşa, böylesine bir vefasızlığı hak edecek ne yapmıştı?
Nuri Paşa’nın ömrü cepheden cepheye koşmakla geçmişti. Nuri Paşa, I. Dünya Savaşı’nın Osmanlı açısından en zor döneminde, Çanakkale’de ölüm kalım savaşı yaşandığı günlerde, Kafkas İslam Ordusu Komutanlığı’na getirildi (1917). İngilizler, Ruslara yardımcı olması amacıyla Azerbaycan’a askeri birlikler göndermişlerdi. Bundan cesaret ve destek bulan Ruslar ve Ermeniler de binlerce Azerbaycan Türkünü katletmişti.
Nuri Paşa, Musul’da kurduğu ordusuyla Azerbaycan’a yürüdü ve Bakü’yü kurtardı (13 Eylül 1918), Dağıstan ve Karabağ’ı geri aldı. Bugün tarih sahnesinde Azerbaycan Adıyla bağımsız bir Türk devleti varsa, bunu Cennetmekan Nuri Paşa’ya borçluyuz.
Buraya dikkat; Kafkasya’da yürüyüşünü sürdüren ve hayatı boşunca gerçekleştirdiği başarılarından ötürü göğsünde Almanya İmparatoru’nun Birinci Rütbeden Demir Salip Madalyası, Osmanlı Altın Liyakat Madalyası, Altın İmtiyaz Madalyası, Üçüncü Rütbeden Kılıçlı Osmani Nişanı ve Kılıçlı Birinci Mecidi Nişanı taşıyan Nuri Paşa, imzalanan Mondros Mütarekesi sonucunda İstanbul’a çağrılmış ve İngilizlere teslim edilmişti.
İngilizler Nuri Paşa’yı Batum’a gönderip hapsettiler, ama Kafkasya hala bizden soruluyordu; bir yolu bularak kaçtı.
Tacikistan’da bulunan ağabeyi Enver Paşa’nın yanına gitmek istedi, olmadı. Anadolu’ya geçerek Kazım Karabekir Paşa’ya teknik destek sağlayacak imalathaneler kurdu.
1921’de Ankara’ya geldi. Böbrek hastalığının artması üzerine Berlin’e, kardeşi Kamil Paşa’nın yanına gitti. Avusturya’da ameliyat oldu. O sırada Enver Paşa’nın şehadet haberi geldi.
1923’TE TÜRKİYE’YE GELDİ
1923’te Türkiye’ye dönen Nuri Paşa’nın, Mustafa Kemal’in imzasıyla yarbay rütbesinden emekliliği onaylandı (1925), 1929’da da İstiklal Madalyası’yla onurlandırıldı.
Ankara’da çinicilik işine girişen Nuri Paşa başarılı olamayınca İstanbul’a geldi ve önce Zeytinburnu’nda sonra Sütlüce’de silah fabrikaları kurdu. Hedefi milli bir savunma sanayi oluşturmaktı.
Nuri Paşa II. Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin Almanya ile birlikte Sovyetler’e karşı savaşması gerektiğine inanıyordu. 1941’de Almanya’ya gitti. Amacı, Almanya birlikte Turan düşüncesini hayata geçirme şansını sorgulamaktı. Almanya’da “Turan Masası”nın kurulmasına yardım etti. Almanya’nın Türkistan coğrafyasındaki Türklerin bağımsızlığına sıcak bakmadıklarını anlayınca Türkiye’ye döndü, Türkçülük çalışmalarına destek verdi.
Nuri Paşa, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını koruyabilmesi için bağımsız savunma sanayi geliştirmesi gerektiğine inanıyordu. Bunun için önce Zeytinburnu’nda sonra da Sütlüce’de silah ve mühimmat fabrikaları kurdu. Devletten, açıktan olmasa da, destek görüyordu. Bu desteği Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay’ın eniştesi olmasına bağlayanlar da vardı.
Nuri Paşa ürettiği silahları yurtdışına da satıyor, bütçeye katkı sağlıyordu.
Yarın: İsrail kuruldu ve…