Sınırlarımızın hemen yanıbaşındaki terör yuvalarını temizlemek için gerçekleştirdiğimiz Zeytin Dalı operasyonunda şehitler veriyoruz. Askerlerimizi şehit eden kurşunlar, bombalar, roketler dost yapımı.. 

Yeni bir dünya düzeni kurulurken, Osmanlı’nın Ortadoğu’daki mirası paylaşılırken, Türkiye bütün bu gelişmelere sessiz kalamazdı. 

Kalmıyor. 

Toprak bütünlüğümüzü hedef alan terör yuvalarını dağıtmak için gerçekleştirdiğimiz Zeytin Dalı operasyonunda şehitler veriyoruz. 

İçimiz yanıyor. 

Bölgemizde, Ortadoğu merkezli bir küresel paylaşım savaşı yaşanırken bu gelişmelere seyirci kalmanın bedeli çok ağır olurdu. “Yedi düvele karşı” yeni bir Çanakkale savaşını göze almak zorunda kaldık. 

Evet, Çanakkale Savaşı, yeniden..

Allah yardımcımız olsun..

……………………….

DÜNYANIN KADERİ YİNE ORTADOĞU’DA 

Ortadoğu, tarihte olduğu gibi, bugün de dünyanın kaderinin yazıldığı coğrafya.. Akdeniz, dün olduğu gibi, bugün de ‘paylaşılamayan sevgili’. Dünyanın geleceğini okuyabilmek için, gelişmelere bu çerçeveden bakmak gerekiyor. 

Ortadoğu’da “Büyük İsrail” merkezli yeni bir dünya düzeni oluşturma çabası, ABD yönetimini Pentagon ve Beyaz Saray olarak ikiye bölmüş olsa da, hız kesmeden sürdürülüyor. 

ABD Başkanı Trump’ın, Suudi Arabistan Kralı Saman’ın ve Mısır Devlet Başkanı Sissi’nin Riyad’da, bir sihirli küre çevresinde toplanarak çektirdikleri fotoğrafla dünyaya vermek istedikleri bir mesaj vardı. Çağdaş ‘Babil kahinlerinin’ sihirli kürede neler gördüklerini bilemesek de, kimlerin neler yapmak istediklerini, ana başlıklarıyla, bu tabloya bakarak tahmin edebiliriz. 

Bölgedeki Sünni ağırlıklı Arap ülkeleri Irak’taki, Suriye’deki soykırıma varan katliamlara sessiz kalmayı tercih etseler de, İran öncülüğünde giderek genişleyen Şii kuşağından rahatsızlık duyuyorlar. ABD ve İsrail de bu kaygıları olabildiğince körükleyerek, uzun soluklu bir mezhep çatışması için gerekli ortamı oluşturmaya çalışıyor ve giderek yol alıyor. Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan İslam Ordusu’nun, İslam Alemi’nde Türkiye’ye duyulan sevgiyi törpülemek amacıyla Arap NATO’suna dönüştürülmesine karşı çıkan bazı üst düzey komutanları tasfiye etmek için, Suudi Arabistan’da sessiz bir askeri darbe gerçekleştirildi. 

RAKKA OPERASYONUN HEDEFİ NEYDİ?

YPG, PKK uzantısı bir terör örgütü, ama yakın bir geçmişte ABD tarafından eğitilip donatıldı ve ordulaştırıldı. ABD, Rakka operasyonunu  birlikte yaptığı YPG’yi DEAŞ’la mücadele etmek için silahlandırdığını söylüyor, ama inandırıcı olamıyor. Gazete ve TV haberlerine de yansıdı; ABD ile YPG, Rakka’yı kuşattıklarında, çıkış yolunu serbest bırakmışlardı. Yani amaç DEAŞ’la mücadele etmek, DEAŞ’ı yok etmek falan değildi. Amaç, Suriye’de yapılan bazı insanlık dışı demografik düzenlemelerini, soykırıma varan katliamları, nüfus kaydırmalarını DEAŞ çatısı altında yapabilmekti. 

Okuduğumuzda biz de inanamamıştık, Rakka operasyonu sonrasında 160 bin DEAŞ militanı buharlaşıvermişti. O buharlaşan DEAŞ militanları bugün, YPG üniforması altında, 140 dolar maaşla görevlerine devam ediyorlar.. 

Pentagon, Suriye’nin kuzey parselinde oluşturulan ve bütün çabalara rağmen Kürt nüfusun yüzde 20’yi bulmadığı Cezire ve Çobani kantonlarını Afrin kantonuyla birleştirerek Akdeniz’e bağlama ve burada kukla bir devlet oluşturmak istiyor. Yani ABD, Ortadoğu’da uzun süre kalabileceği “bağımsız” bir coğrafya oluşturma telaşında. Pentagon, Suriye’nin kuzey parselinde oluşturulacak sözde bağımsız bir Kürt devleti kamuflajı altında Türkiye’ye de, İsrail’e de muhtaç olmamayı hedefliyor. Bu coğrafyada 11 askeri üssü bu amaçla kurdu. YPG militanlarından ve YPG üniforması giydirdiği eski DEAŞ elemanlarından ve Blackwater devşirmelerinden oluşan orduyu da bölgede kalıcı olabilmek için kurdu. 

DÜNYA YENİDEN KURULURKEN…

Fakat işler Pentagon’un arzuladığı rotada yürümüyor. Çünkü,  dünya artık tek kutuplu değil; Sovyetler Birliği’nin dağıldığı, ABD’nin “küresel lider” olarak anıldığı 90’lı yıllar geride kaldı. Bölgesel ve küresel aktörler, kurulmakta olan yeni dünya düzeninde söz sahibi olabilmek için, Ortadoğu’da sürdürülmekte olan paylaşım savaşında bir şekilde bayrak gösteriyorlar. Pentagon kabul etmekte zorlansa da, gerçek bu.. Rusya Lideri Putin, geliştirdikleri yeni başlıklı Sarmat füzesi gösterisinden sonra yaptığı açıklamada ne diyor, kulak verelim: 

“Sarmat’ı hiçbir füze kalkanı durduramaz. Silahını hızlı çekenin kazanacağı bir dönem başlıyor. 200 ton ağırlığındaki bu füze 16 bin kilometre menzilli. İster Güney, ister Kuzey Kutbu üzerinden dünyanın herhangi bir yerindeki hedefi vurabilir. Füzeler ateşlendiğinde, karşı taraf düğmeye bile basamayacak.”

Dünya barışı adına, çok ciddiye alınması gereken bir tehdit. 

Pentagon Putin’in efelenmesine hemen yanıt verdi: “Her tehdide hazırız.”

Pentagon ile Rusya’nın restleşmesinin nedeni, Suriye’de düğümlenen Ortadoğu’nun paylaşım kavgası. İki taraf da hem kazanımlarını korumak, hem de gelecekte neler elde edebilirim telaşında. Dışişleri Bakanlığı’nın yönetimindeki Amerika da, bölgenin enerji terminali yapmak istediği İsrail’i “Vaad edilmiş Topraklar”ına kavuşturma, yani “Büyük İsrail” oluşturma çabasını sürdürüyor. Fakat, bu hedefe Pentagon olmadan ulaşması çok zor..

Suudi Arabistan’daki son askeri darbenin arkasında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ve İsrail’in olduğunu savunanlar var. Suudi Arabistan’da oluşturulan yeni yönetimle ABD Dışileri Bakanlığı ve İsrail’in ortak paydası İran öncülüğünce oluşan Şii kuşağı.. 

Çin, 65 ülkeyi birbirine bağlayarak ABD’nin küresel lider sıfatına büyük bir darbe vuracak olan Yeni İpek Yolu hedefinden hiçbir şekilde geri adım atmıyor. ABD tarafından Ortadoğu denkleminden dışlanmak istenen İngiltere/Hindistan ve Fransa Çin’in yanında yer alıyorlar. Çin, en büyük enerji tedarikçisi İran’ın arkasında. Çin, ayrıca, Suriye’nin yakılan yıkılan kentlerinin onarılması konusunda Suriye yönetimiyle anlaşmalar imzalamak istiyor. 

Heriki Amerika da, Çin’in Yeni İpek Yolu’nun önünü kesmek ya da kontrol altına almak için planlar yapıyorlar. Bunun için de biran önce Ortadoğu’daki hedeflerine ulaşarak Afganistan’a, Mısır’a (Süveyş Kanalı’na) yoğunlaşmak istiyorlar. 

Ortadoğu’nun yeniden şekillendiği süreçte, iki eski müttefik olan Türkiye ile ABD arasında hedef çatışması yaşanıyor. ABD, Türkiye’yi güney sınırları boyunca kuşatacak bir terör kuşağı oluşturmaya çalışırken Türkiye buna şiddetle karşı çıkıyor. Pentagon da Beyaz Saray da Türkiye’nin duyarlılıklarına saygı göstermiyor; Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü hedef alan terör örgütlerini eğitip donatmaya devam ediyor. ABD’nin en üst düzey komutanları sınırımızın hemen dibinde görevlendirilmiş gazeteci ordusuyla gösteri yapıyor ve YPG’nin yanında oldukları konusunda açıklama yapıyorlar.. 

Sınırlarımızın hemen yanıbaşındaki terör yuvalarını temizlemek için gerçekleştirdiğimiz Zeytin Dalı operasyonunda şehitler veriyoruz. Askerlerimizi şehit eden kurşunlar, bombalar, roketler dost yapımı.. 

Yeni bir dünya düzeni kurulurken, Osmanlı’nın Ortadoğu’daki mirası paylaşılırken, Türkiye bütün bu gelişmelere sessiz kalamazdı. 

Kalmıyor. 

Toprak bütünlüğümüzü hedef alan terör yuvalarını dağıtmak için gerçekleştirdiğimiz Zeytin Dalı operasyonunda şehitler veriyoruz. 

İçimiz yanıyor. 

Bölgemizde, Ortadoğu merkezli bir küresel paylaşım savaşı yaşanırken bu gelişmelere seyirci kalmanın bedeli çok ağır olurdu. “Yedi düvele karşı” yeni bir Çanakkale savaşını göze almak zorunda kaldık. 

Evet, Çanakkale Savaşı, yeniden..

SUUDİ ARABİSTAN’DAKİ SESSİZ DARBE

Suudi Arabistan öncülüğünde Sünni İslam ülkeleri tarafından kurulan İslam Ordusu’nu Arap NATO’suna dönüştürme hazırlıkları yapılıyor. Bazı Suudi prensler, Suudi Arabistan Genelkurmay Başkanı Org. Abdurrahman bin Salih el-Bunyan ve Hava Kuvvetleri Komutanı Muhammed bin Avad, İslam Alemi’nde Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duyulan sevginin törpülenmesini hedefleyen Arap NATO’sunun, mezhep savaşlarına ortam hazırlayabileceğine ilişkin kaygılarını dile getirdikleri için sessiz bir darbe ile safdışı bırakıldılar. 

ÇANAKKALE SAVAŞI, YENİDEN..

Toprak bütünlüğünü koruma savaşı veren Türkiye, dostlarından da, din kardeşlerinden de beklediği desteği tam olarak göremiyor. 

Türkiye, yeni bir Çanakkale Savaşı yaşıyor. 

Allah yardımcımız olsun..