Sevgili okuyucularım; bu yıl Çanakkale Zaferi’nin 101. Yıldönümünü kutluyoruz. Daha önceki yazımda Çanakkale Zaferi’nin anlam ve önemini belirtmiştim. Bu yazımda sizlere Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Kara Savaşındaki önemi ve ileri görüşlülüğünden bahsedeceğim.

Atatürk’ün Türk tarihi içinde çok özel ve önemli bir yeri bulunmaktadır.  Türk devletini dağılmaktan kurtarması, sosyal ve kültürel anlamda yeni yapılı milli bir Türk Devletini kurması bunlardan en önemlisidir. Ancak milli mücadelenin temel taşlarının oluştuğu Çanakkale Savaşında Mustafa Kemal’in Rolü nedir? Sorusuna verilecek cevap milli devletin kuruluş sürecini anlamak bakımından önemlidir. Mustafa Kemal hem askeri hem de manevi yönleriyle Çanakkale Kara Savaşlarını etkileyen bir komutandır.

Mustafa Kemal’in savaşı etkilemesinin temelinde savaş öncesi bulunduğu görevler doğrudan ilişkilidir. Mustafa Kemal 29 Ekim 1912 tarihinde kurulan Kamil Paşa kabinesi zamanında Bolayır Kolordusuna atanmıştır. Burada muhtemel bir düşman saldırısı gerçekleşirse Çanakkale Boğazı’nın nasıl savunulacağına dair incelemeler yapmıştır. Kendisi I. Balkan Savaşı sonrasında Edirne’yi kurtarma hususunda kurulan harekâtın içerisinde de yer almıştır. Mustafa Kemal Bey’in bahsettiğim bu iki görevde yer almış olması ona Gelibolu Yarımadasını tanıma, askeri açıdan inceleme ve değerlendirme imkânını vermiştir. Ardından 27 Ekim 1913 tarihinde Sofya’ya Askeri Ataşemiliter olarak atanmıştır. Kendisi Bükreş, Belgrat ve Çetine Ataşeliği görevlerinde de bulunmuştur. Böylece Mustafa Kemal Balkan Devletleri’nin askeri ve siyasi durumlarını inceleme fırsatı bulmuştur.

Mustafa Kemal 28 Temmuz 1914 tarihinde başlayan I. Dünya Savaşını yakından takip ediyordu. Savaşa girmemizin kaçınılmaz olduğunun farkındaydı ancak bir oldubitti ile savaşa girilmemesi gerektiğini savunuyordu. Mustafa Kemal’in öngörüsünden yaklaşık üç ay sonra 29 Ekim 1914’de Osmanlı Devleti Almanya’nın yanında savaşa katılıyordu. Osmanlı Devleti tarafsız olduğu için daha önce gerçekleştirilemeyen Çanakkale’yi geçme girişimi İngiliz Bahriye Bakanı tarafından kabineye kabul ettirilmiştir. 

Mustafa Kemal, savaş başladıktan kısa bir süre sonra savaşa girmek için hemen müracaatta bulunmuştur. Yetkililer ilk zamanlarda olumlu karşılık vermemişlerdir. Fakat Mustafa Kemal’in ısrarları karşısında Çanakkale Cephesine 20 Ocak 1915 tarihinde 19. Tümen Komutanı olarak atandı.  25 Şubat’ta ihtiyat tümeni olarak önce Tekirdağ’a verilmiş ardından üç ay kadar sonra Gelibolu yarımadasına Eceabat’a; o zamanki ismi ile Maydos’a gönderilmiştir. Çanakkale Boğazını denizden geçme girişimleri 18 Mart’ta başarısız olan müttefikler bu kez Çanakkale Boğazını Karadan geçmek istediler. Bu sebeple müttefik donanmasına karşı 25 Mart 1915 tarihinde Gelibolu’da 5. Ordu kurulmuştur. Ordunun Komutanlığına ise Alman Askeri Heyeti Başkanı Liman Von Sanders getirilmiştir. Liman Paşa’nın düşmanın çıkarma yapacağı ana yerin tespiti konusunda yaşadığı tarihi hata Mustafa Kemal tarafından fark edilmiştir. Paşa kıyı kesimlerde ufak birlikler bırakıp esas kuvvetlerimizi kıyıdan geriye doğru çekerek düşman karaya çıktıktan sonra üzerlerine topluca saldırıp onları geri püskürtülmesi düşüncesindeydi. Ayrıca en tehlikeli bölge olarak Bolayır ve Saroz Körfezini esas almıştır. Mustafa Kemal ise düşmanın Seddülbahir- Kabatepe- Arıburnu- Maydos bölgesinden çıkarma yapacağını ön görmüştür. Bu yüzden Liman Von Sanders’den Kabatepe- Arıburnu bölgesinin savunmasını kendisine verilmesini istemişti ancak Paşa tarafından reddedilmiştir. Bunun üzerine Tümeni’ni Kocaçimen eteklerine götürmek istemiş ancak o da kabul görmemiştir. 

 Düşman kuvvetler Arıburnu bölgesine asker çıkarmaya başladığında İngiliz - Fransızlar Anadolu Kıyısına bir şaşırtma çıkarması, Saros bölgesinde de deniz gösterisi yaparken esas kuvvetlerini Güneyde Seddülbahir bölgesine ve daha Kuzeyde Kabatepe’den yukarıda Arıburnu’na çıkardılar. 25 Nisan’da Liman Paşa’nın planına uygun olarak kıyıda az ve zayıf birliklerimiz kalmıştır. Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915 sabahı erken saatlerde düşmanın Arıburnu’na çıkarma yapmaya başladığını haber alır. Derhal bölgeye intikal etmek için kıtalarını hızla harekete hazırlamaya başladı. Ancak Zaman azdır. Düşman Conkbayırı düzlüklerine doğru ilerlemektedir. Ordu komutanı Saros bölgesinde olduğu için ondan gelecek emri beklemek vakit kaybettirecektir. Yapacak fazla bir şeyi olmayan Mustafa Kemal ordudan gelecek kesin emri beklemeden düşmana taarruz kararını verir. Mustafa Kemal Arıburnu Muharebeleri raporunda verdiği kararı şu şekilde ifade etmiştir;” …Artık çıkarma kesin olduğuna ve düşmanın isterse az sayıda olsun sahile yerleşmesine meydan vermemek lüzumu da aşikâr olduğuna göre daha vakit geçirerek Gelibolu’dan tümenin hareket şekline dair kesin emri beklemek savaş durumuyla bağdaşmazdı”. Böylece üstlerinden herhangi bir emir almamasına karşın bir buçuk saatlik bir yürüyüş sonunda Kocaçimen’e ulaşır.  Mustafa Kemal Kocaçimen’e yürüyüş esnasında arazi hakkında şu şekilde bilgi vermiştir; “ Kocaçimen’e ulaşmak için atlamaya mecbur olduğumuz pek ziyade fundalık ve geçilmesi zor kayalıklı derelerle doluydu.”  Mustafa Kemal Kocaçimen’e ulaştığında 261 rakımlı tepede 27. Alayın ikinci taburunun cephaneleri bittiği için geri çekilmek zorunda kalan erlerini görür ve önlerine geçerek süngü taktırıp yere yatma emrini verir. Bu hareketi ile Conkbayırına tırmanmakta olan Anzakların öncülerini durdurur. Ardından derhal 57. Alay, bir süvari bölüğü ve bir dağ bataryasını taarruz durumuna geçirerek olası gelişmelere son anda müdahale ederek Conkbayırını düşmandan kurtarır. Mustafa Kemal’in 25 Nisan’da verdiği emirler bugün hala hafızalarımızdadır. Askerlerine “size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir” diyen bir komutan, bu emri tereddütsüz yerine getiren Mehmetçikten başka askerde yoktur. Biliyoruz ki bu emri alan 57. Alay komutanlarıyla birlikte Çanakkale’de şehit düşmüştür. Bu taarruz neticesinde düşman birlikler geri atılmıştır. Mustafa Kemal’in kendi inisiyatifi ile alıp uyguladığı kararla Liman Paşa’nın önemini daha önceden kavrayamadığı Conkbayırı ve Sarıbayır bölgeleri düşman eline geçmekten kurtulmuştur. Eğer burası İngiliz ve Anzak Birliklerinin eline geçseydi Türk Savunma sistemi çökebilir hatta savaşın sonu başından belli olabilirdi. 25 Nisan 1915 Pazar günü Çanakkale Kara Muharebelerinin dönüm noktasıdır. Hatta cephenin tümüyle kaderini belirleyen bir tarihtir. Bu tarihe yani tarihin seyirine damgasını vuran kişi ise Mustafa Kemal’dir. Mustafa Kemal’in bu bölgeyi doğru değerlendirmesi muhtemel düşman saldırılarını isabetli olarak tahmin etmesi büyük bir cesaret ve komutanlığındaki üstün başarının sonucudur. 

25 Nisan’dan Temmuz sonuna kadar İtilaf kuvvetleri Arıburnu ve Seddülbahir bölgelerinde bir başarı elde edemeyince kayıplarından da endişe duyarak Türk ordusunun gerilerine sarkmak ve irtibatını kesmek için 6-7 Ağustos gecesi Arıburnu’nun Kuzeyinde Suvla sahili civarına asker çıkarıp Anafartalar’a doğru ilerlerler. 8 Ağustosta her iki tarafta birbirlerine çok yaklaşırlar. Mustafa Kemal gelişmeleri Liman Von Sanders’e bildirir. Liman Paşa Mustafa Kemal’e bir çare olup olmadığını sorar.  Mustafa Kemal, Paşa’dan tüm mevcut kuvvetlerin kendi kumandasına verilmesini ister. Bu kadar büyük bir sorumluluğun fazla olduğunu söyleyen Liman Paşa’ya sorumluluğun az bile olduğunu söyleyen Mustafa Kemal “Mesuliyeti Kemal-i iftiharla kabul ettim” der. Bu konuşmadan Mustafa Kemal’in sorumluluk almaktan çekinmediğini ve askeri kahramanlık kavramının onun için ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. 8-9 Ağustosta Liman Paşa’nın emri ile Mustafa Kemal Anafartalar Grup Komutanlığına getirilmiştir. Mustafa Kemal’in Anafartalar Grup Komutanı olması ile mesul olduğu bölgenin içine Conkbayır’da dâhil edilmiştir. Mustafa Kemal Conkbayırındaki duruma baskın şeklinde bir taarruzla son noktayı koyacaktır. 10 Ağustos’ta Mustafa Kemal komutasındaki birlikler taarruza kalkmışlar ve düşman Conkbayırında durdurulmuştur. Mustafa Kemal taarruzları en ön safta idare etmiştir. Siperlerde erlerin yanına sokularak onları manevi olarak destekleyerek “askerlerim karşımızdaki düşmanı muhakkak yeneceğiz acele etmeyin ben önde gideceğim kırbacımı kaldırır kaldırmaz hepiniz ileri atılın” emrini vermiştir. Bu emri alan askerler karanlığın içerisine atılmışlardır. Bu hücumun sonunda geri alınan yerlerde dolaşırken yüksek rütbeli bir subayın “kuvvetleriniz nerede” sorusuna Mustafa Kemal “İşte burada yatan ölüler” şeklinde cevap vermiştir. 

10 Ağustos Anafartalar savaşının dönüm noktasıdır. Düşman bu taarruzla elde ettiği tepelerden atılmış ve bir daha bu tepeleri elde edememiştir. Mustafa Kemal’in savaşın başından beri tespiti açık ve nettir. Bedeli ne olursa olsun düşmanın tepeleri ele geçirmesine imkân verilmemelidir. Bir fırka kumandanı olarak katıldığı Çanakkale Savaşlarında kendi inisiyatifiyle giriştiği hareketlerle savaşın, hatta ulusun kaderini değiştirmiştir. Bu taarruz esnasında Mustafa Kemal’in göğsüne bir şarapnel parçası isabet etmiş ve kalbinin üzerindeki cep saatini parçalamıştır. Mustafa Kemal bu durumun askerler arasında duyulmasının onların maneviyatı üzerinde kötü etki yaratacağını düşündüğünden yanında bulunan subaya olayın duyulmamasını istemiştir.

  Mustafa Kemal 21 Ağustos günü düşmanın 6 tümenle Anafartalar Ovasında taarruza başladığını haber alınca Taarruzu durdurmak için gerideki Tümenin gelmesini beklemeden elindeki bir süvari alayını düşman üzerine yollamıştır. Böylece düşmanın yoğun ateş hattını durdurmuş ve taarruz başarıya ulaşmıştır.  Mustafa Kemal kader adamıydı. Sorumluluktan hiç kaçmadı ve aldığı kararları hiç tereddüt etmeden uyguladı. 

Atatürk’ün Çanakkale Savaşı ile özdeşleşmesi sonradan gerçekleşmemiş daha muharebeler devam ederken ünü parlamış ve Çanakkale Cephesinin en önemli komutanlarından biri haline gelmiştir. Savaş sırasında çıkan Harp Mecmuası isimli derginin 1915 yılına ait 2. ve 4. Sayılarında Albay Mustafa Kemal’e yer verilmiştir. Derginin ikinci sayısında Mustafa Kemal’in resmide yer almıştır. 1 Eylül 1915’de Mustafa Kemal’e Anafartalar Komutanlığındaki üstün başarıdan dolayı “Muharebe Gümüş Liyakat Madalyası “verilmiştir.  Eylül 1915 tarihinde Mehmet Emin Yurdakul Tan Sesleri adlı şiir kitabını yayınlamıştır. Kitabın içinde Çanakkale Kahramanlarına adadığı Ordunun Destanı başlıklı şiirinde 

Ey bugüne şahit olan Sarp Hisarlar

Ey kahraman Mehmet Çavuş, Siperler

Ey Mustafa Kemal’in Aziz Yurdu

Ey kanlı dağlar, yanık yarlar!” 

Diyerek Mustafa Kemal’e övgüyle yer vermiştir. Kendisi sağlık sorunları sebebiyle 27 Kasım 1915’te görevinden ayrılmıştır. Mustafa Kemal 16. Kolordu Komutanlığı görevine geçmek için 27 Ocak 1916 tarihinde Edirne’ye gittiğinde görkemli bir törenle karşılanır.  Sokaklara Arıburnu ve Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Çok Yaşa! Yazılı dövizler asılmıştır. 

Çanakkale Savaşında Mustafa Kemal’in rolü ile Mustafa Kemal’e Çanakkale Savaşının getirdikleri birbirlerinin içine geçmiştir. Çanakkale savaşı Mustafa Kemal’in ismini sadece Türk halkına değil aynı zamanda dünyaya duyurmuştur. Savaş bitip terhis edilen askerler 19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk Samsun’a çıktığında Anafartalar Kahramanı olarak tanındığından millet onu bağrına basmıştır.  

Atatürk Çanakkale’ye giden bakanlarından birine kahraman düşman savaşçılarını da saygıyla anılmasını isteyerek şu sözleri söylemiştir. “Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar, burada bir dost vatanın toprağındasınız… Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı siliniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımızdır.” Yazıma son verirken başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi saygıyla anıyorum.