Kırşehir bir güzel şehir. Benim medeniyetimin beşiklerinden biri. Allah’ın adını yüceltmeyi ve yeryüzünde adaleti yaymayı hedefleyen benim medeniyetimin 11.yüzyıldan sonraki vatanı.
Kırşehir Valiliği ile Ahi Evran Üniversitesi’nin ortak gayretiyle Caca bey ve Medresesi adlı bir çalışma kitaplaştırılmış.
Simetrik şekiller ve medreseye ait pilanlar, resimler yer alıyor.Caca beyin hayatı hakkında bilinenler ve bilinmeyenler anlatılıyor. Onun bir Müslüman olayan devletten İlhanlılar’dan geldiği, ama kendisinin Müslüman olduğu, babasının ve ardından kendisinin Kırşehir emiri, yani valisi olduğu kaydediliyor.
Caca beyin hayatını kitapta yer aldığı şekliyle ifade etmekte yarar var sanıyorum.
Caca beyin Kırşehir olmadan önceki hayatı hakkında pek bilgi yoktur. Ceceli aşiretinin beyi Emir Bahaeddin Caca’nın oğlu olan Cebrail bin Caca’nın1240 yılında doğduğu tahmin ediliyor. Caca, Cece, Çaça, çeçe, Cace, Cacı olarak da söylenmektedir. Şu anda Türkiye’de soy adı Ceceli olan insanların varlığı bu soyun devam ettiği anlamına gelebilir. Caca beyin Kırşehir’den önce  Sultanyüği yani Eskişehir emiri olduğu, orada yaptırdığı eserleri ve o eserlerdeki kitabelerden anlaşılmaktadır. Eskişehir’de Caca bey tarafından yaptırılmış bir han ve bir cami yanında tamir ettirdiği 17 cami de bulunuyor.
Caca bir şahıs imidir ama bir zaman sonra o aşiret o kişinin adıyla anılarak Caca aşireti ortaya çıkmıştır. Bu cümle biraz malumu bir kere daha bildirmek gibi.
Caca beyin eserlerinde Arapça Moğolca kitabeler bulunmaktadır. Moğol alfabesiyle ama kelimeler Uygurca. Tıpkı Türkiye’deki Yunanların Türk alfabesiyle Rumca kelimeler kullanması gibi.
Caca bey Kırşehir emiridir. Selçuklu devletinin valisidir ama, Moğol istilası altındadır. O yüzden Moğolca değilse bile Moğol alfabesi kullanmak istilacı devletin zorlamasıyladır. Arap alfabesiyle olan kitabeler de Müslüman olmanın tesiridir.
İbn Bibi’ye göre; Caca bey bir deveci iken Muiniddin Süleyman Pervane’nin keşfiyle ve hmayesiyle Kırşehir emirliğine kadar yükselmiştir. Emirliği sırasında Emir Ahur Esed’in isyanını bastırmış. Emir Ahur Selçuklu’ya mı yoksa istilacı Moğol’a karşı mı isyan etmiş bu belli değil. Aksaray ve çevresinde karışıklıklar vardır. Bu karışıklıkları da ortadan kaldırmıştır. Selçuklu sultanı 6. Kılıçarslan’ın 1266’da öldürülmesiyle sonuçlanan  olaylarda ise  sultana karşı hamisi Muiniddin Süleyman Pervane Hatiroğlu Şereffeddin ile birlikte hareket etmiştir.
1 yıl sonra ise Hatiroğlu Şerefeddin ile birlikte bu defa Moğollara karşı isyan etmiş, Hamisi Muiniddin Süleyman Pervane ve Moğol  kumandanlarca hesaba çekilmiştir. Memluk sultanı Baybars  İlhanlılarla Elbistan’da savaştığında Caca bey bu defa Moğol ve İlhanlı ordusu askeri olarak esir düşmüştür. Caca bey ve kardeşi İsmail Baybars tarafından Suriye’ye götürüldüler ama Baybars ölümünden kısa bir süre önce onları serbest bıraktı. 1277. Caca bey bu tarihten sonra nerede nasıl, ne kadar yaşadı, yaşamadı bilinmiyor. Hacı Bektaş Veli kıssalarında söz edilen Caca beyin türbesi Kırşehir’de ama cenazesi var mı, yok mu Allah bilir.
Mevlana da Caca beyden farksızdır. O da Selçuklu devleti vatandaşıdır ama istilacı Moğollarla yakın ilişkiler sağlar. Emir Caca bey ile de mektuplaşır. Nizameddin adlı bir Mevlevi için himaye, sonraki mektupta da kusurunun bağışlanmasını diler.
Tarih bir bilim değildir. Tarihte yer alan kişiler ve olaylar hakkında net bir cümle ile bir şey söylemek insanları yanıltır. Yaşananlar ve olaylar karşısında insanların aldığı tavırlar her zaman ilkeli olmamaktadır. Molla Fenari meselesinde de aynı hakikatle karşılaşılır. O da Timur’un tarafına geçer ve fetret döneminde Timur’un Bursa’yı işgal etmesine hizmet ederek 9 yıl Moğol vatandaşı olur.
Yıldızlaştırdığımız insanlar aslında sadece insandırlar ve yanlış yapmaktan asla kurtulamazlar.
Caca bey bütün bu ilkesiz, çareseiz davranışlarına rağmen İlhanı soyundan bir müslümandır. Kırşehir’e yldızlar ve gökyüzünü inceleyen bir gözlem kuyusu yaptırmış, bir nedrese yaptırmış ve benim medeniyetime katkıda bulunmuştur.
Kırşehir gibi Eskişehir’de ibadethaneler, medreseler yaptırmıştır. İlme hizmetleri vardır.
Kırşehir Valiliği ve Üniversitenin kitaplaştırdığı çalışmada medresenin pilan ve kırokileri, çeşitli tarihlerde tamirat görmemiş ve görmüş resimleri yer alıyor.
Daha sonra da Batlamyus’tan Eflatun’a, Heysem’den Biruni’ye, Kopernik’ten Kepler’e ve Ali Kuşçu’ya kadar gök biliminin bir özeti çıkarılmış.
Kitaba emeği geçen, imza koyan üç isim var.Nihat Arıkan, Eylem Tuğutlu ve Yıldız Eraslan.
Sunuş yazısı 2009 tarihinde Kırşehir Valisi M. Lütfullah Bilgin’e ait. Orada adı geçmeyen bir isim var ki onu 20 yıldır Kırşehirli tanıyor. Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Osman Demir.
Kırşehir Valiliğini ve Ahi Evran Üniversitesini imza ve emek sahiplerini candan kuyluyorum. Ahi Evran Üniversitesi gibi Caca bey üniversitesi de Kırşehir’e yakışır.