Sevgili okurlarım merhaba, Burdur belediyesinin düzenlediği kitap fuarında belediyeye ait Serenler Otelde misafir edildim. Otelin penceresinden Burdur gölünün manzarası mükemmeldi. Sabah kahvaltısından sonra temiz hava almak için yürüyerek göle kadar vardım. Gölün çevresi sararmış kamışlarla kaplıydı. Anamı ve çocukluğumu hatırladım gözyaşlarıma hakim olamadım yüreğim bin bir parçaya bölünerek ağladım!..

O dönemlerde babam Hollanda’daydı, ağabeyim, kız kardeşim ve ben anamla doğduğum köydeyiz. Güçlü bir kadın olan anam evin hem erkek hem de kadın işlerini zorlanmadan yapıyordu. Ağabeyim küçük yaşta koyunları otlatır Sivas Kangalı Karabaş köpeğimizle hayvanları koruyup kollardı. Süt sağma vakti geldiğinde koyunlarla ve Karabaş köpeğimizle eve dönerdi. Anam sağdığı sütü meşe odunuyla ocakta pişirerek kışa hazırlık olarak kaymak yağı, yayık yağı, peynir ve çökelek yapardı. Köyün altındaki tarlalarımıza mevsiminde buğday arpa, nohut ekilirdi. Çıkan hasılatlar ambarda kış için saklanırdı. Hasılatların bir bölümünü kırma, un, bulgur, düğür, köftelik ve göce olarak kışa hazırlardı. Eski giysilerimizi ve kullanılmadık çarşafları incecik diler yumak yaparak kirmanla eğirdiği koyunyününden ipleri ekleyip kilim halı dokurdu. Köyümüze getirilip satılan kamışlardan hasır dokuyarak el emeği göz nuru dokuduğu kilimleri hasırları odalara elleriyle döşerdi. Anavatanımın hangi iline ilçesine köyüne gitsem heybemin iki gözü ağzına kadar dolu içinde unutamayacağım unutturmayacağım anılar çıkıyordu!.. 

Burdur Gölünün çevresindeki kamışları görünce anamın dokuduğu hasırların kamışlarının Burdur’dan Afyonkarahisar’a ihracat edildiğini düşünerek araştırdım. Burdur, Salda, Eğirdir, Beyşehir Gölleri Türkiye’nin göller bölgesi deniyor. Burdur ve Acı Göl dışındaki göllerinin tamamı tatlı su gölü ve içinde çeşitli balık türleri yaşıyor. Merkezi Eğirdir gölü olan Akşehir gölü fıkralara konu olan Nasrettin Hocanın yoğurt çaldığı göldür. Eber gölü kamışları eski dönemlerde Afyonkarahisar’ın ilçelerine köylerine ihracat ediliyormuş. Eski dönemlerde damların üzerine kamış döşenerek üzerine toprak serpilerek yuvakla düzeltilir yağmur ve kar yağdığında su geçmesi engelleniyormuş. Kamışlarından hasır, sepet ve küfe yapılarak günlük işlerde kullanılıyormuş. Şuan meşhur Eber Gölü kamışları Afyonkarahisar’ın Bolvadin Çay ilçesinde bulunan fabrikada kağıt yapılmaktadır!.. 

Vatanımın her köşesinde işlenmesi gereken hazine dolu topraklarını görmek sizlerle paylaşmak paylaştıkça birlikte çoğalmak mükemmel bir duygu, beni çocukluğuma götüren anılar önüme dizilince “Acaba bizler tembelleştik mi? Acaba sınırsız zenginliklerimizi göremeyecek kadar aptallaştık mı? Yoksa etrafımızı göremeyecek kadar körleştik mi?” Demeden geçemiyorum…

Dünya ülkelerine ve dünya insanlarına din dil ırk renk ayrımı yapmadan tüm düşüncelere yeni fikirlere önem veren birisi olarak zenginliklerine gözlerimizi kapattığımız ülkemde her şey mevcut ve gelişmiş ülkelerden hiçbir farkımız yok. Yok olanları var olanlarla birlik olup topladığımızda tortulaşmış yok olmaya yüz tutmuş değerlerimizle dengeyi hep birlikte sağlayacağız. En alt kademeden en üst kademeye kadar bizlerin yapması gereken şey gözümüzü gönlümüzü yüreğimizi açıp özümüze dönmektir. Hollanda’nın en zengin aileleri çiftçilerdir ve toprak sahipleri büyük baş küçükbaş hayvan sahibidir. Topraklarına hayvanlarına çocuklarına baktıkları gibi gözü gibi bakarlar. Bizlerse köylerimizi terk etmiş şehirlerin daracık apartman dairelerinde kira veya mülk sahibi yarı aç yarı tok yaşıyoruz. Atamız Mustafa Kemal Atatürk: “Köylü şehirlinin efendisidir” demişken bizler efendiliğimizi unutarak farklı kimliklere bürünerek geçmişimizi, kimliğimizi ve benliğimizi unutmuş hale gelmişiz. Gelecek nesillerimiz adına ülkemiz adına geçmişimizi geleceğimizi unutmamak unutturmamak birbirimize sıkı sıkı sarılmak dileğiyle…

Sevgi ve saygılarımla