26 Mart Pazar günü yaklaşık 1 milyon Türk’ün yaşadığı Bulgaristan’da yapılacak genel seçimlerde Türkiye’de oy kullanma hakkı olan 460 bin seçmen var. Bulgar hükümeti iki seçim oy kullanmayanların önce seçme hakkını alacak, sonrada elindeki Avrupa pasaportunu... Avrupa Birliğinde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü böyle oluyor herhalde...
Nüfusu 7.3 milyon olan Bulgaristan’da, Türklerin kurduğu üç siyasi parti mevcut olup, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) ayrı listeyle , Sorumluluk, Özgürlük ve Hoşgörü İçin Demokratlar Partisi  (DOST)   ile Hürriyet ve Şeref Halk Partisi (HŞHP) ise seçim ittifakı yaparak müşterek listeyle yarışacak.
Bunların dışında kalan diğer Bulgar partileri bu kadar büyük nüfuslarına rağmen Türk asıllı hiç bir kimseyi milletvekili adayı göstermedi. Türklere açılmak istemiyen Bulgar Partileri, Türk aday göstermedikleri halde, Türk toplumunun kendi partileri etrafında odaklanmalarından da endişe duyuyorlar... Bu ne yaman çelişkidir, anlamak mümkün değil.
Aynı şekilde söz konusu siyasi partilerin yönetici kademesinde de Türklere görev verilmiyor. Örneğin üyelerinin çoğunluğu Bulgar asıllı vatandaşlardan oluşan siyasi partilerin ülkede Türklerin en yoğun ikamet ettiği Kırcaali’de il başkanı olarak görev yapan tek bir Türk yok...
Siyasi yapılanmada Türkler dışlandığı yetmezmiş gibi, Irkçı ve aşırı milliyetçi görüşleriyle tanınan “Birleşik Vatanseverler” koalisyonu gibi bazı siyasi partiler, Türkiye´de yaşayan çifte vatandaşların Bulgaristan´a giderek oy kullanmalarını istemediklerini dile getirerek, Edirne´deki Kapıkule ile Hamzabeyli ve Kırklareli´nin Dereköy Sınır Kapısı karşısındaki Malko tırnovo Sınır Kapısı´nın karşılarında yolları keserek eylem yaptı...
Avrupada giderek yayılan ırkçı ve Türk düşmanı dalga Balkanlarda kendini daha güçlü bir şekilde hissettiriyor.
Nüfusu 7 milyon olan Bulgaristan'da yaşayan bir milyona yakın Türk olmasına rağmen, üye tabanını Türklerin oluşturduğu siyasi partilerin temsilcileri, seçim çalışmalarında anadilinde seçmene hitap ettiklerinde "sorun" oluyor ve ceza veriliyor.
Türkiye'de ikamet eden Bulgaristan vatandaşları, oy kullanmak için Bulgaristan'daki doğum yerlerine gelmek istediklerinde "seçim turizmi yapılıyor" suçlamasıyla muhatap oluyor.
Bir anma töreninin genel görüntülerinde, binlerce insanın arasında bulunan Türk Büyükelçisi 5 saniye seçim görüntüsünde göründü diye o klip yasaklanıyor.
Türkiye'de herhangi bir siyaset adamı Balkanlar'daki soydaşlarıyla ilgili bir açıklama yaptığında Bulgaristan'da mutlaka birileri o konuşmada Bulgaristan'ın ulusal çıkarlarını tehdit eden ifadeler buluyor.
Her seçimde Türkiye ve Türkler konusunun malzeme yapılmasının birçok nedeni var. Tarihsel önyargılar olduğu gibi, Bulgaristan'daki toplumsal kompleksler de öne çıkıyor ve aynı zamanda ülkedeki mevcut siyasi zemin Türkiye ve Türkler konusu ile şekillendiriliyor.
Bulgaristan vatandaşı soydaşlarımız bu durumun birinci derece muhatabı olduklarından, türlü zorluklara rapmen, fedakarlık yaparak memleketlerine gidip oy kullanmaları öncelikli ve çok önemli bir konudur. Akabinde ise siyasi bölünmüşlüğü ortadan kaldırıp, birlik ve beraberliğin tesisi için aklın yolunda birleşmeyi sağlayacak çareleri bulunması için ilgili ve yetkilileri zorlamaları gerekmektedir. Parlamentoda güçlü bir şekilde nüfusları oranında çok sayıda milletevekili ile temsil edilmek suretiyle yasal ve demokratik haklarını kullanmaları kendi gelecekleri için önemlidir.
Genel anlamda kamuoyu araştırmaları Borisov'un GERB ve Ninova'nın Sosyalist partisi arasında başa baş bir mücadele geçeceğini ve hükümet kurmanın zor olacağını gösteriyor. Bulgar milliyetçiliği ve ırkçılığı son dönemde etkili olduğundan sol, komünist ve liberal partiler de seçilse Türk ve müslümanlara karşı olumsuz bir havanın varlığı düşündürücü...
26 Mart erken genel seçimlerinin daha demokratik bir yapı inşa edilmesine, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne, eşitlik ve adalete katkı sunması umuduyla Bulgaristan Türklerine ve Bulgaristan halkına HAYIR’lı olmasını diliyorum.