Filistin ve İsrail tarihleri boyunca düzenli olarak savaş halindeler.
Müslümanlığın doğuşundan önce; MÖ 11 nci yüzyıldan bugüne Filistin ve İsrail üzerine tarihi bilgiler mevcut.
Hatta Bakara süresi 249-250 ve 251 de kısaca bahsedilmiş.
“Davut ve Câlût’un hikayesi”.
Filistin’lilerin kökeninin Girit olduğu biliniyor.
Bölge’ye kıyı boyunca yerleşmiş ve deniz ticareti yapmışlar.
Yine İsrail’inde, yaklaşık aynı dönemde bu bölgeye yerleştiği biliniyor.
O gün bugündür; yani yaklaşık 3200 yıldır, bitmek bilmeyen bir savaş.
MÖ 11 nci yüzyıldan anlatılanlarda da, bugün tüm dünya insanlarının tepki ve  isyanındaki ana temada aynı;
Tarafların güçlerin orantısızlığı.
Yine tarih gösteriyor ki; manevi değer ve kuvvet, her zaman madden güçsüzün yanında.
Yine bu yaşanmış hikayelerden öğrendik ki!
Sahip oldukları maddi güç onların zayıflıkları haline geliyor ve manevi gücü arkasına alan her daim kazanan oluyor.
Bundan 3200 yıl önce “Zırhlı Dev”, Filistin’li Câlût’tu, bugün ise İsrail.
Bundan 3200 yıl önce zırhsız çoban Davut, Filistin’li zırhlı dev Câlût’u yenmişti.
Bilerek ve isteyerek, özellikle küçük çocukları hedef alan, İsrail ve zihniyeti de tüm dünyanın önünde kendi manevi sonunu hazırladı.
Yağmur altında ...
Sürekli yağmur altındayız, fakat barajlar bomboş.
Yağmur bolca ve hızlıca yağıyor, toprak üstten şöyle bir ıslanıyor, hemen ardından güneş çıkıyor, sıcak ile birlikte yoğun bir nem hissediyoruz, bunalıyoruz, toprağa işleyemeyen ve üzerinde biriken su nem olup buharlaşıyor.
Tekrar yağıyor, tekrar buharlaşıyor.
Bu dönüşüm sürekli devam ediyor.
Çok fazla yağmur yağmasına rağmen;
Örneğin Sabanca gölünün 70 metre suyunun çekilmesi, barajların bir türlü dolmaması normal bir süreç değil.
Malesef insanların, hayvanların, bitkilerin yaşabilmeleri için gerekli doğal seleksiyonumuz kayboluyor.
Günümüzde bir çok tür, artık genlerini bir sonraki nesillere taşıyamıyor.
Kıyameti yaşıyorlar.
Dünyanın sağlıklı dönebilmesi için; İnsanların, bitkilerin ve hayvanların ayrı ayrı görevleri var.
Temel olarak bitkiler fotosentez ile oksijen, hayvanlar ise temel gıda için çok önemli ve vazgeçilmez.
İkiside temel yaşam kaynağı olmasına rağmen bugün “para” uğruna yoğun bir şekilde tahrip ediliyor.
“Para” için İnsanoğlu kendi yaşam alanlarını tüketiyor.
Uzmanların çok değil 2070 yılını işaret ettiklerini de belirtelim.
Bu durumda 2070 ve sonrasında bir bardak suyu kaç “para”dan içeceğimizi tahayyül bile edemiyorum.
Dünya kendini koruyabilen bir varlıktır.
Dünyanın yaşı yaklaşık olarak 4.470 milyar yıl olarak hesaplanıyor. Bunca zamandır var olduğuna göre, neler görmüştür?
Böyle küçük insan nefislerine papuç bırakacağa benzemiyor...