Saygıdeğer Önce Vatan Gazetesi okurlarım, 2017 yılına gireceğimiz şu günlerde ki tespitlerime göre, son yıllarda bir çığ gibi büyüyen ve yaygınlaşan Bonzai kabusunu büyük bir endişe ile izlemekteyim. Yıllardır Yeşilay Yönetim Kurulu Üyeliği, Bağımlılıklara Hayır Derneği (Sarıay) Yönetim Kurulu Üyeliği, Maviay, Halkın Sağlığı Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği ve buna benzer kurumlarda 40 yılı aşkın bir süredir görev alan bir kişi olarak gerçekten çok endişeliyim. Yıllarca, farklı farklı bağımlılık yapan maddelere karşı büyük savaşlar verdik. Ancak, yeni nesil uyuşturucu diye bilinen Bonzai zehrinin tahrip gücü, bir fizyolog olarak ifade etmeliyim ki, çok daha güçlü olup, kişide çok daha kısa sürede etkisini göstermekte ve ölümlere yol açmaktadır.
Uzman arkadaşların dayeni nesil uyuşturucu diye uyuşturucu sınıfına sokulmasının nedeni halk arasındaki tabiri ile kafa yapmasından kaynaklanmaktadır. Ancak, kısa süre de olsa bu kafa bulma mutlu eden sakinleştiren, diğer maddeler gibi keyif veren bir uyuşturucu olmadığı için zehir kelimesinin kullanılmasının daha uygun olacağını düşünmekteyim. Zaten içinde yaklaşık %70 oranında tarım ilacı bulunan bu illetin öldürücü etkisi çok daha yüksek olduğundan bir beyin ve vücut zehri olarak da değerlendirilmektedir.
Bu zehir, yaklaşık 2 sene önce piyasaya sürülmüş olup, bazı kötü niyetli kişiler bu zehrin kafa yaptığını keşfetmiş ve insanların sağlığıyla oynama pahasına, ya da kara paralarına para katmak için insanların kullanımına sunulmuş ve ölüm zehri olarak başımıza bela etmiştir. Bu zehir, uyuşturucu madde içerikli olan ve kullanımı esnasında insan metabolizmasına çok zararlar verdiği bilinmektedir. 
Bu zehir, dünyada Spice, Bonzai Citrus, K2, Jamaican, Scope, Smoke gibi isimlerle bilinen, bazı kurutulmuş bitki yapraklarına emdirilmesiyle sıvı ve toz şeklinde ambalajlanıp sağlığa zararlı olmadığı algısı oluşturularak piyasaya sürülen, esrara benzer etkilere neden olan ve metabolizmayı tamamen tahrip eden, bağımlılık yapan uyuşturucu bir maddedir. 
Bu sentetik kannabinoidler, hastalıkların teşhis ve tedavisi amacıyla laboratuvarlarda geliştirilmiştir. Ancak, uyuşturucu olarak pazarlanan bonzai ürünleri içindeki, çok farklı miktar ve çeşitteki bu sentetik maddeler, doğal esrar ve eroine göre çok daha tehlikeli etkileriyle, beyin hücrelerinde kısa sürede hasara yol açmakta, şizofreniye benzer bir durum ortaya çıkarmakta ve ani kalp durması sonucu ölümlere yol açmaktadır.  Solunum yoluyla, yani burundan çekilerek alındığında, akciğerler tarafından anında emilerek kana karışmakta, beyin gibi diğer organlara da yayılmakta ve etkileri dakikalar içinde görülmeye başlamaktadır. Ağızdan alındığında ise, sindirim sistemi tarafından emilmekte ve karaciğerdeki metabolik aktiviteye bağlı olarak etkileri daha geç ortaya çıkmaktadır. Bonzainin alındıktan sonra vücuttaki etki süresi, içindeki etken maddelerin çeşidine ve dozajlarına göre de değişmekte ve saatlerce sürebilmektedir. Bonzai, vücutta doğal olarak bulunan kannabinoidlere göre, beyinde bulunan CB1 ve bağışılık sistemi ile ilgili CB2 reseptörlerini çok daha güçlü uyardığından etkileri daha uzun sürmektedir. Bu nedenle Bonzai kullanımında ölüm oranları daha sık şekillenmektedir.  Özellikle alkole birlikte kullanıldığında halüsinasyon, panik atak, kusma daha sık ve ağır seyretmektedir. Ölüm tribi diye adlandırılan, yani vücudundaki uyuşmalardan dolayı felç oluyorum hissine kapılma, bayılacak gibi olma, kalp kriziyle öleceğini düşünmek gibi içinden çıkamadığı hallerle çok yoğun bir korku ve sıkıntının yaşandığı, bir bakıma panik atak geçirme hallerinin şekillenmesi ve bunun sonucunda da kişi, hastaneye yetişemeden hayatını kaybedebilmektedir.
Bonzai kullanan kişilerde görülen başlıca semptomları özetlemek gerekirse; halüsinasyon, hafıza kaybı, duygu ve düşünce bozuklukları, oryantasyon bozukluğu, görme, işitme ve algıda bozukluklar, geçici felç durumu, bilinç kaybı, ağrılı uyaranlara duyarsızlık, nöbetler ve koma sonucu ölüm. Ayrıca, çarpıntılar, ritim bozuklukları, kalp atışlarının artması, nabız yükselmesi, tansiyonda hızlı düşme, şok, kalp krizi oluşabilmektedir. Bulantı, nefes darlığı, öksürük, kas kasılması, göğüs ağrısı, ağız kuruluğu, bulantı ve kusma, yutma güçlüğü, karın ağrıları ve kanamalar gibi metabolik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Hareket bozuklukları, kaslarda ağrı, sertlik ve kramplar oluşur. Açlık hissi, iştah bozuklukları, sıvı kaybı, elektrolit bozuklukları, vücut ısısının yükselmesi, aşırı terleme, kan glikoz seviyesinde düşüş gibi metabolik bozukluklar olarak sıralanabilir.
Bu zehrin tespiti, yasadışı birçok uyuşturucu madde gibi, yani Bonzai kullanılıp kullanılmadığı, idrar, kan, tükürük, saç ve ter testleri ile belirlenebilir. Laboratuvarlarda çoğunlukla, öncü test olarak değerlendirilen, daha kolay ve hızlı sonuç alınan, negatif ve pozitif test sonucu veren idrar testleri kullanılmaktadır. Pozitif sonuçları doğrulamak üzere çok daha hassas ve spesifik testler ile sonuçlar kesinlik kazanmaktadır.
Bu konunun uzmanları, uyuşturucu madde kullanımına neden olan birçok sorun ve faktörlerin, bonzai kullanımında da geçerli olduğunda hemfikirdirler. Şöyle ki; Ergenlik döneminde hassaslaşan gençler başta olmak üzere, özellikle ailevi, sosyal ve kişisel olarak sorun yaşayan 15-35 yaş arasındaki bireyler uyuşturucu tacirlerin ve aracılarının tercih ettiği bonzai risk grubunu oluşturmaktadır. 
Bu nedenledir ki; Ailelerin çocukları yakından izlemesinde büyük yararlar bulunmaktadır. Çocuğa otoriter ve baskıcı değil, uzlaşıcı yaklaşmalı, fikirlerine saygı duymalı ve aile ortamında beklentisini karşılayacak girişimlerde bulunmak durumundayız. Ebeveyn olarak, sürekli başarılı olsun, bizlere ters düşmesin diye çocuklarımızı ve gençlerimizi baskı altına almak yerine, onlara vakit ayırmalı, bu beladan nasıl uzak durabileceklerinin planlarını yapmalıyız. Dışarıda büyük tuzakların bilincinde olarak, çocuklarımız dışarıda birlikte oldukları grupları iyi analiz etmek durumundayız. Şayet kötü bir arkadaş gurubu ile birlikte ise, grupta o anda kendini değerli hissettiren, mutlu eden ne yapılıyorsa o kişilere kolayca uymakta, uyum sağlamakta ve vahim sonuçlara sürüklenebilmektedir.
Anne ve babalar olarak şunu unutmamalıyız ki, hiçbir zaman benim çocuğum yapmaz düşüncesine kesinlikle kapılmamalıyız. Gençlerimiz ise bir kereden bir şey olmaz uydurmasına kanmamalıdırlar. Bir kereden pek ala bağımlı olunur ve sonu uçurum olan yola adım atılmış olunur.
Tüm bağımlılıklardan uzak, sağlıklı mutlu nice güzel günler diliyor, saygılar sunuyorum.