“İnsan sağlığının en üst düzeyde korunmasını sağlamak için insanlarda kullanılacak insan hürce, doku ve organlarının kalite, etik ve güvenlik standartlarının düzenlenmesi” amacıyla hazırlanan “İnsan Hücre, Doku ve Organ Nakliyle İlgili Kuraları Düzenleyen Yasa” KKTC Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda oybirliğiyle kabul edildi.
KKTC’de insanlara uygulanacak hücre ve doku veya organların bağışlanması, tedarik edilmesi, test edilmesi, işlenmesi, korunması, saklanması, dağıtımı nakli ve gereğinde imhasıyla ilgili aşamalarla ilgili düzenlemeler içeren yasa, Cumhurbaşkanı’nda bir daha görüşülmek üzere Meclis’e iade edilmişti.
O dönem Cumhurbaşkanının geri göndermesi eleştirilse de esas eleştiri nedeni başkaydı: KKTC gibi bir ülkede bu durumun suiistimal edilebileceği…
Dışarıdan biri değil, Tıp-İş Başkanı Erol Şeherlioğlu henüz yasa çıkmadan, Star Kıbrıs’a yaptığı açıklamada, KKTC’de, ‘yasadışı’ ve ‘gizli’ ameliyatların yapıldığını, bunlara organ nakli operasyonları eklenmemesi için devlete iş düştüğünü kaydetmişti.
Devletin bu tür operasyonları çok sıkı denetlemesi gerektiğini söyleyen Şeherlioğlu, korkunç bir iddiada bulunmuş, KKTC’de yurt dışından gelenlere yasal olmayan ve gizli ameliyatların yapıldığını savunmuştu.
“Bu kaçak ameliyatlara organ nakli operasyonları eklenmemesi için iş devlete düşecektir. Ülkemizde kaçak insanlar yaşamaktadır. Ayrıca kaçak mültecilerin yasa dışı yollardan ülkeye sokulduğu bilinen bir gerçektir. İnsan kaçakçılığı organ kaçakçılığına dönüşmemesi için devlet denetim mekanizmasının çok iyi çalışması gerekmektedir. Eğer devlet denetlerde organ mafyası bu ülkede olmayacaktır ancak denetim olmazsa insanlar aniden ortadan kaybolabilecek, insan tacirlerinin eline düşebilecek, organları el altından satılabilecektir” diyen Şeherlioğlu’nun sözlerine katılmamak mümkün değildi.
Hala da değil.
Yasadaki “Organ nakli ilk 5 Yıl devlet hastanelerinde yapılacak” ifadesinden rahatsız olanların ülkedeki özel hastaneler olduğunu söylersek, tedirginliğin nedeni de ortaya çıkmış olur aslında.
Tüp bebek konusunda sabıkalı olan ve hiçbir devlet dairesine denetimin yapılamadığı bir ülkede, organ nakli gibi bir konunun devlete büyük bir mükellefiyet yüklemesi bir yana, buralarda denetim yapacak uzmanların olmaması ayrı bir handikap zira KKTC’de bırakın denetim yapacak uzmanı, nefrolog bile tek.
Ki Sağlık eski Bakanı Dr. Ahmet Kaşif’in, “Bir nefroloji uzmanıyla KKTC’nin nefroloji sorunlarını nasıl halledeceğiz? Fiziki alt yapımız, teknik donanımımız nedir? Yasa geçtikten bir hafta sonra nakil yapabilecek miyiz?” sözleri, esas sorunun yasa geçtikten sonra başlayacağını gösteriyor.
En acil teçhizatın dahi eksik olduğu devlet hastanelerinin, organ nakline uygun hale getirilmesi için yapılması gerekenler öyle bir günde tamamlanacak cinsten değil.  O zaman bunu yapacak olanlar özel hastaneler.
Devlet hastanelerinin yetersiz olduğu ülkemizde özel hastaneleri nakil işinden men etmek doğru olmasa da, naklin, kadavradan ve yakın akrabadan yapılması şerhinin konulması olmazsa olmaz olacak…
KKTC’nin özel statüsü (!), gerekli önlemler alınmazsa, KKTC’nin organ turizmi ve organ ticareti yapılabilecek bir ülke olacağına işaret ediyor. Üçüncü ülkeden gelenlere organ naklinin yapılma kapısı da açılırsa yazık ki Kuzey Kıbrıs, insanların organ mafyası korkusuyla dışarı çıkmaktan korkacakları bir ülke haline gelecek.