Sözün, kelimenin, kısacası her şeyin bittiği bir noktadayım. İnanın ne yazacağımı, ne diyeceğimi bilemez bir haldeyim. Ülkemin özellikle doğusunda yaşanan PKK terörüne, büyük kentlerde patlayan bombalar sonucu yitirdiğimiz canlara içimiz yanıp kavrulurken, bu kez çok daha farklı, çok daha vahim bir olayla karşı karşıya kaldık. Ülkenin güvenliğini sağlayan asker ve polisimizi karşı karşıya getiren darbe girişimi ve yaşanan kan dondurucu olaylarla geçen akıl almaz bir gece hafızalarımıza kazındı. 

Evet, belki PKK teröründe olduğu gibi, günler, haftalar, aylar boyunca sürmedi. 10-12 saat gibi kısa bir süre içinde tümüyle bastırıldı, bir başka deyişle de bu eylem püskürtüldü. Ancak geride toplumu saran bir korku, panik ve beraberinde psikolojik bir baskı oluşturdu. Tüm bunların dışında, yitirilen sivil, polis ve asker canlarımız da cabası. Bu olayın maddi faturasına hiç mi hiç değinmek istemiyorum. 

Cumhuriyet’in ilan edildiği 1923 yılından beri hiçbir fiili müdahale görmeyen Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere, Emniyet Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi vb. gibi önemli unsurlar, bu ülkenin ordusuna bağlı uçaklar ve tanklar tarafından bombalandı.

İnanın şu kelimeleri yazarken bile kanım çekilip, gözlerim kararıyor.

Şimdi soruyorum sizlere; Bu ruh haliyle, bu durumda nasıl bir spor yazısı yazabilirim. Nasıl şu takım şu oyuncuyu aldı, falan takım filan oyuncuyu transfer etti diyebilirim. 

İlla ki yazmam gerekirse, hemen Antalyasporlu Samuel Eto’o’nun organize ettiği ve aralarında Lionel Messi’nin de olduğu dünya yıldızlarının oynayacağı ve gelirinin Afrikalı çocuklara gideceği maçın da bu olaylar nedeniyle iptal olduğunu karalayabilirim.

Ayrıca Fenerbahçe’nin oynayacağı Lyon maçının da aynı gerekçeyle iptal edildiğini ve Lyon takımının ülkesine dönmek durumunda olduğunu, yani kısacası saha dışından goller yediğimizi yazabilirim. 

Kısacası, anlayacağınız spor yazacak ne halim, ne de mecalim var. İçimden çok başka şeyler yazmak, adeta zehir kusmak geliyor aslında. Ancak, ‘la havle’ çekip yutkunuyor ve amacı aşmak istemiyorum.

Sadece şu kadarını söyleyerek müsaadenizi istemek niyetindeyim. Bu ülkeye en büyük kötülüğü, yine bu ülkenin insanı yapıyor. İlginçtir ki, büyük bir çoğunluk da bu durumu maalesef izlemekle yetiniyor.

Allah’ın bir daha böyle günler yaşatmamasını diliyor ve ekliyorum; Tarih boyunca her türlü zor durum v çıkmazlardan alnının akıyla çıkan bu millet, yediği bu golü de çıkarır bir şekilde. Yeter ki Allah derman versin… 

Kalın sağlıcakla…