Bu hafta oynanan Trabzonspor Fenerbahçe maçı, geçtiğimiz yılların aksine,  gerilim ve baskıdan uzak, son derece dostane geçti.

Her iki ekibin de maç boyunca, kazanma adına verdiği çaba, ortaya yüksek kalitede bir futbol çıkarmasa da, iki takım da birer gol atarak puanları paylaştı. Mücadele boyunca, Bordo Mavili taraftarların doldurduğu kırk bin civarındaki seyirci önündeki maçta alınan birer puan bence iki takımı da çok fazla mutlu etmedi. Özellikle Trabzonspor’un zirve yarışına, en azından Avrupa’ya gitmek için gelmek istediği noktalara çıkma anlamında, bu beraberliğe sevindiğini sanmıyorum. Bordo Mavili takım için, belki son yıllarda kendi evlerinde, hiç kazanamayıp, puan alamayıp, hatta gol bile atamadığı rakibi, Fenerbahçe karşısında hem gol atıp, hem de puan almak amorti etkisi yaratabilir.

Fenerbahçe içinse durum biraz daha farklı… Şampiyonluk mücadelesi veren Sarı Lacivertli takım için bu maç, kazanılan bir puandan ziyade, kaybedilen iki puan olarak değerlendirilse gerek…

Doğrusunu söylemek gerekirse, bu karşılaşmanın skorundan öte maç önü, içi ve sonrasındaki bazı olaylara bakmak gerek kanımca.

Bir başka deyişle, bu maçta kazanan ne Trabzonspor ne de Fenerbahçe oldu. Bu karşılaşmanın kazananı dostluk oldu.

Her iki takımın oyuncularının sahaya çıkışında, Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel’in, maç öncesi Bordo Mavili forma giyen bir miniği kucağına alarak seremoniye gelmesi, eldivenlerini verdiği o minik yavruyu sevgi ve şevkatle öpüp bağrına basması çok hoş bir kareydi. Bu enstantane sırasında, Trabzonlu futbolseverlerin bir bölümünün, genel anlamda kızgın ve tepkili olduğu Volkan Demirel’i alkışladığı da gözlerden kaçmadı.

Bir başka güzel fotoğraf ta, geçmiş maçlarda birbirinin elini bile sıkmaktan kaçınan iki takımın kalecileri Onur ve Volkan’ın bu kez birbirine sarılıp kucaklamasıydı. 

Maç içinde iki takımın oyuncularının birkaç pozisyon dışında birbirlerine sıcak davranışları, tribünleri kışkırtan davranışlardan uzak durmaları da ayrı bir güzellikti.

Tüm bu hoş görüntülerin de etkisiyle, son yıllardaki tüm Trabzonspor Fenerbahçe maçlarında barut fıçısı gibi olan tribünler gerilimden hayli uzaktı.

Maç bitiminde, son yıllarda alışageldiğimiz o itişmeli kakışmalı kavgalı görüntülerin yerine sarılıp, tokalaşıp birbirini kutlayan futbolcular vardı sahada. Hatta iki takımın futbolculardan bazılarının, birlikte hakemi de kutladıklarını gördük.

Siyasi, ekonomik, coğrafi ve daha birçok anlamda zor günler geçirdiğimiz şu sıralarda, böylesine güzel sahnelerle dolu bir Trabzonspor Fenerbahçe maçı izlemekten, skora bakmaksızın hayli mutlu olduk.

Umarım bu maç her iki takım için de bir milat olur ve son yıllardaki gördüğümüz o olumsuz kareleri hafızalarımızdan siler.

Hoşçakalın…