Sevgili okurlarım merhaba, Antalya genelindeki sera atıklarıyla alakalı yazmış olduğum makaleyi muhtarımızla paylaştım. Konyaaltı Belediyesinin diğer atıklarla alakalı çalışmalarını inceledim. Belediye her ne kadar Konyaaltı’nın tamamında olmasa da bazı sitelere, belirli bölgelere konteynerler yerleştirmiş. Dört ayrı bölüme ayrılmış olan konteynerlere ambalaj atıkları, piller, elektrikli elektronik eşyalar ve bitkisel yağ atıkları atılıyor. Ayrıca park ve bahçe atıkları belediye tarafından toplanıp yakıt olarak yeniden kullanılması sağlanıyor!..

Bu çalışmalara hayran kaldım, ama yeterli bulmadım. Avrupa’da belediyeler dairelerden, evlerden, arsalardan çöp toplama dahil yıllık vergisini alır ve geri dönüşüm yasasıyla çöpleri toplar. Yeşil konteynere yemek bahçe atıkları, Maviye kağıt karton gazete atıkları, Siyaha diğer atıklar atılır. Konteynerler dairelerin evlerin kapı numarasına göre numaralandırılır karışık çöp atanlara para cezası uygulanır. Konyaaltı Belediyesinin uygulaması insanların keyfine bırakılmış bir işlev ve bu elzem işlevi duyarlı vatandaşlar dışında kaç vatandaş yerine getirir acaba bu da tartışılması gereken başka bir konudur?

Hollanda’da apartmanların, sitelerin giriş katı her daire adına ayrı ayrı dizayn edilmiştir ve konteynerler her daireye özel olan bölümlerde muhafaza edilir. Belediyenin belirlediği günde boşaltılması için sokağa bırakılır boşalınca içeri alınır. Cam şişeler süpermarketteki özel konteynere temiz olarak atılır. Tüm plastik şişelerse ücretlidir tüketici süpermarkete boş teslim eder ve ücretini alır teslim etmezse cüzdanına dokunur. Burada Belediyeye, vatandaşlara ve Devlete çok önemli görevler düşüyor. Bizler toplum olarak bu elzem görevin ne kadar bilincindeyiz ve bu konuda ne kadar duyarlıyız?

Belediyeden aldığım bilgilere göre; Konyaaltı’nda kişi başına düşen yeşil alan miktarı yaklaşık 12 metre kare, bunun neticesinde de oldukça fazla miktarda park ve bahçe atığı ortaya çıkıyor. Türkiye’de yerel idarelerin merkezi idareden yeterince mali destek alamaması, emlak vergilerinin diğer vergilerle kıyaslandığı zaman oldukça düşük olması ve Belediyelerin en önemli gelir kaynağının da emlak vergileri olması sebebiyle yerel idarelerin bütçeleri çevre yatırımlarına yetersiz kalıyor. Hollanda’da daire başına yıllık vergiler 800 Euro’dan başlıyor. Mülk sahipleriyse ödedikleri verginin nerelere harcandığını sorgulamak yerine kanuni sorumlulukları sorgusuzca yerine getiriyor!..

Türkiye’de atıkların geri dönüşüyle alakalı işlemleri fazla yeterli bulmuyorum. Vatandaşları atıkların geri dönüşümüne özendirmek konusunda ülkemizde yapmamız gereken birçok işlevler var. Hayatımızdan, mahallemizden, çevremizden, sokağımızdan eksileri çıkartıp artıları alırsak kırıldığımız yerden tamirini hep birlikte yapmış oluruz. El ele vererek yeni fikirler üretip gerektiği yerde kemer sıkmasını öğrenerek ülkemizde birçok şeyi başaracağımıza inanıyorum. Bunu devletin tepesinden değil de ancak mahallemizden, muhtarlığımızdan, belediyemizden başlayarak gerçekleştirebiliriz. Eğer ki, bizler hak yolunda adalet yolunda genç neslin geleceği adına adımlarımızı sağlam atarsak atlatamayacağımız zorluk başaramayacağımız hiçbir işlev yoktur. Hayal gücümüzü aşırı aşmadığımız sürece başarırız. Hayat sınavını geçtiğimiz sürece varız. Mesele adam ya da kadın olmak değil, mesele hiç yoktan var olmayı başarmaktır!..

Sevgi ve saygılarımla