Bir çok insan maalesef ki yüzüne gösterdiği özeni boyun ve dekolte bölgesine göstermemekte. Oysa ki yüzümüz çoğu kez genç gösterse de boyun ve dekolte bölgemiz özen gösterilmediği takdirde yaşımızı kolaylıkla ele verebilmektedir. Çünkü bu bölgele derisi yüzümüzden daha hassas ve incedir. Güneşten inanılmaz derecede etkilenir. Öte yandan yüzümüze oranla çok daha fazla baskı altındadır. Özellikle boynumuz gün boyunca kıvrılır, katlanır, şekilden şekile girer. Gece uyurken bile aynı baskı devam eder.. Boyun ve dekoltemiz güneşte en kolay kuruyan, lekelenen ve kırışan bölgemizdir. Güneş ve aşırı solaryum etkisini ilk önce boyunda gösterir. Boyun derisi kısa sürede kalınlaşır, kabalaşır ve kırışır. Boynumuzu ve dekoltemizi gençleştirip güzelleştirmenin birçok yöntemi var. Konu ile ilgili olarak Dr Eylem Acar Kliniğinin sahibi  Dermatolog Dr Eylem Acar şu bilgileri verdi.
C ve E vitamini bazlı nemlendiricilerin günlük kullanımlarının ihmal edilmemesi ve güneşten korumaya özen göstermek, sağlıklı ve taze bir dekolte için, ilk adımı oluşturuyor. Koruyucu önlemlerin zamanında alınması, bu bölgenin tazeliğini sürekli kılmak açısından oldukça önemli. İhtiyaca göre birçok yöntemden yararlanılabilir. Botoks, dolgu teknikleri, lazer tedavileri, mezolifting, PRP,özellikle ileri teknolojilerden Hybrit Enerji ve Fokuslu Ultrason boyun ve dekolte bölgesinin gençleştirilmesinde son dönemlerde başarıyla kullanılmaktadır. Gıdı bölgesinin en büyük  düşmanı yer çekimidir. Yaşla birlikte gergin cildimiz zamanla gevşemeye ve yer çekimin de etkisiyle sarkmaya başlar. Bu süreci bugünkü teknik gelişmeler ile  ortadan kaldırabilmek artık mümkün.
Lazer tedavileri:  Dekoltede en sık rastlanan sorunların başında, kahverengi güneş lekeleri ve kılcal damar oluşumları geliyor. Bazı hastalıkların habercisi de olabilen bu kılcal damar çatlamalarının giderilmesinde, lazer yardımıyla damar duvarının yakılması ve ortadan kaldırılması tercih ediliyor. Kahverengi lekeler ise, pigmentlerin duyarlı olduğu dalga boyundaki yoğun ışık ve lazer tedavileriyle siliniyor.3-4 haftada  bir kez tekrarlanan, 4 veya 5 seanslık uygulama sonucunda, gençlik yıllarının pürüzsüzlüğünü yakalamak mümkün oluyor. Son jenerasyon lazerler ile aynı anda hem leke, hem kılcaldamar hem de cilt gençleştirme tedavileri aynı anda yapılabiliyor. Bu lazerler  cildi soymadan, farklı derinlikteki katmanlarda odaklanarak, cildi yenilemeye yardımcı oluyor. 
Mezolifting: Beş ya da altı seanslık kürler halinde düzenlenen hyalüronik asit, aminoasit ve vitamin komplekslerinden oluşan mikro-enjeksiyonlar, cildin kendini onarması için ihtiyaç duyduğu desteği sağlıyor ve cildi içerden nemlendiriyor. 
Botulinum toksin uygulamaları: Dekolte cildinin, nem ve elastikiyetini kaybetmesi kadar, yatma şekline bağlı olarak da, kırışıklıklar oluşabiliyor. Bu durumda, bölgeye uygulanan deri içi botoks enjeksiyonları da, çizgilenmelerin açılmasında etkili oluyor. 
Dolgu Uygulamaları: Özel olarak üretilmiş Hyaluronik asit dolgu ürünleri özel bir teknikle kırışıklıklar içersine uygulanarak boyun bölgesindeki derin kırışıklıkların açılmasını sağlamak mümkün. 
PRP uygulamaları: PRP platelet rich plasma yani Trombosit (platelet) hücrelerinden zengin kan demektir. PRP tedavisinde kişinin kendi kanından elde edilen pıhtı hücreleri ve büyüme faktörlerinden zengin plasma cildi yenilemekte kullanılır. Boyun ve dekolte bölgesine minik enjeksiyonlar şeklinde veya dermaterapi tekniği ile PRP   uygulamak  bu bölge cildinin gençleştirilmesinde tek başına veya diğer yöntemlerle kombine edilebilmektedir.   

Fraksiyonel Mikroiğneli Radyofrekans Tenolojisi
Cilt gençleştirme, cilt yenileme, ciltteki elastikiyet kaybını giderme, boyun toparlama, ince kırışıklıkları giderme, akne tedavisi,  yara izi iyileştirme ve daha aklınıza gelebilecek pek çok cilt sorununu gidermede sadece yarım saatte etkili sonuçlar verebilen bir sistemdir. Üstelik işlemden sonra günlük hayatınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz…
Derinin tüm katmanlarına –epidermise ve dermise- altın mikro iğnelerle tek seferde inebilen fraksiyonel radyofrekans teknolojisi ile cildin yaşlanma etkilerini geriye çevirmeye yardımcıdır.
Fraksiyonel Mikroiğneler, cildin altına inerken cilt yüzeyini uyararak doğal iyileşme süreci başlatırlar. Buna bağlı olarak cildin üst tabakasındaki hücre gelişim faktörleri harekete geçerler ve lifting, ciltteki ton farklılıkları, lekeler ve ince kırışıklıkların tedavisini mümkün kılarlar.
3,5 mm’ye kadar cilt derinliğine inebilen ve geçtiği bölgenin tamamında aynı termal etkiyi yaratan Fraksiyonel Mikroiğneler ise bu bölgede kontrollü hasar oluşturarak kolajen liflerini uyarırlar. Yaklaşık ayda bir uygulanan seanslarla bir kaç seansta başarıya ulaşmak mümkün. 
Fokuslu Ultrason teknolojisi cildin alt katmanlarındaki dokularda ‘odaklanmış ses dalgaları’ kullanılarak kollajen üretiminin uyarılması yolu ile ciltte sıkılaşma ve lifting sağlayan bir tedavi yöntemidir. Ultrason ile cildin sıkılığını yitirmesi sebebi ile  sarkma yaşanan kaş, alın, yanak, ağız kenarı, yüz konturu, çene hattı, gıdı bölgesi, dekolte bölgesi ve kırışan göz çevresinde ameliyatsız toparlanma ve gençleşme sağlanmaktadır. Odaklanmış ultrason teknolojisi cerrahi müdahale olmadan derin dokular üzerinde etki sağlayan tek yöntemdir.
Tek bir uygulama ardından yenilenme süreci hemen başlar, ilk anda bile hafif bir gerilme etkisi görülmektedir. Cilt uygulama sonrası her geçen gün daha iyi görünmeye başlar, 1 hafta sonrasında cildinizi daha iyi hissedersiniz, 1 ay sonra etkiler görünür hale gelir, 3 ayın sonunda istenen sonuç gözlenmeye başlar. Tam sonuç alınması ise 6 ay sürmektedir. Ciltte kollajen üretimini uyardığı için elde edilen sonuç uzun süreli kalıcı olmaktadır.