Yuva kurmak için, sevginin, Aşkın yeterli olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. 
Önce evlenen çiftin, evleneceği insanın sosyal düzeyine de bakması gerektiğine inanıyorum. Kültürel düzeyin de aynı ekonomik düzey kadar önemli. Çiftlerin paylaşımları aynı düzeyde olmalı, yoksa çiftler arasında farklı görüşler ortaya çıkacağı sonuçta da çatışmalar yaşayacağı belli.
Eve ekonomik katkı olarak tamamen erkeğin üzerine yük bindirilmesi de uygun değil. Akşama kadar evde bekleyen ev hanımı, Eve yorgun gelen erkekten çok beklentisi olacaktır. O da gezmek eğlenmek isteyecektir. Ben kadının da çalışması taraftarıyım. Erkeğin, çalıştığı kadar, kadının da çalışması gerektiği kanaatindeyim.
  Erkek cinselliği bedenen düşünürken kadının beyinsel düşündüğünü fark etiniz mi ? 
Erkeler, evlilik rolünü kadınlara göre daha geç benimsiyor. Oysa kadın daha bebekliğinde bunların hepsini biliyor, bunun için kadın eğitimli anlayışlı olmalı ki kocasını anlayabilmeli ona fırsat tanımalı. Çiftler anneden babadan ayrı yuva kurmalı. Kendi başlarına özgürce karara verebilmeli. Sorumluluk sahibi olmalı maddi manevi ihtiyaçlarını kendileri karşılayabilmelidir. Evlendikten sonraki dönemlerde, ilk bir sene kendilerini araştırmakla geçirirler. Birbirlerine uyum sağlamakta, zorlansalar da, gelgitler yaşasalar da bir şekilde birbirlerini anlamak zorunda kalacaklar. Anlamada, zorlandıklarında, çözümü psikologlarda aramalıdır. Bizim millet psikologa alışık olmadıkları için ya da, çevrenin dedikodusundan, korktukları için psikoloğa gideceklerine ya birbirlerini iyice rencide ederler en sonunda da mahkemeye giderler. Boşanan çiftler de mutluluğu, ömür boyu arayış içinde olacaklar..