Son günlerde bir aksiliktir gidiyor. Tabiri caizse neye al atsam, buz olup eriyor.

Bir kaç gün önce bilgisayarım pert oldu; psikologlar kesin "travma hali" diye tanı koyarlardı ki haksız da sayılmazlardı. Eh kolay değil onca zaman bana hizmet etmek. Önce bir panik durumu, ardından mecburi bir kabullenişle çareler aramaya başladım. 

Demokraside çareler tükenmez mantığıyla rafa kaldırdığım eski bilgisayarımı elden geçirdim. Birkaç eksik tuşu dışında bir sorunu yokmuş. Dedim ya demokraside çareler tükenmez diye, o sorunu da harici ek klavye takarak ortadan kaldırmış oldum. 

Onca uğraştan sonra beyin bitkin düştü tabi. 

Emektar bilgisayarım masada o bana bakıyor ben ona. O yaz diyor ben direniyorum. 

Direniyorum

Saat sabahın dördü. Yazı meleklerim yok ortada.

Sol omuzumda bir melek, sağdakinde bir melek. İkisi birden bir muhabette, bende onları dinlemeye koyuluyorum. Aralarında ne bir kavga, nede zıtlaşma hiç.

Bir onları dinliyorum, bir de dönüp insanoğlunu dinliyorum. Hır gür, kavga. İnsanı insan olmaktan utandıracak ne kadar olumsuz etken varsa hepsi mevcut.

Özellikle son günler'de öylesine büyük tartışmalar var ki, ülkede yaşanan krizleri bile dikkate alan yok. 

Varsa-yoksa referandum.

Varsa-yoksa yeni anayasa.

Varsa-yoksa polemik.

Kutuplaşma siyaseti.

Nefret söylemleri.

Ötekileştirme çabaları. 

Aşağılama.

Tehditler, vs.

Başta siyasiler olmak üzere neredeyse tüm ulus ikiye bölündük.

"Evet'çiler ve "Hayır'cılar. Gerçeği söylemek gerekirse oluşan tablo hiç de hoşuma gitmiyor.

Her iki kesim içinde geçerli bu söyleyeceklerim. 

Çarşı, pazar her yerde.

Kimi evet, kimi hayır. Ha bire tartışıyorlar.

Sosyal medya da aynı şekilde. "Hayırlısı" desen hayırcı oluyorsun. Sorulan soruya "evet" diye yanıt versen evetçi. 

Saçmalıklar almış başını gidiyor. 

Tahammülsüzlüğün, saygının, ve hoşgörü yoksunluğunun en çok hissedildiği zamanlar bu zamanlar. Aynı fikirde olmayan insanların birbirlerine adeta düşman gözüyle baktığı, selamı sabahı kestiği ve yolunu değiştirdiği zamanlar.

Sormak istiyorum, aynı fikirde değilsek birbirimizi düşmanlaştırmak zorunda mıyız? Referandumda biri "Evet" diğeri "Hayır" diyecekse neden vatan haini ilan ediliyor. 

Elbette ki bir oylama yapılacak ve herkes kendi fikrini ortaya koyarak sandıkta oyunu kullanacak. Sosyal paylaşım sitelerinde kendi fikrini enpoze etmeye çalışanlara, ölçüyü kaçırmama ve bu işin sonunda insanların yüzüne bakamayacak duruma gelmemelerini hatırlatmak istiyorum. 

Ve küçük bir tavsiye ile yazımı noktalamak istiyorum.

Evvela ayrıştırmayı, ötekileştirmeyi bir kenara bırakmalı ve bu amaçta olan kişilerin tuzaklarına düşmemeliyiz. Yapmamız gereken şey; ortak payda vatan ve bayrakta bir araya gelip yüzümüze tebessüm verip hoşgörülü olmaktır. 

Ancak bunu ne kadar başara biliriz açıkçası ben de bilmiyorum. Ne yazık ki herkes kendi penceresinden tek doğruyu bildiğini zannediyor, vatanın savunucusu ve sancağın taşıyıcısı kendi ideolojisiymiş kabul ediyor. 

Sanırım en çok da bu nedenle toplum kestirmeden gidiyor. 

"Vur, kır, parçala bu maçı kazan" taktiğini uyguluyor. 

Bu konuda diyebileceğim son söz. Bol şuurlu günler dilerim.