Tartının bir tarafına kazandıklarımızı, diger tarafına kaybettiklerimizi koyup tartmaya kalkarsak eminim ki kaybettiklerimiz daha ağır basacaktır.

Hepimiz korkuyoruz. Hayatımızdaki en değerli varlıklarımızı sahip olduğumuz en güzel şeylerimizi kaybetmekten korkuyoruz. Her şeyin yalan her şeyin riya her şeyin çıkar olduğu bir dünyada yaşadığımızı anımsayınca daha da bir sıkı sarılıyoruz kaybetmek istemediklerimize.
İlk kayıplarımıza bebeklikten başladık çok sevdiğimiz Annemizin sıcacık kucağını büyümeye başladıkça kaybettik. Her ağladığımızda sığınağımız olan Huzur veren göğüsü çaresizce bir ağlamayla soğuk bir oyuncağa bıraktık. Her kaybolan oyuncağın yerini yeni bir oyuncak aldı ağlamayı keselim istediler bizde hep ağladık ağladık ve sustuk. Ta o dönem de öğrendik aslında sevmenin istemenin kaybetmek olduğunu.

Konuşmaya başladık. Konuştuk yerli yersiz saçma sorular sorduk azarlandık susturulmaya çalışıldık ama hiç susmadık kim bilir belki de o zamanlardan anlamışız ileride içimizdeki çocuk coşkusuyla laf kalabalığı yapan mutlu cümleler kurmayı unutucağımızı.

Okula başladık çocukluğumuzu kaybettik sorumluluk almaya başladık oyun merakımıızın yerini derslerde dikkatimizi çeken insanların hayatlarını sorgulamaya başladık. Şımarıklığımızı kaybettik.
Büyüdükçe ne olacağım derdine düşüp elma şekeri için ağlayan saf duygularımızı kaybettik.
Ergen olduk ilk aşkımız için ağlamayı öğrendik ağlarken içimizde ki coşkuyu yitirdik.

Büyümüştük artık bir çoğumuz Doktor öğretmen Mühendis olamadı. Hayat bizi kandırmıştı önce hayallerimizi sonra umutlarımızı çalmıştı. Umudumuzu hayallerimizi kaybettikçe Dünyada ki kötülüğe adapte olduk ruhumuzu kirlettik İnsanlığımızı kaybettik.

Sevdalarımız oldu çok sevdik çok sevildik bugün yanımızda olanı yarın kaybettik. Yediğimiz her darbede yalnızlığın kötü bir şey olmadığını öğrendik.
Dostlarımızdan yediğimiz kazıklardan Güvenmemeyi öğrendik Güven duygumuzu kaybettik. 
Ve kayıpların en acısını Annemizi Babamızı kaybederken öğrendik.
Ölüme yaklaştıkça arkamıza baktığımızda aslında onca zaman içerisinde sadece zamanımızı boş yere kaybetiğimizi gördük ve koca bir yaşamı kaybettik 

Yaşamımız boyunca hep kaybetmeye mahkumuz. Veya ben öyle düşünüyorum. Her kaybedişimde suskunluğuma yenik düşüyor, kaybettiklerimle beraber iç dünyama sıkı, sıkıya sarılıyorum. Önce kendimi kaybediyor, sonrada beni çok özlüyorum.


Büyük kayıplar vermemeniz dileğiyle!