“Biriz birbirimiziz” bu anlamlı ve anlamlı olduğu kadar bizleri milli birlik ve beraberliğe yönlendirecek bu söz; Türk ve dünya eğitiminin “duayeni” Bahçeşehir Üniversitesi kurucusu Enver Yücel’e aittir. Enver Yücel kendi yazdığı “Hayatım Eğitim “ kitabında -bence - birlik ve beraberlik içinde olmamızın ne kadar heyecan verici ve ne kadar bütünleyici olacağını; millet olarak birlik ve beraberlik içeresinde devam etmemizin ne kadar değerli olduğunu kısaca şöyle dile getirmektedir:

“………. Uğur Okullarımız, öteki okullarımızla iş birliği içinde fevkalade başarılı bir proje gerçekleştirdi. Her izleyişimde çok beğendiğim, çok etkilendiğim bu projenin adı "Anadolu Rüyası" idi.

Bu projenin bir gösteriminde bütün renkleriyle Türkiye, Türkiye'nin kültürel güzellikleri müzik ve halk oyunları ile sunuluyor; bir diğer gösteriminde de Kurtuluş Savaşı döneminin Yörük Ali, Kara Fatma, Topal Osman Ağa ve Karayılan gibi kahramanları konu alınıyordu.

Sunumda anaokullarımızdan üniversitemizin öğrencilerine kadar yüzlerce çocuğumuz ve gencimiz; Türkiye Orkestrası ve Bahçeşehir Üniversitesi Halk Oyunları Topluluğu ile birlikte görev yapmıştı. Bu gençlerin önemli bir kısmı Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki okullarımızdan gelmişlerdi. Oyunlarıyla ve müzikleriyle bizi nasıl coşkudan coşkuya, gururdan gurura taşıdılar; bunu anlatmak gerçekten çok zor.

Çocukluğumdan beri gönlümde biriken vatan ve millet sevgisi; atalarımıza duyduğum minnet ve geleceğimize duyduğum güven; sahnede sese, ezgiye ve harekete dönüşmüş olarak karşımdaydı sanki.

Duygularımı ve düşüncelerimi dile getirmem için kürsüye çağırıldığımda, 

"Biz birlikte güzeliz, birlikte güçlüyüz. Biz biriz, birbirimiziz!" Diye söze başlamıştım.

O kadar coşku içindeydim ki içimden geçen ve gönlümü asla terk etmeyeceğini bildiğim şu duygularımı ve düşüncelerimi kürsüde söyledim mi, anımsayamıyorum:

"Türkiye'yi varlığının her zerresinde daima aşkla hisseden bir ailenin evladı olarak yurdumun topraklarında, yaylalarında onun kuzularıyla, çiçekleriyle ve çok sevdiğim insanlarıyla büyüdüm; bugünlere ulaştım.

İşim gereği sık sık yurt dışına çıkmakta ve bazen uzun süre oralarda kalmaktayım, işte o zaman gözlerimi yumup gönlümün sinemasında Türkiye'yi geziyorum:

Hırçın Karadeniz'imiz, bereketli Ege'miz, Dicle'miz mahzun Rumeli'den yadigâr Trakya'mız, coşkun Fırat'ımız, kol kola girmiş Toroslar, başı karlı Erciyes, güneşli Akdeniz... Burnumda tütüyor. Ve bir kere daha anlıyorum ki nerede olursak olalım biz hep Türkiye'deyiz. Çünkü biz, her birimiz; bedenimizle, ruhumuzla, bütün varlığımızla Türkiye'yiz.

Yurdumuz bir çiçek bahçesidir, hepimiz o bahçenin çiçekleriyiz.

Biz kıyafetlerimizle, oyunlarımızla, yemeklerimizle, geleneklerimizle, masallarımızla, destanlarımızla yurdumuzu rengârenk bezeyen renkleriz. Kara puşulu, Keşan peştamallı, üç etekli insanlar da bizimdir; kabalaklı, poturlu, cepkenli, bindallılı, puşili, yazmalı, tülbendi insanlar da bizim insanlarımızdır.

Sevdalarımızla, acılarımızla, coşkularımızla, ruhumuzla dolu ezgilerin hepsi bizimdir; kemençe bizim, halay, horon, bar bizim; davul zurna, tambur, saz bizimdir.

Biz Diyarbakır'da Ulu Camiyiz, Bursa'da Yeşil Türbe, Urfa'da Balıklı Göl ve Edirne'de Selimiye Camii'yiz. Dolmabahçe Sarayı da biziz, Mevlana Türbesi de.

Biz geçmişimizle Konya'da Selçuklu, Mardin'de Artuklu'yduk; biz Osmanlı'ydık, biz Türkiye Cumhuriyeti'yiz.

Biz dünümüzle, bugünümüzle ve yarınımızla bir bütünüz ve daima öyle olacağız."

Anılar sonsuz ve hayat devam ediyor.”(Kaynak: Otobiyografi, Görüşler ve Anılar Hayatım Eğitim, Enver Yücel, İstanbul 2018)

Sonuç olarak diyorum ki: Öğrenciler, akademisyenler, girişimciler ve politikacılar; herkes ama herkes bu başarılı eğitimci ve dünyanın saygın üniversitelerinden olan Bahçeşehir Üniversitesi’ni kuran ve de üniversite-mizi-yi “global” bir konuma getiren Enver Yücel hocamın yaşadığı hayat tecrübelerinden örnek ve ibret almak şahsi ve milli kazancımız olacaktır!