Her gece söz verip,sabaha uyanınca yine sözümde duramıyorum.Tıpkı bağımlılığı olan birileri gibi…

Akıllı telefonların akıllara ziyan verdiği,sosyal medya tükenmişliği benim ki.

Her yer de,her yaşam şeklinde elimizden düşüremediğimiz,nerdeyse cümle kurmayı unuttuğumuz sosyal medya tiryakisi oluverdik.

Yaşlı,genç,çoluk çocuk hepimizin elinde sosyal medya hesapları.

Ne aile içi sohbetler var.

Ne de toplum içi iletişimler.

Gözümüzün içine içine soktuğumuz akıllı telefonlarımızla bağlantılı sosyal medya hesaplarımızdaki;like alma heyecanları,kendimizi ifade etmeyi beceremediğimiz sanki varoluşumuzu ısrarla kabul ettirebildiğimiz,evimizin iç bölümündeki özelimiz olan tüm resim yayınlarımız paylaşımda.

Sosyal medya ile yatıp kalkmak onunla yaşamanın bıkkınlığını yaşıyorum.

Yazılarımı yazıp,sevgili dost okurlarımla buluştuğum bu platform benim için çok önemli ve özel.

Sayısız bana ihtiyacı olan kimsesiz çocuklara,insanlara ulaşmak,edindiğim onca eğitimimle destek verdiklerimle iletişim kurma yeri olan sosyal medya en büyük destekçim.

Gelgelelim;

Mesaj kutularında gereksiz oyun ve grup davetleri,anlamsız mesaj metinleri ile ulaşmam gereken binlerce insana cevap vermemi geciktiriyor.

Olmamış olayları olmuş gibi gösteren adrenalin yapmaya çalışan,şaşırtıcı paylaşımları paylaşanları görmek bayağılaştırdı sosyal medyayı.

Twiter,İnstagram,Facebook,Snap,Swam vb.ağlarda faydalı bilgileri sanatsal,edebi,toplumsal,siyasi,politik paylaşımları epeydir göremiyorum.

İsyankar,sahicilikten uzakta,ütopik yalan paylaşımları görmek can sıkıntısından başka bir şey değil.

Özellikle;

‘’ayıp,günah,yazık’’baskısından uzak olduğunu sananların cesurca o sıradanlaşmış yayınları…

Ev hanımlarının gün partilerini sosyal medyaya resimlemeleri…

Sanki;

kimse evinde yemiyormuş gibi sofralarındaki tuzun,biberin,kırmızı beyaz et mangal keyiflerinin rakı kadehlerinin resimlerinin boy boy sosyal medyayı meşgul etmeleri…

‘’Pasta,börek çörek yaptım bu gün.Ya sen ne pişirdin?’’

Muhabbetleri sosyal medya içeriğini mahalledeki hanımların rekabetine çevirmesi,Türk mutfağını da sıradanlaştırdı.

Arızalı ruha sahip olanların egolarını şölene çevirdiği kendilerinde üstünlük hissettikleri fotoğraf albüm yerinden başka bir yer olmamaya başladı.

Yıllarca dirsek çürüten eğitimli insanların önüne geçmeye çalışan eğitimsiz insanların ev içi resimlerini paylaşmaları sanki onların en en akademik kariyere,statüye sahip olduğu hissini yaşadıkları,’’süper egoları’’ oluyor.

Kimseler,interneti araştırma,inceleme bilgi edinmek için kullanmaz oldu.

Herkes kendince,doktor,hukukcu,sanatcı,bilim adamı olduğunu sanıyor.

Yazılı kaynak bilgilerini,gazete köşe yazılarını,manşetlerini,bilimsel yayınları okumaktan sıkılan,onu bunu,şunu merak edenlerin;merakını,can sıkıntısını gideren bir metropole sosyal medya der olundu.

Kim ne giymiş,hangi mekanda yemek yemiş?

Hangi eğlence pistinde dans ediyor?

Masasında kaç kadeh var?

Yanındaki kadın/erkek kim?

Kimin düğününde kimler ne giymiş,ne takılar takılmışla, dolu dolu paylaşımları gördükçe;elimdeki telefonu fırlatıp kırasım geliyor.

O vakit;sosyal medya hesaplarını kapat,fırlat ,kır diyeceksiniz.

İyi de;ben ve benim gibiler sosyal medyayı anlamında kullanıyor,haber ve yayın paylaşıyor.Doğru yayınlardan bilgiler ediniyor.

Sonra diyorum;

Belki,’’sosyal medyayı’’ sağlıklı ve faydalı bilgi iletişiminde kullanmayı öğreniriz.

‘’Herkesin,parası,dini, ailesi kendine.!’’

Belki;

özel yaşamı genele dökmeden aile yaşam olgusunda gizemli kalmayı benliğimize yerleştiririz.

Belki;

Sosyal medyayı önemiyle kullanmaya karar veririz.!