“Terör; baskı, cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir.”
 Terörle mücadele kanunu böyle diyor.
...
“-Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (TCK-madde 302),
-Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma (TCK-madde 307),
-Hükümete karşı suç (TCK-madde 312),
-Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan (TCK-madde 313)”
Kanunun saydığı terör suçlarından bazılarıdır.
...
“-Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, 
-Suç işlemeye tahrik,
-Suçu veya suçluyu övme, 
-Görevi yaptırmamakta direnme, 
-Devletin egemenlik alametlerini aşağılama,  
-Halkı askerlikten soğutma ve askerleri itaatsizliğe teşvik”
Kanunun açıkça tarif ettiği, terör amacıyla işlenen suçlardan bazılarıdır. 
**
Bu topraklarda köy basıp kundaktaki bebekleri katleden; okul basıp sınıflardaki çocukları kurşunlayan; yol kesip doktor, öğretmen, polis şehit eden; kamu kurum ve kuruluşlarına bombalı saldırılar düzenleyip tahrip eden PKK’ya “terör örgütüdür” demeyenler sizce kanunun hangi maddesine uyar?
… 
15 Temmuz gecesi bu ülkeyi Türk Yurdu olmaktan çıkarmaya kalkıştılar. El konulan askeri uçak, helikopter ve tanklarla devlet kurumlarına, bombalar yağdırıp; asker, polis, sivil demeden 250 kişi şehit edildi.
Ele geçirebilseler Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a da farklı bir muamele yapmayacaklarını cümle alem biliyor.
Biliyor da…
O günden beri, Haçlı zihniyetinin yerli işbirlikçisi terör örgütlerine karşı başlatılan mücadelenin her adımında, Türkçe lisanlı ama yabancı içerikli söylemler neden giderek belirginleşiyor?
**
Sıkı durun!
Geçen hafta CHP’nin ağır topları Aydın’da bir dizi programa katıldı.
15 Temmuz gecesini TBMM çatısı altında yaşayan CHP’nin Grup Başkan Vekili Özgür Özel bakın ne dedi Aydın’da:
“-Bize 'Terörist' diyorlar. Bizim aslında buna memnun olmamız gerekiyor. Çünkü bize başka bir şey diyemiyorlar. Bize 'Çaldın, çırptın, geçmişin karanlık' diyemiyorlar. 'Gelecek plan ve programın ülke açısından kötü sonuçlar doğurur' diyemiyorlar. 'Teröristlerle birliktesiniz' diyorlar. Onlar böyle diyor diye, moralimizi bozacak mıyız?”
Bu satırları okuduktan sonra gözünüzü kapatın ve herhangi birinin karşınıza geçip size “terörist” dediğini düşünün!
Böyle bir ifadeye karşı içinizde nasıl olur da “memnuniyet duygusu” belirir?
**
Aynı gün, aynı program.
Bu defa konuşan CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba. Bakın ne diyor:
"-Rabia işareti yapıyor. Şimdi bu işareti beş yapmaya çalışıyor. Bu da 'tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet ve bir de tek tip insan' olacak.”
Yekunüne karşı çıkmak için beşinciyi de ilave ediyor aklınca.
Cevap vermez ya; yine de soralım;
-Siz tek vatana, tek bayrağa, tek devlete ve tek millete karşı mısınız?
Yasalarda; tek vatana, tek bayrağa, tek devlete ve tek millete karşı olmanın hükmü nedir?
Ve bayım; partinizdeki altı ok hangi ilkeleri temsil eder? 

Bu ve benzeri söylemlerin bir amacı var mıdır acaba?
Bazıları neden terör örgütleriyle bu kadar yan yana durmaya gayret ediyor olabilir?
Bunu bilerek ve isteyerek yapıyor olabilirler mi?
Sabır sınırlarını tahrip ederek, partileri için ‘kapatma davası’ açılmasını istiyor olmaları mümkün mü?
Mesela partiyi kapattırıp mağduriyet oluşturma, hükümet baskısına maruz kaldığı edebiyatı yapma, bu yolla Türkiye’ye Uluslararası baskı oluşturma; hatta fiilen müdahalenin yolunu açma gibi planlara alet ediliyor olabilirler mi?