Bugüne kadar Çiçek Taksi, Çılgın Bediş, Yalancı Yarim, Ömre Bedel, Adını Feriha Koydum, Kırgın Çiçekler, Veda gibi bir çok önemli dizilerinde rol alan ve şimdilerde ise her hafta Atv ekranlarına Aşk ve Mavi dizisinde Birgül karakteriyle oyunculuğunu konuşturan ünlü oyuncu Birgül Ulusoy ile bu hafta Önce Vatan Gazetesi olarak bir araya geldik. 25 yıllık Oyunculuk kariyerinde elde ettiği başarıların gizli kapılarını bize açan Ulusoy’un özel röportajını siz değerli okurlarımızla buluşturuyoruz…  

Aşk ve Mavi dizisindeki Birgül karakterinizle başlamak istiyorum. Birgül kimliğinin oluşum sürecinden bahseder misiniz?

Aşk ve Mavi’nin Birgül karakterinin ilk tuğlasını senaristlerimiz Gül ve Yelda yaptığımız ilk toplantıda şöyle yerleştirdi..."Konağın kara kutusu" Hikâyenin ilerleyişi içinde ve diğer karakterlerle etkileşimi ile birlikte Birgül’ün "saflığı" "sınıf atlama çabası" "alt ve üst sınıf çatışması" "vefası" ve "çaresizliği"  gibi katmanları oluştu ve gelişti. En büyük özelliği sanırım komik bir karakter olması. Üzüldüğünde gözyaşları sel oluyor çoğu zamanda.

Aşk ve Mavi dizisinde sevilen bir karakter olan Birgül yani Birgül Ulusoy aslında kimdir?

Oyuncu Birgül Ulusoy Mehmet Hayati “den olma Neriman’dan doğma bir Anadolu bir Çukurova çocuğudur. Eğitim hayatım İstanbul da geçti ama tüm anılarım Toros’lar ve yaylalarda şekillendi. Beni oyunculuğa hazırlayan hikâyeler çocukluğumdan geliyor aslında. Toprak bana çok şeyin kodunu verdi aslında.

Kırgın Çiçekler maceranızdan hemen sonra Aşk ve Mavi projesinde buldunuz kendinizi. İlk teklif geldiğinde ne düşündünüz?

Senaristlerimiz Gül ve Yelda "Kırgın Çiçekleri" çekerken  bana haber gönderdiler Aşk ve Mavi’nin Birgül olur musun diye. Seve seve kabul ettim çünkü Emrah Erdoğan’ı başrolünü oynadığı bir işe davet edilmiştim ve sevgili Gül sevgili Yelda yazacaktı senaryoyu Mehmet Yiğitalp yapımcımızdı. Kulağıma çok iyi geldi bu formül ve kabul ettim. Senaristlerimiz bir şıklık yapım karaktere benim adımı verdiler bana sürpriz yapıp.
Duygum hep mutluluk olmuştur bu proje için.

Birgül karakteri gerçek hayatta sizinle özdeşleşiyor mu?

Hayat verdiğiniz karakterlere illaki kişiliklerimizden sızıntılar olur. Bunu engelleyemezsiniz. Bir karakter yaratmak oyuncunun dip hikâyeleri ile vücut bulur. Yoktan şekillenen bir şey değil bir karakter. Yazar öylesine güçlü yazmalı ki karakteri size malzemeyi vermeli size ondan sonrası için bu malzemeden güzel bir yemek yapıp iyi bir sunum ile servis etmek kalmalı.

Bugüne kadar Çiçek Taksi, Çılgın Bediş, Yalancı Yarim, Ömre Bedel, Adını Feriha Koydum, Kırgın Çiçekler, Veda gibi bir çok önemli dizilerinde rol aldınız. Peki, oyunculuk kariyerinizde kendinizi buldunuz yapım hangisi oldu?

İçimde hep kırık bir aşk hikayesi gibi duracak tek proje "VEDA" dır... Bir Ayşe Kulin hikâyesiydi. Ama kaderi 6 bölüm sürdü. O projede ki 3 çocuk annesi dönem kadını yoksul "Didar Hala" karakteri  çok kıymetli bir roldü benim için.

En büyük ütopyanız nedir? Oyuncunun en büyük rüyası yeni bir karakter midir? Bu işin bir zirvesi neresi?

Ben feci realist bir kişiliğim. Mesleğim içinde hep gerçekçi oldum. Buda bana hep huzur getirdi. Haddimi bilmeyi öğretti. Rüyalar olmaz bu meslekte. Sektörümüzün kapasitesi ortada. Derdi olan karakterlere hayat vermek eğer bir zirve olarak nitelendirilebilirse işte zirve orası derim.

Sizi oyunculuğa teşvik eden etkenler neler?

Oyunculuk ve oyunu kurma dürtüsü ile doğmuşsanız hayat sizi çaktırmadan oyunculuk mesleğine hazırlar. Ayrık otu gibi hep farklı bir çocuktum taa ilkokuldan beri. İlkokul öğretmenim bir gün rahmetli annemi çağırdı okula ve bu çocuğu konservatuara yazdırın dedi. Hikâye taa oralardan başladı  bugünlere geldim

Tescili bir oyuncu olarak sabah ilk uyandığınızda ruhunuzda hangi mesleğiniz ağır basıyor?

Eğer anne olmayı bir meslek olarak görürseniz anneliğe ayırdığım zamanı ve emeği her şeyin üzerinde tutuyorum son 8 senedir. Oyunculuk bile gerilerde kaldı bu sıralamada.

Oyuncu olmaya ilk ne zaman karar verdiniz? İlk oynadığınız ya da okuduğunuz oyun neydi?

Oyuncu olma fikri oyunları kurduğum o çocukluk günlerinden beri hep aklımdaydı ..Oyunlarda lider olmak. rolleri dağıtmak...oyun mekânlarını seçmek evden sokağa tabak tencere kilim taşımak bir nevi dekor kurmak ...İşte tüm bunlar oyuncu olmayı size düşündürür ..İyi taklit yapan bir çocuktum hep ve insanları hep güldürürdüm ..İlk defa ilkokul 5 sınıfta sahneye çıktım. Sene sonu müsameresinde seyirciye "hoş geldiniz" dedim indim sahneden.

Oyunculuğu hayatınızda nasıl bir yere koyuyorsunuz?

Oyunculuk bir meslektir. Çok büyük anlamlar yüklemediğim bir iş. Eve ekmek parası götürüyorum mesleğim sayesinde. Hepsi bu. Öyle ulvi anlamlar yüklerseniz şizofreniye doğru gider iş. Madde bağımlılığı ve mutsuzluk işte bu yüzden bu kadar yaygın bu meslekte her şeyin anlamını oyunculuğa yüklersen en sert antideprasanı yazarlar adama.

Dizi-sinema projelerinde özellikle oynamak istemediğiniz bir karakter var mı?

Derdi olan karakterler oynak isterim hep. Şu sıralar aklımda salt kötü bir karakter var. En büyük kötülüğü hep kendine yapan bir kötü.

Kamera karşısına geçmeden önce uyguladığınız belli ritüelleriniz var mı?

Besmelle çekerek başlarım her işime. Her set gününe her role ve içimden tekrarlarım "Allah’ım utandırma beni".

“Hiç düşünmeden kabul ederim” dediğiniz bir rol var mı?

Hiç düşünmeden kabul edeceğim bir rol sanırım bir kadın hikayesi olurdu..Set ve güçlü derdi olan bir kadın hikayesi.

Bizde Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…